‘Siyasetin ateşi yükseldi’

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üyeleri, 7 Haziran’da yapılacak seçimle tekrar belirlenecek. Kritik tarih yaklaştıkça siyasileri ya da aday adaylarını görmek, daha da kolaylaşıyor. Bugünlerde bölgelerindeki birçok etkinliğe katılan siyasetçiler, zıt görüştekileri eleştirerek prim yapmaya çalışıyor. Çünkü iktidarla muhalefet arasındaki kutuplaşma, yıllardır süregelen bir durum ve onların, ortak bir düşüncede birleştiklerini görmek neredeyse imkânsız.  Türkiye’de iktidarın ak dediğine muhalefet kara diyor. İktidarla muhalefet arasındaki bu kutuplaşma, aslında belirleyici faktör olan seçmeni rahatsız ediyor. Onların istediği kavga, gürültü değil, yatırım ve hizmet. ‘TOPLUMU KUTUPLAŞTIRMAMAK GEREKİYOR’ Özellikle CHP ve MHP’nin liderleri Başbakanı ya da Cumhurbaşkanını eleştiriyor, Ahmet Davutoğlu ve Recep Tayyip Erdoğan’ın cevabı da gecikmiyor. Siyasetçilerin kullandığı üslup, bazen haddini aşıyor, konu yargıya taşınıyor. Peki, bütün bu tartışmaları seyreden vatandaş olup bitenlerden memnun mu? Örnek olması gereken siyasilerin tutumu, özellikle seçim öncesinde vatandaşa da yansıyor, vatandaş memnun olmadığını dile getiriyor. Ülkenin yararına olacak adımların atılmasını arzulayan vatandaş, bu tür tartışmaların Türkiye’ye zarar vereceğini düşünüyor. Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, siyasilerin, toplumu kutuplaştırıcı, bölücü olaylardan ve söylemlerden uzak durması gerektiğini söyledi. SİYASETTEKİ ÜSLUP SORUNU Seçim öncesinin, 7 Haziran sonrasını da şekillendireceğini, bu dönemin bir anlamda kuluçka dönemi olarak değerlendirilebileceğini belirten Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, aday adaylarının, planlarını, programlarını ve politikalarını konuşmak istediğini, siyasi partilerin de kendi partilerinden daha çok adaylık başvurusunun yapılması için birtakım adımlar attığını söyledi. Seçime kadar devam edecek olan sürecin çok önemli ve hassas olduğunu vurgulayan Kutlu, “en küçük bir olay, aday adayları ya da siyasi partiler tarafından bilinçli ya da bilinçsiz şekilde kullanılmaya çalışılacak. Siyasiler, seçim döneminde ne kadar çok dikkatli olurlarsa, toplumu kutuplaştırıcı, kamplaştırıcı, bölücü olaylardan, söylemlerden ne kadar uzak durabilirlerse toplum açısından o kadar sağlıklı olur. Siyasetteki üslup sorunu gerçekten çok önemli. Çünkü toplum olarak hepimiz aynı gemideyiz. Birimizin toplumsal barışa verdiği zarar, hepimizi etkileyecek” dedi. “SİYASİLER ÖRNEK OLMALI” Toplumsal meselelerin sağlıklı bir ortamda tartışılamadığını, bazı kişilerin toplumu kutuplaştırma yoluna giderek kendi oyunu daha çok artırabileceğini düşündüğünü ifade eden Prof. Dr. Önder Kutlu, “siyasi liderlerin sarf etmiş olduğu sözler tabana indikçe çok daha keskin söylemlere dönüşebiliyor. Toplumsal meseleleri tartışırken söylemler bir süre sonra hakarete varabiliyor. Bu konuda da en çok dikkat etmesi gereken kesimler siyasilerdir. Çünkü onlar topluma örnek olmak durumundalar. Toplumsal barış kaybolduğu zaman, birlikte yaşama inancı kaybolduğu zaman tüm toplum zarar görecek. Önemli olan toplumsal birlikteliğimiz. Biz bu birlikteliğe zarar verecek bir takım adımlar atarsak gelecek kuşaklara da kötü bir miras bırakmış oluruz” diye konuştu. “SİYASİLER, TOPLUMU İHMAL EDEBİLİYOR” Siyasi partilerin, toplumu temsil edebilecek kişileri aday göstermesi gerektiğine dikkat çeken Kutlu, milletvekillerinin, halkın temsilcisi olarak 4 yıl süreyle görev yapacağını kaydetti. Adayların, inanç ve değerler konusunda