VİCDAN!

İster muhtar ol, ister belediye başkanı ol, ister vali, başbakan, bakan, vekil, cumhurbaşkanı ol. Yüreğinde bir nebze vicdan yoksa; Ne insana, ne hayvana ne de ağaca, bitkiye acımazsın. Ilgın’ın yaylasında, iki komşu husumet içinde iken (bana eşeğin sahibinden ulaştırılan bilgiye göre) elindeki tabanca ile komşusunun eşeğine ateş ediyor ve bu zavallı suçsuz can, yerde tam bir gün fark edilmeyi bekliyor. Olay bana ulaştı. Jandarmayı aradım. Her zamanki gibi hemen olay yerine giden kınalı kuzularımız, insanlarla ilgili gereğini yapıp, sonra da vurulan eşeğin başında beklemeye başladılar. ‘24 yıl boyunca her an başımız sıkıştıkça, bu sessiz canların yardımına koşan, tüm jandarma teşkilatımıza ve kınalı kuzularımıza sonsuz teşekkürler. Bu durumda Ilgın Belediye Başkanı Sayın Mehmet Kahraman’ı aradım. -Hemen arkadaşları arayıp, ilgilenmelerini söyleyeceğim dedi. Jandarma bekliyor. Hayvan yaralı yerde bekliyor. Daha önce de Ilgın’dan hem hasta, hem de yaşlı bir bey beni aramış ve boynu cılk yara olmuş bir köpeğin, bahçesine gelerek, kendisinden yardım istediğini, karnını doyurduğunu ama yarasının çok kötü kokmaya başladığını sızlanarak anlatmıştı. Ben yine Sayın Mehmet Kahraman’ı arayarak yardım etmesini, bu sessiz yardıma muhtaç, çaresiz canımızı Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne göndermesini istemiştim. Tam 5 gün aradım. Beş gün içinde zabıta müdürüne yalvarmaktan ne ben bıktım ne de müdür bıktı ve sonunda Konya’ya geldi. Tabii kadersizlerin Konya macerası da bir başka. Belediye başkanlarından ‘Üstün Hizmet Madalyası’ almaya hak kazanmayı bekleyen ekip, izin verirse; zavallı can fakültede, vermezler ise hastanesiz, acilsiz, nöbetçi hekimsiz barınağa atılır. Eğer fakültemizde tedavi gereği 3 günden fazla kalır ise de bu üstün hizmet madalyası bekleyen hekimler de, fakülteye giden paralara ağlaşarak, tedavi bitmeden barınak hastalığı olan yere attırırlar. Dernek haber alamaz! Çünkü haber vermeye kalkan cezalandırılır ve telefonumuz açılamaz. Gelelim eşek olayına. Sayın Mehmet Kahraman başkanın ilk telefonu açıp, sonra açmadığını bildiğim için, basını aradım ve her iki basın kuruluşu aradı, onlara da göndereceğini söylemiş. Kınalı kuzularım, eşeğin başında saatlerce bekliyorlar ve bana ‘Araba nerede kaldı?’ diye sürekli soruyorlar, eşeğin sahibi de soruyor ama Sayın başkandan ses yok! 5-6 saat benim telefon sürekli bir eşeğin sahibini, bir sayın başkanı arıyor ses yok! Orman ve Su işleri Bakanlığı 8. Bölge Müdürümüz Sayın Tuğrul Şahin’i olayın başında haberdar ettim. Sayın belediye başkanı bölge müdürümüze de ‘Göndereceğini’ bildirmişti. Sayın bölge müdürümüz, Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı arıyor, çaresiz araba istiyor. Bu arada ulusal televizyonlardan ve basından, Ilgın Belediye Başkanı sürekli aranıp acil araba gönderilmesi isteniyor. Televizyonlar arıyor ve lütfen Ilgın zavallı eşeği yola çıkarıyor. Konulduğu kamyon hafriyat kamyonu. Bu arada Veteriner Fakültesi Dekan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Orhun Uzunlu’yu arayarak, acilde nöbetçi cerrah olduğunu öğrendim. Kamyondan eşek indirilemedi, çünkü kamyonun kapakları açılamadı. Nöbetçi cerrah Fatma Çuhadar kamyonda ilk müdahaleyi yaptı. Hemen İtfaiye Daire Başkanımız Sayın Cevdet İşbitirici’yi aradım. İsimsiz kahramanlarımız, Konya İtfaiyemiz yetişti, fakat onlar da vinç ve kepçe olmazsa indiremeyeceklerini, hayvana zarar verilebileceğini ilettiler. Konya Genel Sekreter Yardımcımız Sayın Selim Büyükkarakurt’u aradım ve kendisinin bu konuda yardımını istedim. Hemen gereği yapıldı ve uzun bir bekleyişten sonra eşek indirilerek, itfaiyemizin ve nöbetçi hekimlerimizin katkıları ile tedaviye alındı. Artık gece yarısı oluyordu. Dedim ya! Vicdan, vicdan, vicdan. Ne yasaya bakar, ne üstün hizmet madalyasını gönlünden geçirerek bu canların, canının yakıldığını bile bile duymaz ve hissetmezlere inat ‘Cenazem var’ mazeretine sığınarak gecikmez! Gereğini yapar, Yüce Tanrı’nın bizlere emanet yarattıklarının, bir gün hesap gününde karşısına çıkacağını unutmaz! İyi ki Konya Büyükşehir Belediyemizde Sayın Hasan Kılca Genel Sekreterimiz, iyi ki Sayın Selim Büyükkarakurt Genel Sekreter yardımcımız, iyi ki daire başkanlarımızdan Levazım’da Sayın Selami Uğur, iyi ki İtfaiye Daire Başkanımız Sayın Cevdet İşbitirici, iyi ki Yapım İşleri Daire Başkanımız Sayın Mustafa Yaylacı var. Ya onlar da Sayın Tahir Akyürek’i eleştirdim diye telefonlarımı açmasalardı? Odalarına kabul etmeselerdi? Ben hiç bir şey kaybetmezdim ama ya bu canlar, sessiz canlar ne yaparlardı? Orman ve Su İşleri Bakanlığı 8. Bölge Müdürümüz Sayın Tuğrul Şahin; iyi ki varsınız sayın müdürüm. Hiç çekinmeden, bu canlar için vicdanlı yüreğinize güvenerek, sizi günün her saatinde arayabiliyor ve yardım isteyebiliyorum. İyi ki varsınız iyi ki! Veteriner Fakültemizin Sayın Dekan’ı, sayın öğretim üyelerimiz İyi ki varsınız. Kendini bilmezlerin sizlere yaptığı suçlamaları, sırf hayvanlar incinmesin diye göğüslediniz ve hiç aksatmadan görevinizi yapıyorsunuz. Hepinize bu canlar adına şükranlarımızı sunuyoruz. Belediyemizin, vicdanlı daire başkanları, genel sekreterlerimiz iyi ki varsınız. Hem Veteriner Fakültemize hem de Büyükşehir Belediyemizin vicdanlı yetkililerine, daire başkanlarına, Konya Doğayı Ve Hayvanları Koruma Derneği üyeleri ve yönetim kurulu adına sessiz canların sesleri olarak, şükranlarımızı sunuyoruz. İşbirliğinize teşekkürler.