Otopark krizi dediğiniz nedir ki!

Şehrimizin her geçen gün devasa bir otopark haline dönüştüğü defalarca yazıldı. Katlı otoparklar konusunda oldukça geç adımlar atıldığı konusunun gündeme getirilmesi, yöneticilerimizin zaman zaman yüzlerinin buruşmasına neden oldu! Birçok cadde üzerinde icat edilen, yenileri eklenen, caddeleri daraltan, onca şikayet ve ikaza rağmen trafiğe engel olmadığı iddiasında bulunulan otoparklarda çözemedi şehrin otopark meselesini! Üstüne üstlük, park ücretlerine yapılan zamlar, bu işe bakan Belediye iştiraki şirketi vatandaş nezdinde sevimsiz hale getirdi! Park kavramının araçlar için yaygın söylemi olan “otopark”,  şehircilik adına, şehrimizin en büyük sıkıntısı. Otopark'ın ne katlısı, ne katsızı, ne mahalle aralarını kendine mesken edinmiş olanı çözemedi bu konuyu. Şehrin merkezi mahallelerinin istisnasız bütün sokakları, sıra sıra dizilen araçlarla dopdolu. Mahallepark, sokakpark, caddepark, kaldırımpark derken Konyapark ifadesi yapıştı kaldı üzerimize! Piyasa değerleri 20-30 bin liradan başlayan araçlar, bedava park yeri bulmanın vermiş olduğu dayanılmaz sevinçle sokak aralarında, evlerin önünde canları ne kadar isterse kalma keyfini sürdürüyorlar! Araç park etmeyi bilmeyenlerin araçlarına vurup geçenler, geri geri gelirken, arkadaki araca hafifte olsa dokunup hasar açanlar, zaten dar olan sokaklarda  ambulans ve itfaiye gibi araçların girişlerini her geçen gün daha da zorlaştıran görüntüler bitecek gibi değil! Bu manzaralara bakarak, olacak o kadar da diyebilirsiniz, gülü seven dikenine katlanır da! Sonra çilekeş kaldırımlar var! Bu şehrin kaldırımları bir dokun, bir ah işit denen cinsinden! Çünkü, kaldırımlarımız yayalar için düşünülmüş bir hizmet değil. Hatta hiç değil. Çünkü kaldırımlarımız yayalara bırakılamayacak kadar önemli! Yayaların asfalttan asfalttan yürüyüp gitmek zorunda olduğu, zorunda kaldığı o kadar çok kaldırım var ki… Kaldırımlarımız önce otopark olarak araçlara, sonra esnaflara, sonrada reklam panolarına tahsisli çünkü… Haberci kardeşlerimiz, otopark krizi var diyorlar ya… Keşke o kadarla kalsaydı! Kriz denilen arkadaş, şehrin tam ortasında bağdaş kurmuş oturmuş, her doğan güne nasıl bir muziplik yapabilirim, bugün ne gibi bir espri yapsam diye, kafasında kuruyor sabahlara kadar uyumuyor! Krizin icat ettiği, başımıza musallat ettiği, çözümsüzlükleri çözümmüş gibi önümüze sürdüğü ve kabule zorladığı, başlıca krizler şunlar; Otopark krizi! Araçların park krizi! Kaldırım krizi! Kaldırımların işgali krizi! Asfalt kenarlarındaki her girinti ve çıkıntının otopark yapılma krizi! Asfalttan yürüme mecburiyeti krizi! Derdinizi anlatabileceğiniz bir yerin olmaması ve muhatabınız kim bilememe krizi! Sevgili okurlar, bu kadar krizi kaldırabilecek kalplere sahip olmak ne kadar güzel değil mi?  Kaldırımlarda yayalara  tanınan haklar kısıtlı. Her adımda ya bir araç, ya bir esnaf, ya bir reklam panosu! Ne yapsın yaya kardeşimiz? Mecburen, asfalta yöneliyor. Ufak-tefek kazalar, kazadan sayılmıyor, ilgililer “ Ucuz kurtulmuşsun, merak etme, çalışıyoruz, şurada şunu yaptık, burada bunu yaptık, geçmiş olsun" diyerek, teselli edip gönderiyor insanımızı!.. Seyyarlarla ve kaldırım işgalini meşru bir hak gibi gören esnaflarla yapılan mücadele sonrasında 2015 yılının ilk aylarında, esnaflarımızın kaldırımları işgal haklarından bir miktar feragat ettikleri, ancak bunun uzun süreli bir feragat olmadığı, santim santim çaktırmadan ilerledikleri görülüyor! Bu arada, şehirde otopark vardı da biz mi park etmedik diyen araç sahiplerinin, yeterince otopark olsa bile, sırf 3-5 lira vermemek için binlerce liralık araçlarını, sokak aralarına, vatandaşın kapısının önüne ve kaldırımlara park etmelerini anlayanınız var mı? Biliyorsunuz otopark konusunda yeni projeler üretiliyor. Bunun açıklaması, bundan sonra yapılacak konutlara, sitelere otopark mecburiyeti getirmek gibi bir şey. Yani yeni bir kavram zenginliğine kavuşacağız. Bu projelere  ‘Konutpark’ da, diyebilirsiniz, ‘Sitepark’ da.. Hem otopark krizi dediğiniz nedir ki? Şehirde böyle bir kriz mi var? Varsa da, çözülür efendim, çözülür! Bir bakmışsınız otopark kriz masası yada kapısı kurulmuş! Çözülmüş gitmiş her şey!..