Konya
°C
Yeni Meram

Renkli Korona Günleri

Renkli Korona Günleri- Mustafa DEĞİRMENCİ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
18.03.2021 01:59
17.03.2021 16:01
0
2652
ABONE OL

Değerli okurlar,

Eskiden sadece seçim sonuçları açıklanırken gördüğümüz renkli Türkiye haritasına bu aralar sıklıkla dek gelmeye başladık. Bildiğiniz üzere korona virüsün hayatımıza kattığı yeniliklerden(!) birisi daha olan renkli haritamız bu sefer seçimi değil, korona virüsün ülkemiz üzerindeki il bazında yoğunluğunu anlatıyor. 2 haftada bir güncellenecek olan bu haritada “mavi bölge“ olabilmek için tüm şehirlerimiz tabiri caizse seferberlik ilan etmiş durumdalar. Şehrimizde ise billboardlarda “el ele maviye“ sloganıyla kampanya başlatıldı ve buna bağlı olarak denetimler arttırıldı. Ne kadar faydalı olur bilinmez ama bizler vatandaş olarak kurallara riayet etmediğimiz müddetçe çokta bir etkisinin görülemeyeceği aşikar. Hadi bir mucize oldu etkisi görüldü diyelim, bu sefer de oluşabilecek muhtemel insan yoğunluklarından dolayı vaka sayıları yükselecek ve tekrar çok yüksek riskli gruba dönüş olacaktır. Sözün özü kendimizi bitmek bilmeyen bir kısır döngünün içinde bulmamız an meselesi gibi görünüyor. Peki nerede yanlış yapılıyor veya neden kalıcı çözümler üretilemiyor bunlara biraz daha yakından bakmak istedim bu hafta.

Öncelikle hepimizin çok iyi bildiği ama sadece bir kısmımızın kabullenebildiği bir gerçekle başlamak istiyorum. Korona virüs ülkemize giriş yapmadan önce de ekonomimizde gözle görülür daralmalar mevcuttu. Her ne kadar istatistikler tam aksini söylese de, vatandaşın cebindeki paranın alım gücü git gide azalmaya başlamıştı. Ticaretle uğraşan esnaf borçlarını zar zor ödeyebiliyor, ama yine de şükredip hayatına bir şekilde devam ediyordu. Hazırlanan ekonomik paketlerin etkilerini görmeye vakit bulamadan, bu olumsuz tablonun üstüne gelen korona virüs maalesef işleri daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Pandeminin başladığı ilk günlerde hemen hemen herkesin ortak kanısı “14 gün veya daha fazla tam kapanmanın“ en makul çözüm olacağı yönündeydi. Fakat böyle bir ekonomik dar boğazda bu kadar uzun bir süre üretimin olmaması ülkemiz açısında kaldırılabilir bir boşluk değildi ve uygulanamadı. Uygulanmış olsaydı şu anda hangi konumda olurduk orası bilinmez ama en etkili yöntemi uygulamadan farklı çıkış kapıları arandı ve sonrasında yaşanan süreç o 14 günün vereceği zarardan daha pahalıya patladı ülkemiz adına. Hiç şüphesiz devletimiz farklı desteklerle milletinin yanında durmaya çalışsa da bir noktadan sonra o da yaraya derman olmadı. Ve bugün geldiğimiz noktada karşılaştığımız manzara ise maalesef çok iç açıcı değil. 1 yıllık sürecin bilançosu; Kepenk kapatmış ya da kredilerle ayakta durmaya çalışan binlerce esnaf, geleceğinden zerre umudu kalmamış milyonlarca öğrenci ve psikolojik olarak darmadağın olmuş bir toplum. Özetle alınacak sert tedbirler, maddi imkansızlıklar nedeniyle alınamadı ve alınan diğer tedbirler ise yeterince faydalı olmadı.

Bir diğer husus ise olayın ciddiyetinin ilk günlere nazaran kaybolması oldu. Bizlere ilk günlerde medya tarafından sunulan görüntülerde hatırlarsanız sokak ortasında yürürken aniden düşüp ölen insanlar servis edilmişti. Çin de müthiş bir kaos ortamı vardı, bilim kurgu filmlerini aratmayan görüntüler hepimizi fazlasıyla tedirgin etmişti. Geçen bu süre zarfında virüsün mutasyona uğradığını da düşünürsek tüm bu bilinmezlikler ve korku psikolojisi yerini psikolojik bıkkınlığa ve boş vermişliğe bıraktı. Fitili ateşleyen olay ise geçen yaz turizm sezonunun başlamasıyla birlikte hınca hınç dolan sahil kenarları, gece kulüpleri ve oteller oldu. O andan sonra evinde kendi izolasyonunu sağlayan vatandaşlarımız bile haklı olarak “biz evde oturalım, millet gezsin, eğlensin“ düşüncesine kapılıp en azından normal hayatlarına geri dönmeye kalktılar. Kısacası topyekun verilen mücadele yaz mevsiminin gelmesiyle beraber boşa gitmiş oldu. Ve insanlar virüsün öldürücü etkisinin azaldığı kanısına vardılar. Sonrasında alınan tedbirler ise hiçbir zaman bu düşünceden dolayı tam etkili olmadı, olamadı.

Peki ne mi yapılmalı? Şahsi düşüncem bir an evvel bu harita olayından vazgeçilmelidir. Açılacaksa şehir ayırt etmeksizin her yer açılmalı, kapanacaksa her yer kapanmalıdır. Yok efendim sen kırmızısın sen kapalı kalacaksın, sen mavisin özgürsün düşüncesinden uzak durulmalıdır. Zaten çok değil birkaç hafta sonra tüm haritanın önce turuncuya sonra da tekrar kırmızıya döndüğüne şahit olacak gibiyiz. Saygılarımla  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.