Konya
°C
Yeni Meram

SURİYE’DE TÜRKLER

SURİYE’DE TÜRKLER-Tayyar Çimen-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
27.12.2018 00:42
26.12.2018 16:42
0
6028
ABONE OL
Değerli okuyucularım, yıl 1916 ve Türk askerleri ve komutanları Suriye’deler. Şu tarihin tekerrürüne bakın. Şimdi yıl 2018, Türk askerleri ve komutanları yine Suriye’deler. 1.Dünya Savaşı’na (1914-1918) birçok cephede katılan Osmanlı Devleti’nin Hicaz’da, Yemen’de, Sina Yarımadası’ında, Mısır’da, Suriye’de savaş cepheleri var. Oralarda Osmanlı Ordusu, İngilizler’e daha sonra ihanet eden Araplar’a karşı çetin savaşlar vermektedir. Beri yanda Çanakkale Boğazı’ndan girerek başkent İstanbul’u işgal etmek isteyen emperyalist güçlere (İngiliz, Fransız güçleri) karşı, Çanakkale’de direniş var. (1915) O sıralarda Sofya’da ataşemiliter olan Yarbay Mustafa Kemal Çanakkale’de görevlendirilir. Burada gösterdiği üstün başarı ve elde ettiği zafer sayesinde, Mustafa Kemal, albaylığa daha sonra da generalliğe yükselir ve artık tanınmaya başlar. 1915 sonlarına doğru, Mustafa Kemal Edirne’ye 16. Kolordu komutanlığına tayin edilir, oradan da kolordusuyla birlikte Silvan’da (14.4.1916) göreve gider. Yaptığı savaşlarla 7 Ağustos 1916 da Muş ve Bitlis’i Ruslar’dan kurtarır. 1917’de tümgeneral olan Mustafa Kemal 2. Ordu Komutanı olarak Diyarbakır’a karargahını kurar. Bu arada Hicaz ve Suriye’de savaş sürmektedir. Haziran 1917’de Başkomutan Vekili Enver Paşa (Başkomutan Alman Liman Von Sanders) başkanlığında, Halep’de ordu komutanları toplantısına, 2. Ordu Komutanı olarak Mustafa Kemal’de katılır. Orada, bu bölge için kurulan yeni Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’na Alman General Falkenhayn’ın getirilmesini tenkit eder. Enver Paşa’nın canını sıkar. Enver Paşa Almanlar’a Türk subaylarından daha fazla güvenmektedir. Görüldüğü gibi, değerli okuyucularım, Türk Ordusu bundan 100 yıl önce de Suriye’dedir, Halep’dedir, Şam’dadır. Mustafa Kemal, daha sonraları Ağustos 1918’de 7. Ordu Komutanlığı’na, onu takiben de Ekim 1918’de Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına atanır. Bölgede bu düzende, bu Alman komutanlarla, bu yokluk içinde savaş kazanılamayacağını gören Mustafa Kemal, kuvvetleri hızla toparlayıp Anadolu’ya doğru çekilmeyi uygun görür. Ordunun bir kısmını kurtarır. Suriye bizim kapı komşumuzdur. Karşılıklı akrabalar vardır. Ayrıca bir milyon Türk kökenli Türkmen bu ülkede yaşamaktadır. Bizim buralarda olmamız, iyi günde kötü günde olaylara karışmamız, ister istemez doğaldır. Uzak değil 2011 yılına kadar bu ülkeyle zaten çok dostane ilişkilerimiz vardı. Peki, 5-10 bin km uzaklardan gelerek buralarda at koşturanlara (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya) ne demeli? Emperyalizm böyle bir şey işte. Niye gelmesin, burada çok petrol var, doğal gaz var, onları başkalarına kaptırmak ister mi? ABD’nin evladı İsrail burada, etrafı da düşmanlarıyla çevrili, onu yalnız bırakmak olur mu? Buradaki ülkelerin öyle çok gelişip, kalkınıp kafa tutar hale gelmesi işlerine gelmez. “İç çatışmalarla, mezhep kavgalarıyla birbirlerini kırıp döksünler ve her defasında bize, buyur abi desinler. Doğru olan budur. Buralardaki devletsiz ve dağınık Kürtleri’de bir emirkulu devlet haline getirelim olsun bitsin. Türkiye’nin sınır güvenliği vs bizi ilgilendirmez” şeklinde düşünürler. İşte bütün bu adaletsiz dünya şartları sebebiyle biz Türkler 100 yıl sonra gene Suriye’deyiz. Aleyhimize terör teşkilatı kuruyorlar, soydaşlarımız bizden yardım bekliyor, ABD özellikle müttefikliğe uymayan işler çeviriyor. Kapımızın önünde, Mehmetçik önlem almasın da ne yapsın? Saygılarımla.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.