Noel Baba’dan Beşiktaş’a hediye

Aslında Konyaspor’dan böyle bir futbol bekliyordum. Mutlaka takım kötü gidişe tepki koyacak ve başkaldırışı yapacaktı. Rakibin Beşiktaş olması da korkutmamıştı beni. Aykut Kocaman, devre arasında zaten göndermeyi düşündüğü Hleb ve Rangelov ikilisine 3 ekleme daha yaparak maç öncesi en önemli adımını attı. Futbolcularına mesajı vermiş ve ‘ayağınızı denk alın demişti.’ Denkte aldılar aslında. Yapılan rotasyon takıma olumlu yansırken, sahada bambaşka bir Konyaspor vardı. Maçın belli bölümleri dışında oyun hakimiyeti hep Konyaspor’daydı. İstatistiklerde bunu gösteriyor zaten.. Konyaspor’un 16 şutundan 14’ü kaleyi bulurken, Beşiktaş’ın 5 şutundan, 3’ü kaleyi buldu. Maçın kaderini ise maalesef yine hakem triyosu belirledi. Beşiktaş’ın Gökhan ile bulduğu ilk golün öncesinde Djalma’nın İsmail ile girdiği ikili mücadelede anlamsızca çalınan faul Beşiktaş’ın dönen topta gol bulmasını sağladı. İkinci golde de sıkıntı var. Bu kez orta alanda Ali Çamdalı’ya yapılan bariz faul görmezden geliniyor, pozisyonun devamında da Sosa’nın golüyle skor 2-0’a geliyor. Nalıncı keseri gibi kendimize yontmayalım ve Torje’nin düşürülmesinin penaltıyla alakası olmadığını da belirtelim. Ancak Beşiktaş’ın maç içerisinde iki kez kayrılıp skor avantajını almasının ardından, hakemin eyyam içine girmesi de çok manidar. Hakemin iki bariz hatası ve yenen iki gol. Kısacası hakemliği bir yana bırakarak ‘Noel Baba’lığa soyunan Özkahya’dan Beşiktaş’a yeni yıl hediyesi gibiydi yaşananlar. Yazık oldu gerçekten. Djalma’nın, Mehmet Güven’in o füzelerine. Recep’in son dakikada kaçırdığı gole. Ancak sahada saldıran, isteyen ve rakibi sindiren bir Konyaspor görmekte bizleri umutlandırdı. Eksikler çok net. Öyle birkaç transfer değil, en az 5 futbolcu alınmalı. Kaleci, sol bek, orta saha, oyun kurucu ve forvet.. Ara transfer döneminde yapılacak takviyeler ‘cuk’ diye oturtulabilirse, çok can yakan bir takımımız olur ikinci yarıda. Aksi durumda ise sıkıntılı bir ikinci yarı bizi bekliyor. Bakalım yönetim hocanın isteklerini yerine getirebilecek mi? *** Yeni stadyum açıldığından beri maça gelişte, maçtan çıkışta işkenceye dönüştü. İnanın 50 yıllık stadyumda yaşamadığımızı yeni stadyumda yaşıyoruz. Maçın ardından sıkıntının büyüklüğünü gösterme adına gazetemizde konuyla ilgili haberi ayrıntılı bir şekilde işledik. Tekrarlamakta fayda var. Konya emniyetinin stadyum etrafında yol kapatmasının mantığını anlamış değilim. Neredeyse 8 şeritli koca yolları kapatıp, milleti dar sokaklara ve sonunun nereye gittiği belli olmayan yollara yönlendirmek, işkenceden başka nasıl yorumlanabilir? Maçın ardından benimde aralarında bulunduğum gazetecilerle birlikte Konyaspor Başkanı ve yöneticilerine yapılan muamele hiç hoş değildi. Bırakın basın mensuplarını, Konyaspor yöneticilerine bile geçiş izni verilmedi. Polislerle yaşanan tartışmanın ardından Konyaspor başkanı Ahmet Şan’ın kendi stadyumundan yürüyerek ayrılmak zorunda kalması da ayrı bir komedi. Umarım Valimiz ve Emniyet Müdürümüz sorunun çözümü noktasında çaba gösterecektir. En azından kamu adına görev yapan biz gazetecilerin maçın ardından daha kolaylıkla işyerlerine ulaşma imkanı sağlanmalıdır. Aslında sorunun temelinde stadyumun bu bölgeye yapılması yatıyor. Maç olmasa bile trafiğin keşmekeşe döndüğü bir bölgeye, 40 bin kapasiteli stadyum yapmak ‘bile bile lades demek’ değildir de nedir?