Konya
°C
Yeni Meram

Siyasette, ticarette her yerde doğruluk ve dürüstlük

Siyasette, ticarette her yerde doğruluk ve dürüstlük-Rıdvan Bülbül-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
12.06.2017 06:50
12.06.2017 09:43
0
5307
ABONE OL
■ Acı da olsa doğruyu söyleyiniz. (Hz. Muhammed) ■ Özü doğru olanın sözü de doğru olur. (Hz. Ali) ■ Hesabı temiz olan muhasebeden korkmaz. ■ Ben doğru yolda kaybolmuş kişi görmedim. (Sadi) ■ Yolu doğru olanın yükü ağır olur.(Hz Mevlana) *** Toplumların yozlaşmasında en etkin rolü doğru yerine eğriyi, dürüstlük yerine hileyi yeğlemenin rol oynadığı kuşkusuzdur. Ülkenin Padişah, bir gün tüm çocukların meydana toplar ve her birine 1 saksı ve 1 tohum verir ve derki ; “Tohumu en güzel biçimde yetiştirecek çocuk benden sonra Padişah seçilecek…” Tüm çocuklar yıl boyunda her gün tohumları sular, saksılarını güneşe doğru çevirirler. Gün gelir çocuklar saksılarını eline alır Padişahın huzuruna çıkmak için heyecanla beklerler, en güzel ağaçları yetiştirmişlerdir. Ancak ne var ki içerinden birinin elinde ne ot ne de ağaç bulunmamaktadır. Çocuk utana- sıkıla annesine dert yanar; “Annecim gitmek istemiyorum utanıyorum. herkesin ağacı büyüdü,benimki ise büyümedi.” Annesi teselli eder; ” Oğlum, denedin çabaladın gayret ettin ama senin ki büyümedi; yinede gideceksin.” Meydanda Padişah çocukları tek tek geziyor denetlerken, ağacı olmayan çocuk bir köşede utana sıkıla beklerken Padişah çocuğu bulur ve herkesin huzuruna çıkartır. Çocuk korku ve merak içindedir. Padişah konuşur; “Benden sonra bu çocuk Padişah olacak. Size verdiğim tohumların tümü kuruydu. Hiç birinden böyle güzel ağaç yetişme ihtimali yoktu; siz tohumları değiştirdiniz, ancak bu çocuk benim verdiğim tohumu değiştirmedi, doğruluğu ve dürüstlüğüyle padişah olmaya hak kazandı..” Kıssadan hisse ya da anlayana sivri sinek saz, anlamayana da davul zurna az deyip konumuza geçelim. … Bir işi doğru yapmanın üç yolu vardır: 1. Akıl yürüterek ki en saygı değeridir... 2. Benzeterek ki en kolayıdır. 3.Tecrübeyle ki en acısıdır. (Konfüçyus) … Hz. Zünnun-i Mısri’ye sordular; - Efendim, dünyada en zor şey nedir? Şu yanıt geldi; - Hakkı bâtıldan ayırmaktır. Yani iyi nedir, kötü nedir? Kim sevilir, kim sevilmez? Bunu ayırabilmektir. Yeniden sordular; - Bu, o kadar önemli midir? - Elbette. Çünkü ahirette, hak diye sarıldıklarının bâtıl olduğunu görenler kahrolacak, hüsrana uğrayacaklardır. Peygamberimiz de bu hususta; “Yâ Rabbî, bana doğruyu doğru olarak, yanlışı da yanlış olarak bildir. Bâtıla, hak diye sarılmayayım” diye dua ederlerdi. ... ■ Doğruluk yüzünden öleceğini bilsen bile, yine doğru ol. (Hz. Ömer) ■ Arkadaşını zorlukta, gıyabında ve ölümünden sonra korumayan dost, dost değildir. (Hz. Ali) … Yalancılık ne kadar kötüyse, doğruluk da o kadar iyi, güzel ve faziletlidir. Hz. Peygamberimize olgunluğun alâmeti sorulduğunda şu yanıtı verdi; “Doğru konuşmak, doğrulukla iş yapmaktır” İnsan oğlu her işinde, her sözünde doğru olmalıdır. İç ile dışın bir olması adalettir. İçinin dışından iyi olması fazilettir. İçi dışına uymayan insana doğru denmez; ■ Bir müminin kalbi doğru olmayınca, imanı doğru olmaz. Dili doğru olmayınca da kalbi doğru olmaz. ( Hadis) ... Hz. Seyyid Abdülkadiri Geylani’den anlatı; ■ İlim tahsili için evden ayrılırken annem, elbisemin iç kısmına görülmeyecek şekilde babamdan kalma kırk altın koydu. İhtiyaç hâlinde, bunları harcamamı söyledi. Sonra ağlayarak dedi ki: “Belki bir daha seninle görüşemeyeceğim. İnşâallah âhirette görüşeceğiz. Senden istediğim bir tek şart var; o da şu: Her ne olursa olsun, yalan söylemeyeceksin! Her zaman doğruluk üzerinde bulunacaksın!” Yola çıktık. Hemedan’ı