Polise bak polise..

Yaygarayı seven bir toplum olduğumuz için her işimizi gürültüyle, patırtıyla, bağırarak, çağırarak yapar ortalığı ayağa kaldırırız. Bayılırız yaygaraya. Bir örneğini yaşadık anlatalım.. Gazeteci bir arkadaşımızın isteği üzerine ufak ufak Konyaspor’un maçlarına gitmeye başladım. Dolayısıyla geçtiğimiz hafta sonunda Konyaspor-Malatyaspor maçını izlemeye de gittim.. Karşılaşma saat 16.00’da başlayacak olmasına rağmen, maçtan önce stadyum yakınlarında kafenin birine oturur sohbet ederiz diye 2 saat erken gittik.. Tam stadyumun otoparkına aracı park etmiştim ki, polis sirenleri adeta ortalığı inletircesine acı acı çalmaya başladı. Öyle bir gürültü oluyor ki, sinirlerinizin içine ediyor. Görenler de sanki çok önemli bir olay var sanır.. Malatyaspor taraftarlarını taşıyan 4 otobüslük konvoyu, yunus diye adlandırılan motosikletli polis grubu belli ki şehir girişinde karşılamış stadyuma getiriyor.. Maça daha 2 saat var ve caddeler bomboş.. Aman Allah’ım ne getiriş. Yemin ederim Cumhurbaşkanı gelirken bu kadar gürültü duymadım.. 5-6 tane yunus, son ses sirenlerle önde, otobüsler arkada geliyorlar. Maça daha tam 2 saat var ve ortalıkta da az sayıda Konyaspor taraftarı görülüyor.. Otobüsler stadyum kapısına geldiklerinde, siren seslerini duyan Konyaspor taraftarları çevrede bulunan kafelerden bir anda otobüslerin yanına hücum ettiler.. Ettiler ve Malatyaspor taraftarları otobüslerden iner inmez ortalık bir anda savaş alanına döndü. Bizde polisle iki takım taraftarlarının sebebini anlayamadığımız savaş durumunun ortasında kaldık.. Başta da dedik ya, nedendir bilmiyorum ama yaygarayı seviyoruz. O siren çalarak gelen polisler burada adeta, “Konyalılar, bakın Malatya taraftarını getirdik, neredesiniz çıkın ortaya, gelin kapışın bunlarla” der gibiydiler ve nitekim öyle de oldu. Konya taraftarı geldi ve savaş başladı.. Bunu neden yapıyorsun? Amaç ne? Hâlbuki tam aksine, adamları sessiz sedasız getirip misafir takım kapısına indirsen, içeri girip oturacaklar. Ama bak şimdi birbirlerine girdiler. Bu kesin senin yüzünden oldu.. Böyle bitmedi ve yine polis, maç bitimi stadyum önünde çıkan arbedede küçük bir kızın yüzüne biber gazı sıktı. ‘Ortalık karışıktı, karambole geldi bilemedik’ deme, çünkü arşivde görüntüler mevcut. Göz göre göre, bile bile kızın yüzüne sıktılar. Oysa akıllı davransalar o kalabalığı sıkıntı olmadan dağıtmasını bilirlerdi.. Yine güvenlikle ilgili konu harici komik iki olay daha anlatalım.. Birincisi: Maça küçük pet şişe suyla girmek istedim, ancak suyu içeriye almadılar. Neden almıyorsunuz diye sordum, “futbolculara atıyorsunuz” dediler. Peki dedik verdik suyu ve girdik içeriye. Fakat bir de ne görelim. Stadyum içerisindeki büfelerde su satılıyor. Hem de bardak su. Biliyorsunuz pet şişe uzun. Bardak, daha taşa benzer ve hedefi pet şişeden daha iyi bulur.. İkincisi: Girişte futbolculara atarsınız diye madeni paralar toplanıyor. Ancak içerideki büfeden alışveriş yaptığınızda, size üstünü madeni para olarak veriyorlar. Al buyur nerenle gülersen. İstersen ağla.. Bu, bana göre aklı başında iş yapmaktan ziyade, dostlar alışverişte görsün anlayışıdır..