Konya
°C
Yeni Meram

“ŞİMDEN GERU, TÜRKÇEDEN GAYRİ DİL KULLANILMAYA!”

“ŞİMDEN GERU, TÜRKÇEDEN GAYRİ DİL KULLANILMAYA!”-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
15.05.2019 00:06
14.05.2019 17:18
0
9453
ABONE OL
Pazartesi günü yani, 13 Mayıs aynı zamanda Karamanoğlu Mehmet Bey’in o meşhur fermanını yayınladığı gündü. Yani 12 Mayıs 1277’nin yıldönümüydü. Ve tam 742 yıl öncesiydi. Konya, Karamanoğlu Mehmet Bey’in, Selçuklu Veziri sıfatıyla “  "Şimden geru, divanda, darigahta  barigahta meydanda ve pazarda Türkçeden gayri dil kullanılmaya...” fermanını yayınladığı şehir olarak Türkçe’nin resmi dil olarak ilk defa kullanıldığı şehir. Türkçe; Varlığımızın, Var olmamızın, Ayakta kalmamamızın, Ayakta durmamızın, Bir olmamızın, Birliğimize ve dirliğimize el ele sahip çıkmamızın, Sesimizi en gür şekilde haykırmamızın gayesi, Hedefi varlığımızın ve var olmamızın nişanesi. Türkçe, kültürümüzün kaynağı. Altaylardan Tuna’ya, Tek bir dilin insana yettiği ve o dilin Türkçe olduğu dönemler yaşadık. Bu uçsuz bucaksız coğrafyada yaşayan Türk kardeşlerimizle kaynaşmamızın, anlaşmamızın yegane yolu Türkçe… Türkçe bizim kaderimiz, Alınyazımız, Üzerinde kavli karar eylediğimiz lisanımız. Türkçe bizim kimliğimiz, kişiliğimiz, kutsal değerimiz. Türk Dünyasını birleştiren çatıdır Türkçe… Altında toplanılan şemsiyedir Türkçe… Binlerce yılın bir araya getirdiği, kaynaştırdığı, anlaştırdığı, kucaklaştırdığı dilin adıdır Türkçe. Karamanoğlu Mehmet Bey’in tutuşturduğu meşale, işte bu meşaledir.   ***** Her 13 Mayıs, Türk dilinin yaşaması ve yaşatılması konusunda yapılan çalışmalara, gösterilen gayret ve çabalara destek olunması gereken bir tarih. Biz güzel Türkçemizi ayakta tutmak, geliştirmek, çok daha geniş coğrafyalarda konuşulması için ne yapıyoruz? Mesela dilimizi argodan kurtarabildik mi? internette yapmış olduğumuz anlamsız kısaltmalarla, kelime ve cümleleri budamakla ne geçti elimize? Dilimizi neden net, güzel ve anlaşılır bir biçimde kullanamıyoruz? Neden yapmış olduğumuz yanlışlarda ısrar ediyoruz? Türk dilinin ahengini bozan, yozlaşmalara neden prim veriyoruz? Türkçenin resmi dil olarak kullanıldığı ilk şehir olan Konya’nın son yıllardaki halini tabelalardan anlayabilirsiniz! Neredeyse Türkçe tabela kalmadı! Sığınmacı Suriyelilerin tabelalarını da dahil edersek, sokaklarımızda ve mahalle aralarındaki dükkanlarda dahi Türkçe tabela göremezsiniz. Kafelere verdiğimiz ve ne anlama geldiğini, o ismi koyanlarında fazlaca düşünmediği, o kadar garip, o kadar acayip, kültür dışı, Türkçeyi yansıtmayan, Türkçeden uzak ve yabancı isim var ki… Karamanoğlu Mehmet Bey çıksa gelse, Mevlana Meydanında, Kılıçaslan Meydanında ahaliye seslense; “Bugünden geru divanda, dergahta, bargahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.” dese ne cevap verirdi acaba Konya? Böyle bir soruya cevabı olan var mı?   ***** Konya, Karamanoğlu Mehmet Bey’in tutuşturduğu o meşaleyi çoktan unutmuşa benziyor. Kule City ile başlayan, bu şehirdeki Türk Dilinin ahengini bozma çalışmaları amacına çoktan ulaştı. O yıllarda, Üniversite gençlerinin gösterdiği tepkiler, benim gibi acizane yazılar yazan köşe yazarı kardeşlerimin yazıları cılız tepkiler olmaktan ileriye gidemedi. Konya’nın Türkçe olmayan bu tabela kirliliğinden memnun musunuz? Sessiz, içinden, aman kimseler duymasın, benim de bu işe karşı olduğum duyulmasın diyenlerin dışında, bu soruya da inanın cevap veren çıkmayacak! Çünkü herkes halinden, ahvalinden memnun! Türkçenin pürmelal hali, içine düştüğü durum, kendini toparlama adına çırpınışı kimsenin umurunda değil! Arapça, İngilizce, Tarzanca, hangi dile yakın olduğu meçhul yakıştırma-yapıştırma tabelalarla Karamanoğlu Mehmet Beyin kemiklerini sızlatan bir manzarayla dolu şehrimiz. Kültür dedikçe, kültürümüzü ve dilimizi anmaya çalıştıkça tuttuğumuz dallar elimizde kalıyor. Bunun vebali büyük, bunun vebali altında kalmanın ne anlama geldiği insanlara şaka gibi geliyor. Artık, argo ile canına okuduğumuz bir dilimiz var! Mutlu musunuz? Bugüne kadar bir şey mi oldu, olursa da olur, ne yapalım, diyenler günaydın hepinize! Ticari itibar kazandığını ve ticaretini sağlamlaştırdığını düşünenler, sizlere de günaydın! Olan güzel Türkçemize oldu! Kültürümüze oldu! Ne basınımız! Ne edebiyat dünyamız! Ne kurumlarımız! Ne siyasetçilerimiz! Ne de konu ile ilgilendiği iddiasında olan kurumlar herhangi bir şey yapmadılar bu konuda. İşletme sahibi kardeşlerimiz! Güzel Türkçemizden kurumlarınıza, işletmelerinize neden uygun isimler koyamadığınızı anlayabilmiş değilim. Şehrimizi şöyle bir dolaşıp, Türkçe olan kaç tane ticari tabelamızın kaldığını söyleyebilir misiniz? Pazartesi günü 13 Mayıs’tı, o meşhur fermanın yayınlandığı gündü. Türkçemiz, garip, mahzun, boynu bükük olarak, o fermanı andı bu şehirde. Nereye başını kaldırsa kendinden ne bir emare, ne de bir iz bulabildi!    
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.