Rektörlük Seçimleri

Bir bilim adamı neden rektör olmak ister… Çünkü cazibeli bir makam rektörlük… Protokolde yeri var, on milyonlarca liralık bütçeyi yönetiyorlar, on binlerce öğrenciye ve öğretim görevlisine patronluk ediyorlar… Tabi bir şeyler üretmek, patronu olduğu ilim yuvasının marka değerini artırmak, en iyi üniversiteler arasına sokmak gibi güzel hedefleri gerçekleştirmek içinde gerekli olan bir makam… Kamuoyunda yanlış algılanan bir durum var… Oy verme hakkı bulunan bilim adamları rektör seçimi yapmıyorlar aslında… Sadece yapılan seçimlerle rektör adaylarını belirliyorlar ve YÖK bir sıralama yaparak üç ismi Cumhurbaşkanımıza gönderiyor ve Cumhurbaşkanımız tarafından o rektör belirlenerek atanıyor… Seçimlerde en fazla oyu almak rektör olmak için yeterli değil… Rektörlük önemli bir mevki… Patronu olduğu bilim yuvasını çok güzel yerlere de getirebilir ya da sıradan bir üniversite haline de sokabilir… O yüzden rektör olmaya niyeti olan insanların ufkunun geniş ve hedeflerinin büyük olması gerekiyor… Türkiye’ de bugün her vilayetimizde bir üniversite var… Yanlış bilmiyorsak Türkiye’deki üniversite sayısı 193… Ak Parti’nin bu memlekete en hayırlı hizmetlerinden bir tanesi… Ama üzücü olan şu… Bu kadar üniversite içerisinde dünyanın en iyi üniversiteleri arasına giren üniversite sayımız bir elin parmaklarını bile geçemiyor… Bunu gerçekleştirmek çok kolay bir iş değil… Bilim üretmek için insanın kafasının dinç olması gerekiyor ki kendini yaptığı bilime verebilsin ve bir şeyler üretebilsin… Ve tabi ki dekanlık, rektörlük gibi makamlarda bulunan insanların bu konuda bilim adamlarına büyük destek olmaları gerekiyor… O yüzden rektör olacak kişinin bir vizyonun ve misyonunun olması lazım… Bu olmalı ki başında bulunduğu kuruma bu vizyon ve misyonunu yükleyebilsin ve çalışabilsin… Rektör olmak için aday olduğunuz üniversitede görev yapmak gibi bir zorunlulukta yok… Kanun koyucuları bu kuralı koyarken illa ki bir gerekçeleri vardır ama bize pek mantıklı gelmedi… Çünkü bir kurumun içerisindeki sorunları en iyi o kurumda çalışan insanlar bilir… Önümüzdeki haftalarda Selçuk Üniversitesinde rektörlük seçimleri var… Şu ana kadar başka etkili aday çıkmaz ise 3 isim arasında geçeceği belli olan bir seçim… Aralık ayı sonlarına doğru yapılması beklenen bu seçimlerde ilerleyen günlerde sürpriz gelişmeler olursa şaşırmayın… Selçuk üniversitesi bugün seksen binden fazla öğrencisi ile Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden bir tanesi… Ve Konya’da üniversite öğrencileri şehrin ekonomisine ciddi katkıda bulunuyorlar… Öğrenciler sayesinde her ay milyonlarca lira piyasaya giriyor ve piyasalarda bir hareketlilik sağlıyor… Böyle bir üniversiteye rektör olmak önemli… Her ne kadar seçimlerde alınacak oy sayısı, rektör seçiminde tek kıstas olmasa bile karar vericiler için önemli bir gösterge olacak… Bu yüzden adayların seçim sürecinde gösterdikleri performans oldukça önemli… Bu yarış sürecinde çok şey konuşulacak, dedikodular yapılacak… Bugün gazetede üç rektör adayı ile yapılan röportajları aynı anda okuyacaksınız… Adayların yaptıkları açıklamalar seçimlerde oy kullanacak olan bilim adamları için güzel bir gösterge olacak… Bir bilim adamı, üreteceği bilime katkıda bulunacağına inandığı insana oy verir… Ve üniversiteler bir şehir için çok önemli… Çünkü bilgi üretimi bir şehrin kalkınmasında büyük önem taşır… Üniversiteler de bu kalkınmada lokomotif görevi görürler… Ezcümle… Rektörlük bir dinlenme makamı değildir Enerjisi olan, çalışacak olan, üniversitesine büyük hedefler koyacak olan insanların o makamda bulunmaları daha hayırlıdır… Bundan en iyi faydayı da o bilim yuvasında öğrenim gören öğrenciler, akademik kariyer yapan öğreticiler sağlayacaklardır… En önemlisi de bu üniversiteyi Türkiye’nin ve Dünya’nın en iyi üniversiteleri arasına sokmak her rektörün ilk hedefi olmalıdır… Bundan en fazla kazancı da şehir olarak Konya sağlayacaktır… Esas olan o koltuğa oturmak mıdır yoksa gök kubbe de hoş bir seda bırakmak mıdır… Önemli olan budur… Gerisi laf-ı güzaftır… Cümleten hayırlı haftalar…