Konya
°C
Yeni Meram

ÜÇ CENAZE VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ!

ÜÇ CENAZE VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ! -EROL SUNAT- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
28.05.2019 07:08
28.05.2019 09:43
0
6700
ABONE OL
Milliyetçiler, ülkücüler, Allah sevgisini, vatan sevgisini, bayrak sevgisini, milli ve manevi değerlere bağlılıklarını canlarından aziz bilenler, 2019 yılı Ramazan ayı içerisinde üç sevilen dostlarını, üç sevilen arkadaşlarını toprağa verdiler. Suat Telatar, Cemal Çınardalı ve Ali Kenan Altuntaş. Başta aileleri olmak üzere, sevenlerini, arkadaşlarını, dostlarını yasa boğan bu üç ölümle birlikte camileri, cami avlularını ve mezarlıkları dolduran insanlardaki iki farklı burukluğu da gözledi ve yaşadı, cenaze merasimlerine katılanlar… Bu burukluklardan ilki, kaybettikleri dostlarını bir daha geri dönülmesi mümkün olmayan ebedi yolculuklarına uğurlamak olurken, Diğeri ise artık mazide kalmaya mahkum edilen, mazide kalsın diye uğraşılan, tepe-tepe maziye gömülsün de, devamlı gömülü dursun diye çalışılan, adı konulamayan, konulsa da adlandırılamayan garip mi garip bir ayrılıktı. Bu insanlar küs değiller… Kavgalı değiller… Herkesin herkesi çocukluğundan beri tanıdığı, bildiği, sevdiği insanlar… Kimi ilkokuldan, ortaokuldan arkadaş, Kimi aynı mahallede birlikte büyümüş, Kimi Ocak yönetimlerinde beraber çalışmış. Lakin; O eski selamlaşmaları yok! Coşku ve heyecanları yok! Aslında ayrı değiller, gayrı değiller! Biri bir partide, diğeri başka bir partide, bir başkası daha başka partide… Öz aynı, söz aynı, köz aynı… Amma velakin; Araya, adına ayrılık denen duvarlar örmüş, ayrılık tohumu saçanlar! ***** Oysa onlar, cenaze namazlarıyla ebedi aleme uğurlayacakları dostları, arkadaşları, kardeşleriyle daha dün bir bütündüler… El eleydiler… Omuz omuzaydılar… Kolkola hep birlikteydiler… Bu insanları ancak ölüm ayırabilirdi, Bu insanlar büyüğünü-küçüğünü bilir, Sevgi ve saygıda kusur etmez, Birbirinin önünden geçmez, Kendinden bir yaş büyüğüne ağabey deyip, hürmette kusur etmez, Arkadaşına laf söyletmez, Arkadaşlarının iyi gününde, kötü gününde iki eli kanda olsa koşup gelirdi! Öz kardeşten daha ileri bir kardeşliğin timsaliydi her biri… Her cenazede artık yaşanan aynı görüntüler mi olacak diye ümitsizliğe düşenler var! Bu ayrılığa sebep olanlara, Bu ayrılığı körükleyenlere, Bu ayrılığı derinleştirmek için her yolu mubah sayanlara, Her cenaze de, beddualar ve ahlar yağıyor, sessiz sedasız! Ve o insanlar, diyorlar ki; Nereye gitti o birbirini gördüğünde içi gülen gözler? Nereye gitti o samimi ve içten tokalaşmalar? Nereye gitti o candan sarılmalar, kucaklaşmalar? Ey bu ayrılık rüzgarını, bu güzel birliği, kardeşliği dağıtmak için çağıranlar! Ayrılıkların böldüğü, parçaladığı, paramparça etmek üzere olduğu bu hali nasıl görmezden gelirsiniz? Nasıl dur demezsiniz? Ayrılıkların derinleşmesini neden seyredersiniz? Cenazelere gittiğinizde nereye bakıyorsunuz? Nasıl bu kadar kör, sağır ve duygusuz olabiliyorsunuz? İnsanların kalplerindeki ıstırabın, yüzlerine vurduğu o hüzünlü hali görmek istemeyen o vicdanlarınız, nasıl bir vicdandır? ***** Son yıllarda sadece, katıldıkları cenazelerde aynı safta öğle yada ikindi namazı ve ardından cenaze namazı kılıyor o birbirlerini derinden seven insanlar. Vefat eden ortak arkadaşları toprağa verildikten, Dualar edildikten, Yakınlarına başsağlığı dilendikten sonra, Neredeyse bir sonraki cenazeye kadar hiç görüşmemek üzere ayrılıp gidiyorlar! Bu buruk ayrılıkların, Bu istemeye istemeye gidişlerin mesulü sizsiniz! Sizsiniz, ayrılık tohumları ekenler! Bu ayrılığın, bu burukluğun, bu hazin manzaranın vebali ağır! Bu vebal, kimseyi abad etmez! Bir olmak, birlikte olmak, beraber olmak, Birlikte hareket etmek nedir bunu en ince ayrıntısına kadar bilen, Düne kadar hakkıyla uygulayan insanların, ayrılıklar sonrası içler acısı hali sizin eseriniz! Bu gıptayla bakılan birliği ve beraberliği dağıttıktan, Parçalara ayırdıktan, Aralara ayrılık tohumları saçtıktan sonra, Yapılan birlik çağrıları neden hep havada kalıyor diye hiç düşündünüz mü? Biz nerede, ne yanlış yaptık demiyor musunuz? Keşke diyebilseydiniz! Onca ayrılık tohumu saçılmasına rağmen, bağlar sanıldığının aksine, kolay kopacak gibi değil, hatta kopmadığı gibi içten içe daha da kuvvetlenecek ve kenetlenecek gibi görünüyor! Neden mi? Rahmetli Suat Telatar, rahmetli Cemal Çınardalı ve rahmetli Ali Kenan Altuntaş, son yıllarda hiçbir şekilde bir araya gelmeyenleri, gelemeyenleri, gelmek istemeyenleri son vedalarında bir araya getirdiler…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.