Konya
°C
Yeni Meram

Uzlaşma Kültürü

Uzlaşma Kültürü-Tayyar Çimen-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
06.07.2017 10:17
0
4116
ABONE OL
Ülkemizde ekmek su kadar ihtiyacımız olan bir şeyden bahsetmek istiyorum. Uzlaşma kültüründen. Herkesin birbirine bağırdığı bir ülke görünümündeyiz. “Kavgada yumruk sayılmaz” hesabı, kimin ne demek istediğini anlayamaz hale geldik. Sabır eksikliği, tahammülsüzlük haddinden fazla. Kimse kimseyi dinlemiyor. Hz. Mevlana diyor ki, “Söz söylemek için, önce duymak, dinlemek gerekir. Sen de söze dinleme yolundan gir.” Nerede o günler. Bizim siyasiler, sözün ortasından dalıyor bağırmaya başlıyorlar. Yine Hz. Mevlana’nın bir sözünü hatırlayalım: “Her şeye doğru demek, aptallıktır. Her şeye yanlış diyen de zorbadır.” Bu güzel ve anlamlı sözlerin ışığında hale dönersek, memleket manzaralarının iç karartıcı olduğunu görüyoruz. İktidar-muhalefet ilişkileri son derece olumsuz, polemik ve keyfiyet eksikliği her şeye hakim. Oysa ülke, büyük tehlikelerin içinde. Yurt içinde azılı terör saldırıları sürüyor. Öte yandan FETÖ denilen sinsi terörün ve onun ihtilal girişiminin yarattığı güvenlik zaafiyetini atlatmaya çalışıyoruz. Yurt dışında, Suriye’de ve Irak’ta askerlerimiz savaş bölgelerinde binbir tehlike içinde. Üç milyon göçmene ev sahipliği yapıyoruz, onlara bakıyoruz. En önemli ticari, siyasi ve askeri ortaklarımız olan Avrupa Birliği ülkeleriyle kavgalı hale geldik. Bir ülke bundan daha büyük bir tehlike içinde başka nasıl olabilir? Bu çerçevede birlik, dayanışma, anlaşma, uzlaşma kültürü her zamandan daha gerekli hale geldi. Bu gerçeği herkesten önce siyasi idarenin daha doğrusu iktidarın kavraması gerekir, ona göre davranması gerekir. Ama uygulamada bunu yazık ki göremiyoruz. Aktif cumhurbaşkanı sloganı altında, Sn. Başkanın, bütün konuşmalarına hakim olan yüksek sesli sert ifadeler, iyi niyetli maksadın ötesine geçiyor. Bu üslup doğal olarak siyasi mekanizmaları, iktidar-muhalefet ilişkilerini de olumsuz etkiliyor. Bu sert üsluba misliyle karşılık vermek isteyen muhalefet de sertlikten kendini kurtaramıyor. Olan da ülkemize oluyor. Kutuplaşma dediğimiz, ayrılıkçılık topluma yayılıyor. Bir musibet, bin nasihattir misali 15 Temmuz ihtilal teşebbüsü, siyasi tarafları barışçı bir şekilde bir araya getirmişti. Ne var ki bu çok kısa sürdü. O zaman ne yapmalı? Bu kutupları ülkenin yüksek çıkarı için nasıl bir araya getirmeli? Diyorum ki, siyasetçilerimiz, siyasi konuşmalarına çok şifalı bir ilaç katmalıdırlar. Bu ilacı hepsi belki bilirler ama nedense kullanamazlar. Ben şimdi o ilacı bir kere daha açıklıyorum. SEVGİ. Yüreğinizde sevgi kök salmışsa ve konu vatansa, konuşmalarımız neden kutuplaştırıcı, neden sert olsun ki. Büyük Atatürk ne demiş, “Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır.” Burada da konumuz vatan olduğuna göre, yüreğimizde de sevgi olduğuna göre, neden yapıcı, birleştirici, ılımlı konuşmayalım. İktidarı, muhalefeti bütün siyasi insanlarımız, aydınlarımız, medyada çalışanlarımız, ilim adamlarımız neden bu müthiş ilacı, sevgiyi kullanmayalım. Onu kullanmaya başladığımızdan itibaren her çetin problemin nasıl yumuşadığını, uzlaşmanın kendiliğinden önümüze geldiğini görürüz. Alman şair ve filozofu Schiller (1759-1805) diyor ki: “Sevgi birliğe, bencillik yalnızlığa götürür.” Büyük şairimiz Cenap Şehabettin (1870-1934) de şöyle söylüyor: “Yalnız seni sevenleri sevmek sevgi değil, değiş tokuştur.” Yüce tanrıdan yüreklerimize sevgi diliyorum. Saygılarımla.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.