Şehit ve Gazi Lise; Konya Lisesi

■ Türk'ün haysiyet,  izzetinefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun evladır.  (Atatürk) ***      Mezunu olmakla onur duyduğum, Konya Lisesi tarihe tanıklık etmiş şehit ve  gazi bir lisedir. Çanakkale savaşında öğrencilerin tümü şehit olduğundan iki dönem mezun veremedi. Konya Lisesi'nin, 1914-15’de 25 mezun verirken, ertesi yıl mezun sayısı ikiye düştü. Çanakkale Savaşları sırasında cepheye giden tüm öğrenciler derslere devam edemediği için sonraki yıllarda mezun olan yoktu. Türkiye'nin en  başarılı ve enski liselerinden Konya Lisesi,  1918-1920 yılları arasında hiç mezun vermedi. Mezunu olmakla onur duyduğum Konya Lisesi eğitim- öğretimindeki başarının yanında gazi ve şehitlerin harman olduğu Lisedir. ... Birer yıldız gibi biz doğarız burada Borcu bitmez bir nesliz bu güzel yurda Yurttan daha büyük yurdun sevgisi Yoktur etrafında  bir sınır çizgisi.   Ufukta tarihin en güzel sesi Yğkselen bir yuvadır Konya Lisesi   Azmimiz dalga dalga aşar her dağı Türk gücü  gücümüzün  sonsuz kaynağı Nabzımız vurdukça biz bilmeyiz engel Emir budur doğruya, güzele yüksel.   Ufkunda tarihin  en güzel sesi Yükselen bir yuvadır Konya Lisesi.  Söz: Mahmut  Nedim Güntel Beste: Arif Şahap Öktem (1936) ... Konya’daki  Mekteb-i Hukukun memur olanları dışında tüm öğrencilerinin cepheye gitti.  Atalarımız ne derdi; “Haydi oğul haydi git! Ya gâzi ol, ya şehit!”    ■ Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyin. Aksine onlar diridirler ancak siz fark edemiyorsunuz. (Bakara, 2/154)     ■  Allah, Allah yolunda çarpışıp öldüren ve öldürülen mü'minlerden, karşılığı cennet olmak üzere, mallarını ve canlarını satın almıştır. Bu O'nun üzerine, Tevrat, İncil ve Kur'an'da vaat edilmiş bir haktır. Allah'tan daha çok ahdine vefa gösterebilen kim vardır? Şu halde yapmış olduğunuz bu alış ver işinizden dolayı sevinin. İste büyük kurtuluş budur. (Tevbe, 9/111) ...    Tarihin en kanlı savaşlarından biri olarak kayıtlara geçen Birinci Dünya Savaşı’nın Çanakkale Cephesi’nde bazı kaynaklarda 150 bin, bazılarında 300 bin Türk askerinin şehit olduğu belirtiliyor Askeri kaynaklarda sadece cephede ölenler şehit kabul ediliyor. Osmanlı arşivinde  şehit olanların sayısı 56 bin 643, sakat kalanlarn97 bin 7, kaybolanların ise,  11 bin 178  veriliyor. Moorehad’ın ”Gelibolu” adlı  yapıtında Çanakkale Savaşı’nda 251 bin 309 Türk askerinin şehit olduğu bu sayının yüzde 20’den fazlasını cephede şehit düştüğü belirtiliyor.  Geri kalanılar kayıp, hastalıktan ölenler, ile hastalanıp geri gönderilenlerden oluşuyor. Çanakkale Boğaz Komutanlığı tarafından yayınlanan resmi  belgelere göre de cephede şehit  sayısı 589’u subay olmak üzere 57 bin kişi olarak gösteriliyor.     Çanakkale Savaşları’nda en çok şehit veren ilin bin 737 şehitle Bursa... Bursa’yı  2 bin779 şehitle Balıkesir, 2 bin 683 şehitle de Konya  İzliyor.  Çanakkale Savaşı’nda Konya Askerlik Şubesi’ne kayıtlı şehit sayısı 4 bin 260 kişidir.. İlçelere göre dağılımı ise şöyledir; Ahırlı 20, Akören 14, Akşehir 206, Altınekin 7 Beyşehir 212, Bozkır 290, Çeltik 2, Çumra 14,  Cihanbeyli 36, Derbent 19, Derebucak 1, Doğanhisar 11, Emirgazi 11, Ereğli 126, Güneysınır 5, Hadim 32, Halkapınar 4, Hüyük 33, Ilgın 227, Kadınhanı 29, Karapınar 50, Karatay 28, Kulu 18, Meram 77, Merkez 221, Sarayönü 39, Selçuklu 20, Seydişehir 246, Taşkent 1, Tuzlukçu 8, Yunak 9. ...    Bir ülkenin en büyük serveti, eğitim ve sağlık açısından iyi durumda olan insanlarıdır. Nitelikli ve genç bir nüfusa sahip bir ülke, her türlü imkânsızlığı yenerek iktisadi ve sosyal düzeyini geliştirebilir. Çanakkale Savaşı’nda dönemin nüfusuna göre önemli sayılabilecek düzeyde genç nüfusun yitirilmesi, gelecek dönemler için birçok açıdan problemi de beraberinde getirmişti. Üstelik bu kaybedilen insanların eğitim düzeyleri dikkate alındığında bu olumsuzluklar daha da derinleşmekteydi. İngiliz General; dedi ki; “Çanakkale’nin İngilizler açısından kazancı, Türk milletinin okumuş aydınların  şehit edilmesi, gençliğinin ve geleceğinin elinden alınmasıdır.” ...    