METİN TEMEL PAŞA!

Türkiye’de gündem artık o kadar hızlı değişiyor ki hızına yetişmek mümkün değil. Tam bir olay üzerine yoğunlaşmışken aniden gelişen olaylar zinciri her şeyi yerle bir edecek noktada. İşte buradan hareketle sormak istiyorum birilerine; Türkiye Cumhuriyeti bekası adına, önem atfeden Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gibi büyük operasyonları yönlendiren ve yöneten, emir komuta zincirini sağlayan bir Paşanın pasif hale getirilmesi de neyin nesi? Üstelik 24 Haziran öncesi seçim meydanlarında Sayın Paşayı siyasi bir parametre olarak görüp, bunu bile oy standardı haline getirenlerin suskunluğunu da hiç anlamış değilim… Halbuki genel seçimler öncesi Muharrem İnce’nin başlattığı apolet tartışmasında ne kadar kızılmıştı kendisine. Üstelik Sayın Muharrem İnce haberci Buket Aydın’ın moderatörlüğünü yaptığı bir programda bundan pişmanlık duyduğunu üstüne basa basa yinelemişken, hiç beklenmedik yerden böyle bir hamle gelmesi de beni çok düşündürdü. Aklımda birçok soru dönmeye başladı. Milletin geleceği adına büyük önem arz eden kahramanlarımızın cezasını kesmek ne zamandan beri farz haline geldi ki? Yakın zamanda Fırat’ın Doğusunda kahraman orduyu büyük bir operasyon beklerken böyle olayların yaşanması hiç iç açıcı değil olmamalı da… Bunun gibi sayacak olsak birçok sebep vuku bulur. Uzar da uzar uzatırım da. İşin içinde Metin Paşa olunca uzatmamak kaçınılmaz hale gelir. Devlet ve millet olarak bugünlerde yaşadığımız nevrotik, kaoslu günler aslında ne kadar müşkülat içinde olduğumuzun göstergesidir. Sınır ötesinde PKK ve onun uzantıları ile mücadele verirken içerde de FETÖ garabeti bizleri kahramanlarımızla zora sokmak değil de, daha çok bu hain örgütlerle canla başla mücadeleye sevk etse çok şeyin üstesinden rahatlıkla gelebiliriz. Yaşanılan Metin Temel Paşa olayında da gördüm ki kahramanlar her zaman yalnızlığa itilip, cezalandırılmaya mahkumdur. Özellikle 24 Haziran öncesi Muharrem İnce’yi buradan eleştiri yağmuruna tutanların bu noktada ne yapmaya çalıştıklarını da anlayamamak en büyük sinir sebebi şahsım adına. O günlerde Metin Paşayı alkışlayıp bugün yalnız bırakanlara serzenişim. O günden bugüne ne değişti? Sorgulamak adına kafalarınız en çok burada karışmalı. Geriye gidin bakalım neler cereyan edecek hafızalarınızda… Millet olarak 15 Temmuz olayı ile birlikte TSK içinde kalkışan bölücü hainlerin cezası Metin Temel Paşa gibi kahraman unsurlarca püskürtüldü. Olası bir durumda nasıl bir karanlığa saplanacağımız ortada. İşte o günlerde bu başarıyı sağlayan unsurlar FETÖ’nün karşısında sağlam duruş sergilediler. Bugün gelinen noktada ise olan bitenler FETÖ’ ye istediğini vermek değil de ne peki? Emin olun bundan en çok FETÖ’cüler nemalanacaklar. Bizler elimizde ki kahramanlarımızı bu denli harcadıkça belki de birileri yeniden TSK içinde yerini yapacak. İşte buna da durumdan vaziyet çıkarma diyerek atlarını koşturacaklar. Belirttiğim husus; Metin Paşa olayı sadece bir dizin örnek. Bizler hiçbir zaman elimizdeki kıymetlere değer biçmedik. Sahipsiz başsız bıraktık. Ne için, birilerinin bitmeyen koltuk sevdası ve menfaati için. Devletinin ve milletinin geleceğini canı ile ödemeye hazır insanları küstürdük. En sevdiği olan sevdasından, davasından kopardık. Böyle mi ah de vefaya sahip çıkıyoruz? Kıyımlarımızı neden hep bir noktada veriyoruz? Siyaseti her şeye sokmak zorunda mıyız? Ne kadar siyaseti biliyoruz? Ben söyleyeyim size diplomam kararınca! B-İ-L-M-İ-Y-O-R-U-Z… Bilene de yol veriyoruz. Şimdi sizden ricam; her olup bitenden tatmin olmayınız! Vicdan muhasebesi var ya oradan da hiç şaşmayınız! Bir gün görmezden geldiğiniz ne varsa sizi bulması da an meselesidir. İşte buradan Metin Paşaya her zaman şükran duymanızı temenni eder, yaptığı kutlu vazifesini de özümsemenizi dilerim. Saygılar…