Konya
°C
Yeni Meram

TURİZM BAŞKENTİ MİYİZ?

TURİZM BAŞKENTİ MİYİZ?-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
15.01.2019 00:09
14.01.2019 16:10
0
1889
ABONE OL
Turizm denildiğinde ne anladığımız konusu pek net olmayınca, Turizmi Mevlana törenlerine bağlayıp kazançlarımızı Mevlana Şekeri, Mevlana Hediyelik Eşyaları ile sınırladıktan sonra, mevcut otelleri de doldurduk mu, azıcık aşım ağrısız başım deyip geçiliyordu. Mevlana İhtifallerinin gönül köprüleri inşa edildiğinde, rahmetli Feyzi Halıcı, Türkiye’nin en seçkin sanatçılarını, sanatkarlarını, Mesnevihanlarını, Sazendelerini Konya’ya getirdiğinde, o günlerin şartlarında yeterli otelin olmaması, gelen yerli ve yabancı misafirlerin bizzat misafirperver Konyalılar tarafından evlerinde misafir edildiklerini bu şehir biliyor. O günlerden bugüne onlarca yıl geldi-geçti. Artık beş yıldızlı otellerimiz var. Marka olan resteurantlara sahibiz. Hediyelik eşyalarımızı Çin’den getirme bahtsızlığımız devam ediyor. Konya kendine has, kendine özgü bir hediyelik eşya sektörü geliştiremedi! Geliştirmek için alacağı acil tedbir kararları laf safhalarını henüz aşamadı! Bir tarihte, hediyelik eşya olarak, Çin’e yaptırılan “Çekik gözlü Semazenler” trajikomik dönemler yaşattı bu şehre. Turizm’i geliştirmek, gelen ziyaretçi sayısını beş milyon ve yukarısına çekmek yine lafta kalmaya devam ediyor. Her yıl Tarım Fuarına gelen 300 binden fazla ziyaretçi, diğer fuarlarla birlikte 400 bine ulaşan misafir, İki buçuk milyonda Mevlana Müzesine gelen ziyaretçiyle 3 milyonu bulan bir ziyaretçi trafiğimiz var. Bu yıl, otellerimiz tam dolu değildi. Yeknesak, yeniliği olmayan, kendini yenilemek ve geliştirmek adına hiçbir şey yapmayan rutin programlardan vazgeçmeyi bir türlü düşünemeyen yaklaşımlarla, Turizm Başkenti olma iddiasında bulunmak ne kadar doğru, ne kadar haklı, ne kadar gerçekçi? Diğer şehirlerde Mevlana’yı Anma programları, Konya’yı gölgede bırakırken, biz Şeb-i Arus’un patenti bizde lafının arkasında mest olmuş vaziyetteyiz! ***** Beş milyon ziyaretçi beklentisi 2007 yılında telaffuz edilmişti! Yıl kaç? 2019… 12 yıla döndüğümüz şu günlerde, zar zor 3 milyona ulaşabildik! Bu ne mi demek? Turizm Başkenti ilan ettiğimiz, kürsülerde ve attığımız nutuklarda, bu ilan etmelere doyamadığımız şehrimiz, bu laflara acı acı gülmekten başka bir şey yapamıyor! Tanıtım faslımız bir türlü bir arpa boyu yol gidemedi! Bu şehrin tanıttığı, meşhur ettiği, ön plana çıkardığı nice isim, Konya’yı kendilerinin tanıttığı hayaline kapılmış olacaklar ki, Konya tanıtımı denince onlarca yıldır, ben yaptım, biz yaptık, ben olmasaydım, biz bir araya gelmeseydik diye başlayan cümleler kurdular hep! Şehirler arası rekabette, özellikle alternatif Şeb-i Aruslar ve Mevlana’yı anma programlarında açık ara bir hayli gerilerdeyiz! Ve kalmaya devam ediyoruz! Çünkü, biz neden bu haldeyiz, bu hallerdeyiz diye bir derdimiz yok! Rekabete kafa yorma gibi, biz diğer şehirlerden çok daha iyisini neden yapamıyoruz, neden yapmıyoruz diye bir düşüncede ufukta görünmüyor. Konya Turizm Derneğinin ve rahmetli Feyzi Halıcının, ihya ettiği Mevlana İhtifallerinin zenginliğine değil ulaşabilmek, kenarından bile geçebilmiş değiliz. Dünden ilham almayı çok sevdiğini her alanda vurgulayan ve altını çizen Konya, sıra Mevlana İhtifallerine geldiğinde, bir anda sağır ve dilsizleri oynuyor! Rekabetin, değişimin ve yeniliğin yolu Türkiye’yi Konya’ya getirmekten, hem ülkenin, hem de dünyanın gözünü bu şehre döndürmesinden geçiyor. Temcit Pilavı misali ısıtılıp-ısıtılıp önümüze getirilen programlar ve isimler bu şehre prestij kaybettirmeye devam ederken, bu işin hamiliğini devam ettirenlere de her geçen yıl neler kaybettirdiğini başka nasıl anlatalım? Bu türden organizasyonlar, programlar Konya’ya yakışmıyor! Hz. Mevlana’yı üzmekten başka hiçbir işe de yaramıyor! ***** Bir başka soru da şu? Konya’nın tarihi ve kültürel değerleri yeterince tanıtılıyor mu? Yıllardır Mevlana bize yeter diyenler vardı! Mevlana’yı Anma Programlarının üstesinden gelemeyen, başta İstanbul ve İzmir gibi şehirler olmak üzere, birçok şehirden gerilerde kalan ve geri kaldığını bir türlü göremeyen yaklaşımlarla Turizm Şehri olma iddiasında nasıl bulunacaksınız? Sille’nin, Selçuklu Belediye Başkanları Adem Esen ve Uğur İbrahim Altay’ın gerçekten gayretli ve fedakar çalışmalarıyla ihya edilmesi, Konya’nın kazancı oldu. Alaeddin tepesinin boynu bükük… Kilistra yalnız, çaresiz, kendi haline bırakılmış durumda… Çatalhöyük, dünyanın bildiği, bizim bilmekten, görmekten imtina ettiğimiz garip bir höyük! Nasreddin Hoca, Akşehir’e hapsettiğimiz, Festival günlerinde dünya bilip tanıyor ayıp olmasın Hoca’ya dediğimiz bir başka değerimiz! Şehrimizin merkezinde olduğu halde kıymetini bilemediğimiz Selçuklu Sultanları, türbeler, şehre mana ve anlam kazandıran gönül postlarını, bu şehre sermiş gönül erleri, bu şehrin güzelliği, zenginliği… Selçuklu Sultanlarından İzzettin Keykavus’un yattığı Sivas, kendisine gururla Sultan şehri derken, Mana sultanlarının ve Selçuklu Sultanlarının yattığı bu şehre “Sultanlar Şehri” bile diyemeyen bizler, Ne şehri desek havada kalıyor! Aynen “Turizm Şehri” dediğimiz gibi. Düne yani geriye bakmayı çok seviyoruz ya, hani! Düne bakarken, dün ne yanlışlar, ne hatalar, ne yapılmaması gerekenler yaptık diye de kendimizi sorguladığımız oluyor mu acaba?
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.