Çanakkale Savaşı’na Anadolu’nun yanı sıra Osmanlı Devleti’nin terk ettiği topraklardan da katılım oldu. Suriye -Filistin’den 787 Lübnan-  Irak’tan 117, Kosova’dan 65, Yunanistan’dan  45, Makedonya’dan 31, Arnavutluk’tan 27, Bulgaristan’dan 21 kişinin şehit olduğu kayda  geçti. Diğer taraftan en fazla şehit veren köy iKastamonu’nun Güzlük Köyü. Bu köyden 25 şehit verilmişti. Çanakkale Türküsü olarak bilinen ve “Çanakkale içinde vurdular beni” diye başlayan türkünün Kastamonu kaynaklı olması, Kastamonulu şehit sayısının fazlalığını belirten diğer bir göstergedir. ...    ■ Benim yaratılışımda fevkalâde olan bir şey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir.  ■ Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. ■ Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum, böyle öleceğim. ( Mustafa Kemal Atatürk)    Bu ulus, her türlü olumsuz koşullara karşın savaşı kazanmış,  bir kahramanlık destanı daha yazmıştır. Verilerine göre 66.262 şehit verilmiş, 97.916 askerimiz de gazi olmuştur.     Çanakkale, aynı zamanda bir yedek subay savaşlıdır. Binlerce yüksek öğrenim görmüş  genç, kahramanca çarpışmış, şehit, yaralı, sakat ve kayıplarla, tüm zayiat  250 bin oldu.    ■ Kahramanlık bir daha dönmemektir. (Nihal Atsız)    ■ Bir kahraman takım ve de Yahya Çavuştular/ Tam üç alayla burada gönülden vuruştular./ Düşman tümen sanırdı, bu şâhâne erleri/ Allah’ı arzu ettiler, akşama kavuştular. (Nail Memik) ...    Çanakkale Savaşları çok yönlü gerçekleri dile getirmek bakımından da önemlidir ve Dünya tarihe bu yönüyle de geçmiştir.   ■ Çanakkale Savaşı’na katılan Avustralyalı bir komutanın anılarından biri; “Saatlerce yılmadan durmadan devam eden  çarpışmadan hepimiz yorgun haldeyiz. Savaş durakladı, hava ağır ağır kararıyor. Bu sırada Türk siperlerinden yükselen bir ses duyduk.   ‘Allahü Ekber! Allahü Ekber!’ Karanlığa karşın  seçebildiğimiz görüntü hepimizi hayretler içinde bıraktı. Hemen ilerimizde, Türk siperlerinin önüne çıkmış olan beyaz sarıklı bir din adamı, ayakta ve fütursuzca, dini görevini yerine getiriyordu. Bu cesur din adamına karşı, bizim taraftan hiçbir hareket olmadı. Bir tüfek patlamadı. Elim tetikte, dokunuversem hayatına son vermem işten bile değildi. Fakat, Hayır! ...   ■  Süleyman Nazif’ten bir öykü;    “Yaşları yirmi ile yirmi beş arasında altı arkadaş,  Vatanın tehlikede olduğunu görünce okullarını terk ederek orduya katılır. Yedek subay eğitimi gördükten sonra Çanakkale’ye giderler. Bir gün Çimentepe önünde yirmi İngiliz zırhlısı belirip ateş kusmaya başlar. Ortalık cehenneme dönmüştür. Çok geçmeden karaya asker de çıkaran İngilizler, Çimentepe’yi ele geçirmeye kararlı görünmektedirler. Tepe düşmek üzeredir ki, bölgenin kumandanı, en tehlikeli noktada mevzilenmiş alayın siperlerine doğru ilerleyerek haykırır; - Bu alayı yerinden oynatıp düşmanın üzerine atacak subaylarınız yok mu?”    Şehit olmak için cepheye koşan altı genç,  bir gün önce yazıp besteledikleri şarkıyı söyleyerek siperlerinden fırlarlar; “Bu toprağı Türk’ün kanı yoğurdu Annem beni bugün için doğurdu.” Onların hareketi alayın tümünü galeyana getirir ve hep birden hücum kalkarlar. Siperlerinden çıkar çıkmaz şehit olan altı gencin mübarek naaşlarının üzerinden atlayarak İngilizleri geri püskürtürler.” ...    ■ Üstün olmak için Türk olman kâfidir . (Mustafa Kemal Atatürk) ■ Türk’ten köle olmaz. İki Türk tek düşmana saldırmaz. Adlı bir Türk yaya düşmana saldırmaz. Yalan söylemek yasaktır. Aman diyene el kaldırılmaz. Kadın ve çocuğa vurulmaz, esir edilmez.  Bunlara riayetsizliğin cezası ölüm. Türk yurdunda yoksulluk  azalsın ki yoksulluk suç sayılsın. (Bilge Kağan)