METİN TEMELİ NEDEN UNUTUYORSUNUZ?

Geçen hafta bıraktığım yerden devam etmek istedim bu hafta da, unutmayacağımı herkese duyurmak hem de unutmanın bizlere neler kaybettireceğini anlatmak için… Kolay değil tabi bir şeyleri anlayamamak en çokta anlatamamak… İşin içinde Milliyetçi ve Atatürk sevdasından zerre şaşmayan komutanlar, askerler olunca sizde aynı şeyi düşünebilirsiniz. Metin Temel Paşa’da bu değerleri kendine ülkü edinmiş bunları vatan sevdası içinde en iyi şekilde yürütenlerden. Çok anlatmaya gerek yok. Bilenler bilir, bilmeyenlere de geçen hafta izah ettim Her gün düşünüyorum, bir mucize olur da Paşa bıraktığı yerden devam eder mi diye? Ama görünüyor ki ne bir ses ne bir soluk. Ne ara bu kadar ruhsuz olduk ya hu! Ne ara değerleri görmezden gelip, itibarsızlaştırdık? Hani cesaret Türk kanına tezahür etmişti. Cesareti bu noktada hiç gördünüz mü? Demek ki neymiş kula minnet eyleyen gönüller, cesaretlerini de buraya ihtisas etmişler. Ne cesaretleri kalmış, ne özgürlükleri… Oysa bugün en çok haykırmamız gereken yerdeyiz. Sustukça daha çok kayıplar veriyoruz. Çünkü gidenlere bakıldığında senden benden biri olduğunu daha iyi anlarsınız. 24 Haziran öncesi kızışan seçim meydanlarında Metin Temel Paşa üzerinden halka sesleniş konuşması yapan özellikle bunu çalakalem köşesine taşıyan köşe yazarı, sosyal medya artistleri, beyleri, hanımları sizler nerelerdesiniz? Neyi kaybetme korkusu yaşıyorsunuz? Menfaatlerinizle bağdaştıramadınız mı? O zaman hala öğrenemediğiniz bir şeyler var. Para, makam, itibar ateşten göze benzer. Anlaşılan sizler bu rüyaya kapılmış, koltuğunuzda şimdilik sefa sürüyorsunuz. Bugün yazmaya değer görmediğiniz Sayın Paşa üzerinden seçim zamanı köşenizde propaganda malzemesi yaparken, kimlerin hizmetindeydiniz? Bunu her zaman özgürlüğünü iddia ettiğiniz basın yayın anlayışının hangi etik değeri ile bağdaştırıyorsunuz. Twitter’da yapılan trendtopıcler ne alemde. Paşa’yı yedirtmeyiz deyip CHP’ye ve İnce’ye yüklenenler o zaman bugün size vicdan takviyesi yapılsın. Ne dersiniz? Çünkü fark göremez oldum… Özellikle bugün FETÖ ile mücadele verirken, bu kalkışmayı önleyenlerden biri olan Metin Temel Paşa sizin için neden bir önem taşımıyor? Üstelik her gün köşenize taşıyıp bu konuda üst akıllara tavsiyede bulunuyorsunuz. O zaman bu sizin sahte olduğunuzu, halkı uyuttuğunuz anlamına gelmez mi? Yanlış sularda yüzüyorsunuz, yanlış yerden vuruyorsunuz. Gün var günü besler, ay var ayı besler, etme bulma dünyası değil mi? Belki de yakın gelecekte sizler aynı yerden vurulacak ve o çok sevdiğiniz mesleğinizden olacaksınız. Şu sıralar rüzgar ekiyorsunuz, fırtına uzak değil… Bu olay en çok FETÖ’cülerin işine geldi. Üstelik her gün askeriyede göz altıları olurken, bir yandan da milliyetçi unsurların tasfiyesi aklınızı karıştırmıyor mu? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Aklıma hemen gelen AT İZİ İT İZİNE Mİ KARIŞIYOR? Bakınız bugüne değin millet olarak bu kırılgan noktalarda itirafçılar gördük. Bu insanlar inandıkları, peşinden gittikleri değerleri satarak bugün memleket sınırlarında vatansever sıfatı ile rahat rahat dolaşıyorlar. Ben bu konuda rahatsız olan tek insan mıyım? Sizlerde aynı şeyleri düşünebilirsiniz. Sorgulamaktan aciz 3, 5 pespaye milli unsurları menfaat uğruna satarken Metin Temel, Mustafa Barut gibi kahraman, milliyetçi unsurlar cezalandırılıyorlar. Burada asıl mevzu bu adamların yoluna gelecekte taş koymak değil mi? Neyi rahatsız ediyor, madem FETÖ ile mücadele de başarı sağlanıp bir temizlik yapılacaksa bunun FETÖ’cü olanlara karşı olması elzemdir. FETÖ ile mücadele edenlerle değil ki. Sayın İnce için bu noktada Metin Temeli yedirtmeyecek olanların, kendilerinin yedirtmesi de işin en ilginç noktası. Muhtemelen birileri yanlış istihbarat vermiş ben öyle yorumluyorum… Demek ki tehlike hala geçmemiş, yeniden hortlamıştır. Bunlara karşı önlem alınmazsa yeniden bazı garabetlere maruz kalabiliriz! Bu nokta da aklıma Prof. Dr. Kemal Karpat’ın politik sistemlerin yarattığı hezeyanın giderilmesi için, geleneksel unsurların bir kenara bırakılmasına önem atfettiği geldi. Tamda yerine koyabilirsiniz. Metin Temel Paşa’nın durumunu bu şekilde mağdur etmeden usulüne uygun şekilde yaş kararlarında değerlendirmek en iyi yol olmalıydı. Olan oldu ama bundan sonrası için umut olan Paşanın görevine iadesidir. Esenlikler…