KÜLTÜR, SANAT VE SANATKARLA YAŞAR!

Kültür, bir şehir açısından bakıldığında, o şehrin ruhudur, özüdür, hassasiyetleridir, vazgeçilmezleridir, olmazsa olmazlarıdır. Şehri ayakta tutan, diri tutan, yaşatan, her doğan güne umutla baktıran, şehrin değerine değer katan görünmez direklerin ta kendisidir. Kültüre can veren, Hayat veren, Geliştiren sanatçılar, Sanat erbapları, Kültür adamları, Kültürü ayakta tutanlar, Yaşatanlar, Kültür ateşinin sönmeden yanmasını sağlayanlar, Bu şehrin değerleridir. Bu değerler bu dünyadan ayrılmışlarsa, onları yaşatmak, yaşıyorlarsa, destek olmak kültüre yapılabilecek en büyük hizmettir. Konya, Anadolu’nun önemli Başkentlerinden biri. Eğer bir Başkentseniz, Selçuklu gibi bir devletin, medeniyetin en göz önünde şehri olarak öncelikle saray kültürüne sahipsiniz demektir. Saray kültürü, güzel sanatlara nazikçe, nezaket kaide ve kurallarıyla, gösterilebilecek en ince ayarlı hassasiyet ölçüleriyle sahip çıkmadır. Ahi Evren gibi mesleklerin piri bir zatın eli, Şehrinizin üstünde dolaşmış, O dönemin bütün mesleklerini bir araya getirerek, Anlayışlarını, Meslek ahlaklarını, Ahi felsefesi ve kültürü üzerine bina etmiş, Nice ünlü sanatkar yetişmesine vesile olmuşsa, Sizin şehriniz aynı zamanda sanat ve sanatkarlar diyarıdır. Madem ki öyledir, sanata ve sanatkara verilen değer öne çıkmalı, gösterilmeli ve hatta ispat edilmelidir! Hanların, Kervansarayların, Taş oyma işçiliği ile meydana getirilen şaheser tac kapıların, Köprülerin, İmaretlerin, Medreselerin şehirleri süslediği o güzel yapıların mimarları, İsimsiz ustaları, Ve işçileri de, Bu şehrin sanatını ve kültürünü dünden bugüne taşıyanlardı. Bugün hayranlıkla onların yaptığı, asırlara meydan okuyan o eserleri seyrediyoruz. Yine bugün, bu şehre modern sanat galerileri ve sergi salonları yapmanın, sanatkarların hareket alanlarını genişletecek alanlar hazırlamanın zamanı gelmedi mi? Konya tarihi bir şehir… Tarihin kültürle iç içe olduğu, etle tırnak gibi ayrılmaz olduğu bir yapıya sahip. Bu şehrin bir duruşu var, tavrı var… Kimsenin görmediği, görmek istemediği bir ruhu var! Bu şehrin müziği var… Bu şehrin folkloru var… Bu şehrin saray mutfağı kaynaklı bir yemek kültürü var… Bu şehrin sazı var, sözü var… İki yılı aşkın bir zamandır, “ Konya sanatçısı” diye bir paye istememiz bu yüzden… Sevgili Büyükşehir Belediye Başkanımız! Sevgili Selçuklu belediye Başkanımız! Sevgili Karatay Belediye Başkanımız! Sevgili Meram Belediye Başkanımız! Sevgili İl Kültür ve Turizm Müdürümüz! Anadolu’nun en eski Başkentlerinden biri olan Konya’nın, Belediye Başkanları olarak, ilgili kültür kurum ve dairelerinin başında ki insanlar olarak, Konya’nın sanatçılarına ve sanatkarlarına böyle bir jest yapmayacak mısınız? Onları hatırladığınızı, unutmadığınızı, yanlarında olduğunuzu, kültüre, sanata ve sanatkara sahip çıktığınızı hissettirmeyecek misiniz? Vereceğiniz “Konya sanatçısı” adı altında bir paye ve bir plaket! Hepsi bu kadar! Ve bu anlatmaya çalıştığımız konu, bu kadar mı zor? Bu kadar mı ağır? Çok yoğun işlerinizin arasında, bir yere sıkışamıyor mu? Kültür, sanat ve sanatkarla yaşar sevgili okurlar, kendi sanatımıza, sanatçımıza, sanatkarımıza sahip çıkma adına ne zaman bir şeyler yapacağız? İl Kültür Müdürlüğümüz, Büyükşehir Belediyemizin Kültür Daire Başkanlığı, Merkez İlçe Belediyelerimizin Kültür Müdürlükleri, Bu konudan kapak kaldırmamaya yemin etmiş gibisiniz! Yoksa, yemin filan ettiniz de, ondan mı rahmetli Kayahan’ın “Bir yemin ettim ki, dönemem” şarkısını içinizden içinizden mırıldanıyorsunuz!