Konya
°C
Yeni Meram
02.11.2017 01:39

Şimdi Onlar Neredeler?

Şimdi Onlar Neredeler? - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
02.11.2017 01:39
02.11.2017 11:26
0
2120
ABONE OL
Elmas gibi ol, yandığın zaman ne yerde külün, ne de gökte dumanın kalsın. (Arif Nihat Asya) ***    Sıkça yinelediğimiz özlemimizdir; “Geçmiş zaman olur ki hayali hayali cihan değer:” Arkasından ekleriz; Nerede o eski günler, bayramlar; o eski tatlar ve insanlar? Yöneticiler, milletvekilleri, bakanlar şimdi nerede? ■ Kurtuluş Savaşının Maliye Bakanı Hasan Fehmi Aytaç, konuşuyor;    “Kurşundan ve süngüden başka hiçbir şeye para yok!” Araç isteyen kumandanlara yanıt verdi; ‘’Otomobiller İzmir’de, Yunanlının elinde, gidin alın!’’ Bakan Aytaç harcamaları denetlemek için orduya sivil defterdar gönderdi. ■Yıl 1922, Kurtuluş Savaşı'nın Meclisi, İçişleri Bakanı Fethi Okyar, Bakanlık bütçesi görüşülürken, Maraş Milletvekili Hasip Bey söz alır,  daha önce Okyar'ın yüzüne de ifade ettiğini, bu nedenle bir kez yinelemeden sakınca duymayacağını vurgular. Konu şudur; Bakan makam masasına 17.5 liraya bir hokka, kalem takımı almasıdır.    Milletvekiline göre, bu israftır, Meclis Başkâtibi'nin odasındaki hokka takımı ise (22.5 ) kuruştur, aynı işi görmektedir;   “Hayat memat mücadelesi yapıyoruz, köylümüz bağrına taş basıyor, vergi veriyor. İsraf bir zihniyettir, miktarla alakası yoktur.  Devlet bu gerçekleri kavrayıp tasarrufa uymazsa millet parasının üstüne titremezse, sefahat gelenek haline gelir." İçişleri Bakanı Fethi Okyar, hatasını kabul eder,  hokka kalem takımının parasını ödeyeceğini açıklar ve M aliye Bakanına parayı vererek der ki;    - Adıma lütfen hazineye ödeyiniz! ■ Yıl 1948, tek partiden çok partiye geçiş dönemidir.  CHP çoğunluğu, cılız da bir DP muhalefeti vardır. Ticaret Bakanı'nın buğday ihracatında tedbirsiz davrandığı şirkete haksız kazanç sağladığı iddiasıyla hakkında araştırma yapılması istenmektedir. Buğday ihracatı yapan şirketin ortaklarının arasında Milli Savunma Bakanı Münir Birsel'in bulunduğu söylenir. Bakan Birsel, Araştırma Önergesi nedeniyle söz alarak, Meclis kürsüsünden konuşur; “ Doğrudur, şirketin 110 bin hisse senedinden 400'ü, yani yüzde 0,36'sı benimdir. Hisse senetlerini milletvekili seçilmeden önce almıştım, buğday ihracatıyla hiçbir ilgim yoktur.” Bakan Münir Birsel, konuşmasını şöyle tamamlayarak kürsüden iner; “Gerçeğin aydınlatılması için  Bakanlık  görevimden istifa ediyorum. Bu memleket şerefli insanların elinde yükselir.” ■ 1950'de D.P iktidara geldikten sonra Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Ana Muhalefet liderliği yapan İnönü’den 27 yıllık yönetiminin hesabı sorulur. DP milletvekili Ahmet Gürkan, Meclis kürsüsünden İsmet Paşa'nın eşinin  Malatya gezisinde Sümerbank’tan 3 metre kumaş aldığını, parasını vermeyerek Devleti soyduğunu söyler. Paşa akşam eve dönünce, özel muhasebecisi Vecihi Bereketoğlu'nu çağırır, böyle bir kumaş meselesini kendisinin de anımsadığını söyler. Ertesi gün Meclis açılınca İsmet Paşa gündem dışı söz alır; dün kendisi için "Üç metre kumaşla devleti soydu" iddiasında bulunan Ahmet Gürkan'ın gözüne elindeki faturayı sokar; "Evet, söyledikleri doğrudur, yalnız eksik söylemişlerdir, kumaş alınmış, bedeli de ödenmiştir, işte faturası!" Sinoplu diyojen gibi elimizde fener ses veren ve ses getiren siyasetçileri arıyor, olaya Konya penceresinden bakıyoruz; Prof. Dr. Sadi Irmak, Sedat Çumralı, Faruk Sükan Bahri Dağdaş,  Sezai Ergun, Mustafa Üstündağ,  Rüştü Özal, Himmet Ölçmen, Necati Kalaycıoğlu, Güzelkılıç kardeşler, Haydar Koyuncu  ve daha niceleri neredeler? Gittiler, bir daha gelmemek üzere gittiler. Ancak  fikir, düşünce ve yaklaşım olarak hala yanımızda, yakınımızdalar. ■ Bana yakın olanlar, soyumdan gelenler değil; yolumdan gidenlerdir. (Hz. Muhammed) ■  Nice kişiler vardır ki dizimin dibindedirler, ama benim için sanki Yemen’dedirler. Yemen’de olan niceleri de vardır ki sanki dizimin dibindedirler. (Hz.Mevlana) --- Mehmet Keçeciler, Vefa tanır ve Abdullah Tenekeciler, yoklamada “buradayız!”  diye parmak kaldırıyorlar. Onlara Konya siyasetinin simge isimleri olarak sağlıklı, üretken daha nice yıllar diliyoruz. İyi ki varlar; düşünce, öngörü, davranış, ilke ve söylemleriyle umut ışığı olarak bize güç ve moral vermeye devam ediyorlar. Gidenler gitti, ama ne var ki iz bırakarak gittiler.  Her yerde ve koşulda sevgiyle saygıyla anıyoruz.  Kalanlar ise baş tacımız;  birer pırlanta, birer yüce değer! Yeter ki, yararlanmasını bilelim. ■ İnsanın değeri nedir? Aradığı Şeydir. Mevla için neyse değerim, işte ben o kadar ederim. (Hz. Mevlâna) --- Bir damla:    ■ Eski başkadır, eskimiş başkadır. Nice eskiler vardır ki, hiç eskimez. (Peyami Sefa)  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.