Konya
°C
Yeni Meram

Ne olduğunu unutmak!

Ne olduğunu unutmak!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
08.12.2016 09:55
0
8464
ABONE OL
İnsanın en büyük zaafı, önüne geçemediği hırsı ve egosudur. Egosu tavan yapan birine, mütevazi olmak zor gelir. Ben bu konuda mütevazi olmayacağım, davranmayacağım şeklinde başlayan cümlelerin hemen bir çoğu, kibar ve nazikane söylense de, söyleyenin niyetini ortaya koyar. Ne olduğunu, nereden geldiğini unutanların hoş olmayan, ukalaca diye tanımlanan tavırları, ayakları yere değmeyen açıklamaları, kabadayı halleri, almış oldukları eğitimi de, sorgulatır. Ayakları yere basan insan, geçmişi ile bulunduğu yer arasındaki süreci hiç unutmaz. Bulunduğu hale şükreden, eski halime göre binlerce şükür diyen insandan kimse zarar görmediği gibi, anlayış, şefkat ve merhamet görür. Geçmişinden nefret eden, bahaneler ve sebepler sıralayan, ben yeni bir sayfa açtım, bugünüme milat dedim diye bu kavramları bile nalıncı keseri misali kendine yontanlar için, geçmiş yoktur. Geçmişten gelen vefa, dostluk, arkadaşlık açılan yeni sayfayla birlikte tarih olmuş ve o geçmişte her kim varsa üzerleri çizilmiş, onların olduğu listeler silinmiştir. İstisnalar haricinde, milatçılar, yeni sayfa açmaya doyamayanlar, elini taşın altına koyma edebiyatı şampiyonları, geçmişle bağlarını koparıp, gemileri yakıp, yeni yol haritalarıyla yollara koyunlar hemen her yerdeler! Geçmişten ders çıkarmak, geçmişi tepe tepe gömmek değildir elbet! Geçmişin penceresini camını, çerçevesini paramparça etmek, çöpe atmak, geçmişten kaçıp-kurtulmak, saklanmanın hiçte kolay olmadığını o anları yaşayanlara sormak lazım! Atalarımız aslını inkar edeni hoş görmemişler, bulunduğu yere nasıl geldiğini unutanları da, oldukça sert bir şekilde eleştirmişlerdir. İnsan, hoşgörülü olmalıdır! Anlayışlı olmalıdır! Affedici, bağışlayıcı olmalıdır! Dünden gelen kötü hatıraların olumsuz etkileri bugünleri ve yarınları olumsuz bir şekilde etkilerken,  yine dünü anlatan sizin çoktan unutup gittiğiniz, hatta hiç hatırlamadığınız iyilikler, destekler ve yardımlar, hiç beklemediğiniz anlarda, öylesine ortaya çıkar ki, şaşar kalırsınız. Yaşadığımız dünya sürprizlerle dolu bir dünyadır. Her an her şey olabilir. Varlıklı olmakla övünen yoklukla sınanırken, yokluktan, hiçlikten gelip bir anda varlığa kavuşanda varlıkla sınanmaktan kurtulamayacağını bilmelidir. Başından her ne geçerse geçsin, insanda şımarma eğilimi sanılandan da yüksektir. Üstelik bu şımarmanın yaşı da yoktur. Seksen yaşında bile pekala şımarır insanoğlu. Yeter ki, Yaradan kulunu şaşırtmasın! Kadın diyor ki,  şu karşıki apartman, yanındaki, onunda yanındaki ve hemen karşısındaki, apartman benim! İyide sen nerenin sahibisin, kaç dairen var diye sana soran olmadı ki… Bilmem kaç tane dairesi olmak sanki, kartvizit! Sanki, geçiş üstünlüğü! Sanki, inanılmaz bir meziyet! Bunun adı malını-mülkünü ortaya dökmekle birlikte, övünmekle karışık bir şımarıklık göstergesi değilse nedir? Sanıyor ki, ilk defa tanıştığı insanlar “Vay be diyecekler!” ne kadar da zenginmiş! Kim bilir ne kadar da güçlüdür? Nerelerde ne tanıdıkları var acaba? Ne diyordu Yunus Emre? “ Mal sahibi, mülk sahibi / Hani bunun ilk sahibi / Mal da yalan, mülkte yalan / Var biraz da sen oyalan!”  Şems-i Tebrizi’nin, böyle konuşanlara senin malının mülkünün,  Yaradan gözünde saman çöpü kadar değeri yoktur dediğini duysalardı; Şems mi? O da kim? Neci oluyor? Ne karışıyor? Malımın ortağı mı? Nereden alıyor bu cesareti? Şunun telefonu filan yok mu? Diye arar sorarlar feryadı figan ederlerdi. İnsanoğlu, geldiği ve bulunduğu yerdeyken, ben buraya nasıl geldim? Dün neredeydim. Ne haldeydim? Benzeri soruları ne kendi sorar, ne de bir başkasının sormasına göz yumar. Bulunduğu konumdan atar-savurur. Havalara girer. Bir zamanlar neler çektiğini, sıkıntılarını unutmuş gibidir. Ne olursan ol, nereden geldiğini, nasıl geldiğini, hangi şartlardan buraya geldiğini unutma şeklindeki sözleri ve nasihatleri duymazdan gelir. Bütün bu şımarıklıklar, egolar, tepelerden bakmalar bir yere kadardır. Hiç beklemediğiniz bir insandan duyacağınız bir söz, yaşayacağınız hayatınızı altüst eden yada değiştiren bir olay, bir ikaz, bir hastalık ne olduğunuzu, nereden geldiğinizi size öyle bir hatırlatır ki, ben ne yaptım, nerede ne yanlış yaptım diye kendinize gelemezsiniz!                      
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.