bilgi sahibi olması gerektiğini anlatan Kutlu, “adaylar görgülü ve tecrübeli olmalı. İş dünyasıyla, sivil toplum örgütleriyle, toplumla ne kadar kaynaşıp kaynaşmadığı gibi birtakım kriterler de söz konusu olabilir. Partiler, kendi ideolojisi ve programını benimsemiş adaylar üzerinde duracaktır ama nitelikli, kamuyu, devleti, bürokrasiyi ve anayasayı bilenler tercih edilmeli. Aday adaylarının toplum için yaptıkları, yapacaklarına teminat oluşturması lazım. Bazı adaylar toplumun karşısına çıkıp çok güzel nutuklar çekiyorlar ama maalesef Türkiye Büyük Millet Meclisine gittikten sonra toplumu ihmal edebiliyorlar. Toplumla ilişkilerini sürdürmeyebiliyorlar. Bu konuda seçim sistemi de önemli bir etken. Çünkü milletvekili adayları, seçmene liste halinde sunuluyor. Bundan sonraki dönemde oy verilecek adayların daha yakından tanınabileceği yeni bir seçim sisteminin getirilmesi uygun olacaktır” ifadelerini kullandı. İLKOKUL KRİTERİ DEĞİŞTİRİLMELİ Mİ? Günümüzde milletvekilliği için ilkokul mezunu olmak yeterli. Bu kriterin yükseltilmesiyle halkın eğitime teşvik edilebileceğini dile getiren Prof. Dr. Önder Kutlu, değiştirilmesi halinde vekil olmak isteyenlerin, eğitim seviyelerini de yükseltmek zorunda kalabileceğini kaydetti. Eğitim seviyesi düşük, toplumla kaynaşmamış, başarılı hizmetlerde bulunmamış, toplumda ön plana çıkmamış kişilere geçit verilmemesini öneren Kutlu, “dünya çapında tanınmış bir bilim adamı da milletvekili olmamalı. Çünkü o kişi dışarıda daha fazla hizmetler yapabilir. Bürokraside çok başarılı olmuş bazı kişiler, vekil olduğu takdirde harcanabilir. Yeteneklerini ve tecrübelerini aktaramayabilirler. Çünkü son günlerde bürokrasi boşaldı. Zor yetişen müsteşarlar, genel müdürler istifa etti. Üniversitede daha iyi hizmet edebilecek olanlar da üniversitede kalmalı” dedi.  “SİYASET TEK KUTUPLU YÜRÜYOR” Türkiye’de ve Konya’da muhalefetin sağlıklı bir şekilde yapılamadığını belirten Kutlu, ”muhalefet zayıf kalınca, iktidarda olanların zaman zaman hatalar yaptığını görüyoruz. Konya’da ciddi bir dengesizlik var. Yerel yönetimlere, belediye meclislerine baktığımız zaman ya tamamen Ak Parti kontrolünde ya da sadece birkaç tane muhalif üye var. Şu anda Konya’da seçim bitmiş gibi görünüyor. Konya halkı, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’a yaklaşık yüzde 75 oranında oy vermişti. Bu oranın, milletvekilliği seçiminde biraz daha artması bekleniyor. Çünkü Başbakan Ahmet Davutoğlu faktörü var. Muhalefet partileri, az sayıda milletvekili çıkarabileceklerini düşündükleri için Konya’ya çok fazla ağırlık vermiyorlar. Konya’daki teşkilatları da bu anlamda zayıf kalıyor. Konya’da ve Türkiye’de maalesef siyaset tek kutuplu olarak yürüyor” şeklinde konuştu. “ADAYLAR HEYECANINI KAYBEDİYOR” Adaylık listesine girenlerin bir süre sonra heyecanını kaybettiğini ifade eden Kutlu, “AK Parti’nin 12’nci sırasındaki adayı, biraz heyecanlı oluyor. Listenin yukarısındakilerin koşmalarına gerek yokmuş gibi, seçmen onları zaten seçecekmiş gibi görülüyor. Adayların, listeler açıklandıktan sonra da sahada tutulması gerekiyor. Bu seçim, hem adaylar hem Ak Partinin yeni Konya il yönetiminin hem de ilçe yönetimlerinin de bir testi olacak. Ne kadar başarılı oldukları seçimden sonra tartışma konusu olabilir. Eğer yüzde 75’in üzerinde oy alırlarsa Ak Parti teşkilatların başarılı olduğu perçinlenmiş olacak, altında kalırsa mutlaka Ak Parti kendi içinde sorgulama yapacaktır. Ak Parti yüzde 80 oranında oy alırsa vekil sayısı 12’ye çıkar, 13 de olabilir” dedi. Adem SERİN