geçince altmış kişilik eşkıya grubu yolumuzu kesti. Herkesin parasını,değerli eşyalarını aldılar. Eşkıyânın biri “neyin var” diye sordu. “Kırk altınım var” dedim.Eşkıyâ beni dalga geçiyor zannederek, üzerimi aramadan çekip gitti. Başka bir eşkıyâ gelip, o da aynı şeyi sordu. Ona da “Kırk altınım var” diye yanıt verdim. O da sözümü önemsemeyip, gitti. Reislerine benden söz edince Reis de beni yanına çağırıp sordu: - Yanımda kırk altınım var diyormuşsun! Bizimle dalga geçmeye utanmıyor musun? - Yalan söylemiyorum, söküp bakabilirsiniz. Eşkıyâdan birisi gelip, elbisemin içindeki gizli yeri söktü. Altınları çıkarttı. Reisleri şaşırdı; “Üzerini aramadık. Gizli yerde olduğu için arasak da bulamazdık. Sorduğumuzda, “Bir şeyim yok” deseydin altınların sana kalırdı. Altınlara yazık niçin doğruyu söyledin?” Ben de ona şunu söyledim; “Ben ilim tahsîli için Bağdat’a gidiyorum. Annem yola çıkarken vasiyet etti ve dedi ki: -- Ne olursa olsun yalan söylemeyeceksin!- Anneme söz verdim. anneme ihânet edemem. Bunun için doğruyu söyledim” dedim. Bunun üzerine eşkıya Reisi bana dönüp ağlayarak şunları söyledi: “Bunca yıldır, beni yaratan Rabbime verdiğim sözde durmadım. O’nun yasak ettiği işleri yaptım. Bu hâlin kendime getirdi. Hepinizin huzûrunda tövbe ediyorum.” Reislerinin hâlini gören eşkıyâlar” tövbe ettik” deyip aldıkları malları sahiplerine verdiler. … Eski zamanlarda bir kimse büyük bir suç işler. İdama mahkûm olur. Bu kimse idam edileceği zaman, nasıl olsa öldürüleceğim diye, “Hükümdar şöyledir; hükümdar böyledir” diye ağzına gelen bildiği kötü sözleri haykırmaya başlar. Biraz sonra hükümdar gelir. Oradaki iki vezirden birine sorar: - Bu adam deminden beri ne söylüyordu? Birinci vezir der ki: - Hükümdarım, bu adam, “Affedenlerin yeri Cennettir” diyerek sizden af talebinde bulunuyordu. Bunun üzerine hükümdar suçluyu affeder. Fakat ikinci vezir, ortaya atılıp der ki: - Hükümdarım, bu vezir yalan söylüyor. Bu adam size kötü sözler söylüyordu. Hükümdar, doğru söyleyen vezire der ki: - Ey vezir! Öteki vezir yalan söylemekle bu mahkûmu kurtarmıştı. Sen ise yersiz doğru söylemekle hem mahkûmun, hem de vezirin ölümüne sebep olmak istiyorsun! Hükümdar, yersiz doğru söyleyen veziri azleder, yalan söyleyerek bir suçluyu kurtaran veziri de kendisine sadrazam yapar. … İslâm dini, üç temel üzerindedir. Bunlar, hak, sadakat ve adalettir; “Tehlikenin doğruluk içinde olduğunu görseniz dahi, doğruyu arayınız! Çünkü doğrulukta kurtuluş ve selâmet vardır.” “Doğru olan, iyi davranır, iyi davranan emin olur. Emin olan da cennete girer.(Hadis) --- Dünyada doğru, dürüst, dik, ne ise O... insanların sayısı giderek azalıyor. Hile, hurda, yalan dolan almış başını gidiyor. Çok kişi sorup sorguluyor; “Ne oldu, insanlara, ne oldu bize!” Kimileri acı gerçekleri dile getiriyor, sonuçta ortak noktada buluşulur; “Dünyanın çivisi çıktı, endazesi terazisi bozulduı..” Bu dünya menfaat dünyası. Düzeltmek mümkün mü? Kamu çıkarları bireysel çıkarların önüne alınır ve öyle kalırsa. Sen-ben kavgası yerine hizmet üretimine geçilirse.. Kişiler sadece mezarda değil, dünyada da eşit konuma getirilirse. Daha yüzlerce, binlerce bu denli kulağa müzik gibi hoş gelen sözler yaşama geçirilirse, düzeltmek mümkün olur. … ■ Cümleler doğrudur, sen doğru isen Doğruluk bulunmaz sen eğri isen (Yunus Emre) ■ Hesabı temiz olan muhasebeden korkmaz. (Sadi) ■ Sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır Önemli olan içinden çıktığın sütü ak bırakmaktır. ( Hz. Mevlana) ■ Sen doğru yolda ol da, varsın sanan eğri sansın. Sen kendini bildiğin sürece doğru insansın. (Yunus Emre)
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.