Konya
°C
Yeni Meram
24.07.2019 05:33

Türk Tarihinde Coniler-1

Türk Tarihinde Coniler-1- Baha DURMAZ- Yenimeram Gazetesi

A+
A-
24.07.2019 05:33
24.07.2019 11:04
0
6448
ABONE OL
Yeni dünya kavramına iddialı giriş yapan, devletleşme sürecinde iç savaş problemlerini çözen ABD, ilk defa 1796 yılında Osmanlı Devletiyle temas kurmuştu. Akdeniz’de ticaret gemilerinin güvenliğini sağlamak için, bölgedeki Türk korsan gemilerinden adeta illallah etmişti. Bu yüzden, bölgenin yaşlı kurduna haraç vermek zorunda kalmış ve tarihte “Trablus Antlaşması” olarak bilinen antlaşmayı imzalamıştı. Bu antlaşmanın çok ilginç özellikleri bulunmaktaydı. İlk defa ABD, bir devlete vergi vermek zorunda kalmış, hatta yine bir ilk olarak yapılan antlaşma, İngilizce değil, Osmanlı Türkçesi olarak kaleme alınmıştı. Bu gibi özelliklere bakılarak, hasta adam olarak nitelendirilen Osmanlı Devleti’nin, uluslararası ilişkiler bakımından ne kadar kritik bir antlaşma yaptığı görülmektedir. Daha sonrasına baktığımızda, ABD ile Dünya Savaşında ne kadar sıcak çatışma ortamında karşı karşıya gelmesek de karşı safta yer aldığını görmekteyiz. Ulusal bağımsızlık mücadelemizin başladığı dönemlerde, İstanbul işgal altına girdiğinde nitekim ABD donanmasını, İstanbul boğazında görmekteyiz. İşin garip yanı, bu bilgi bizden uzun yıllar saklandı. ABD, süper kahraman olarak kendini “wilson ilkelerinde” tanımlamaktaydı. Aslında uzun yılların planını yaptığı bu manifesto ile, dünyaya barış ortamının kendi eliyle gelebileceğini, dünyanın adalet ve nizam koyucusu olarak kendilerini gördüklerini deklere etmişlerdi. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti ile ticari ilişkiler genişlemeye ve gelişmeye başlamış, dünyanın yaşadığı ikinci dünya savaşından sonra, soğuk savaş dönemi başlamış ve ABD karşımıza tekrar çıkmıştı. Korku denkleminde bulunan ülkemiz, soluğu ABD’nin yanında alarak, yaklaşan Sovyet tehdidine karşı bir refleks oluşturmuştu. Kamuoyunda, ABD, barışçıl, Türkiye’nin ve Türk Milletinin, Rus tehdidine karşı yegane umudu olarak gösterilmiş ve yapılan yardımların ne denli önemli olduğu vurgulanmıştı. Ne yazık ki ipleri bu conilere verdiğimiz en önemli dönemeçlerden biri NATO'ya girmekle oldu diyebiliriz. O günkü siyasi iktidar bir yol ayrımına gelmiş, Komünist Sovyet tehlikesine karşı Amerika’nın öncülüğündeki Batı yönüne rotayı kırmıştı. Dramatik olan kısım ise sonlarda yönünü Rusya’ya çevirmek isteyen merhum Menderes'in idam edilmesi olacaktı. Askeri müdahale kavramına alışkın olan ülkemizde aslında ilk defa dış destekli bir darbe yapılmıştı. Bundan önceki ayaklanma ya da darbeler, ya başıbozuk yeniçeriler ya da çeşitli menfaati olan odaklar tarafından yapılmaktaydı. 1960 yılından, 1974 yılına kadar bir kanser gibi yayılan Amerikan derin yapılanması, o günkü siyasi iradenin Kıbrıs’a müdahale etmesine engel olamamıştı. Bu milli devlet yapılanmasının, içimizde asalak gibi yaşayan, sülük gibi kanımızı emen conilere karşı ilk zaferiydi... Gelecek haftaki yazımızda, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasındaki ilişkilere değineceğiz.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.