Konya
°C
Yeni Meram

Eğitim Sistemimiz ve Türk Gençlerinin üzerindeki Yıkım Projesi

Eğitim Sistemimiz ve Türk Gençlerinin üzerindeki Yıkım Projesi - Ömer Can - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
24.10.2017 04:53
0
6472
ABONE OL
Sizlerde şahit olmuşsunuzdur, çevrede yapılan inşaatlarda, yol yapımında taşeron şirketlerde, temizlik işlerinde, hayvancılıkta, fabrika ve birçok sektör küçük işletme ve atölyelerde işçilerin ekseri çoğunluğunu Suriyeli göçmenlerden oluşmakta, ucuz işçiliğin yanında ekonomiye de dikkate değer katkıda bulunmaktadırlar.   Diğer yandan ise işsizlikten dem vuran fakat yapacağı işi ve alacağı ücreti beğenmeyen, ceplerinde bir bardak çay içecek parası olmayan, ahlaki yozlaşmaya ve bunalıma giren gençlerimiz. Devletin dağıttığı makarnalara ve yardımlara fit olan aileler. Emeğin gücünü keşfedememiş genç nesiller, tembelliğe alıştırılan, gelecekten ümidini kesmiş nesiller. Dikkat edin son yıllarda ülkemiz laftan ve inşaattan başka bir şey üretemez bir hale gelmiştir. İşte asıl dikkat edeceğimiz nokta burasıdır. Bu hale neden gelindi? Suçlu kim? Bunları maddeler halinde birlikte inceleyelim. 1-) Eğitim Sistemi yıllar içinde birçok defa değişikliğe uğramıştır. Bunlardan en önemlilerinden biri 28 Şubat kararları ile 8 yıllık zorunlu eğitime geçiştir. Bu sistemde 5 yıl olan zorunlu eğitim 8 yıla çıkarılmış, devamsızlıktan ve düşük not alan öğrencilerin sınıf tekrarı yapmalarının önüne geçilmiştir. İkinci bir husus ise Sosyolojik gerçekler ve Ülke şartları göz önünde bulundurmadan, bir takım siyasi tasalarla Meslek Liselerine girişteki sınav kaldırılarak en başarısız öğrencilerin Meslek Liselerine girmeleri sağlanmış, Ülkemizdeki nitelikli iş gücüne en kuvvetli darbe yapılmıştır. Diğer bir faktör ise 5. Sınıftan sonra (çeşitli faktörlerden kaynaklanan) okuyamayacak olan çocuklarımızın iş hayatına katılmaları, usta-çırak geleneği ile mesleki eğitim engellenmiş, birçok iş alanında usta yetiştirilememiş ve birçok zanaat dalı tarihe gömülmüştür. 2-) Yine siyasi endişelerle AKP iktidarı yılları içinde sayısız değişikliklere gidilmiş 4+4+4 sistemi getirilmiş 12 yıllık zorunlu eğitim ile gençlerimizin hayata atılmaları ve aile ekonomisine katkıda bulunmaları geciktirilmiştir ailelere yük olmaya başlamıştır. 3-) Ülkemizde mantar biter gibi plansız ve istihdam oluşturmayacak niteliksiz eğitim veren Üniversiteler açılıyor, buralarda ilerde okuduklarıyla alakalı olmayan işlerde çalışacak gençler okuyor, hayata atılmaları geciktiriliyor.   Atalarımız “Ağaç Yaşken Eğilir” atasözünü boşa dememişler. 18-19 yaşında liseden mezun olan gençler, birde erkeklerde askerlik hizmetini de katacak olursak 22-23 yaşından sonra, 4 yıllık bir üniversite okuyan çocuklarımız askerlik dahil en erken 26-27 yaşında iş hayatına atılmaları, meslek öğrenmeleri, iş beğenmeleri hayli zor gibi gözüküyor.   Sonuçta bu çocuklarımız şanslıysalar, belediyelerde temizlik işçisi, kuruluşlarda, sitelerde güvenlikçi gibi nitelik gerektirmeyen işlerde çalışacaklar.   Helikopter Ebeveynler tarafından çok özel olarak görülen ve yetiştirilen gençlerimiz varsınlar bürolarda, masa başında çalışmayı hayal etmeye devam ededursunlar. EN ÖNEMLİSİ özellikle Ömer DİNÇER zamanında başlayan ALO 147 Öğretmen Şikayet Hattı ile Öğretmenler değersizleştirilmiş, Okul Müdürlerinin ve Öğretmenlerin Veli ve Öğrenci üzerindeki otoriteyi sarsmıştır. Otorite olmayan bir ortamda Eğitim ve Öğretim şartları sağlanamaz. Bu durum Veliler üzerinde “ben özelim, ben öğretmenin üzerindeyim, benim öğrencim özel” anlayışını oluşturmuştur. Veliler Okul Müdürü ve Öğretmenlerin kararlarına ve uygulamalarına müdahale eder duruma gelmiş, veliler siyaseti de arkalarına alarak okula negatif yönde etkilemeye başlamışlardır. -Veliler “eğitimi” öğretmenden daha iyi bilir hale gelmiş, öğretmen ve okul müdürüne akıl hocalığına başlamışlardır.   Öğrencilere laf söylenmiyor, ödevini niye yerine getirmedin denilemiyor çünkü bir takım gerekçelerle savunmasını hemen veliler yapıyor. Öğrenciler halen okullarda başlarına buyruk halde davranışlar sergiliyorlar. Öğretmenler ise şikâyet edilirim, başıma bir şey gelir kaygısı ile bu durumu görmezlikten geliyorlar. Çıt kırıldım bir gençlik yetişiyor, çünkü onların her biri özel. Fakat ülkemizdeki eğitim başarısına da bakınca işler hiç de iç açıcı görünmüyor, gençlerimiz büyük bir bataklığa saplanıyor gibi ve bu acımasız dünyada ne yapacaklarını bilemiyor. Geçtiğimiz haftalarda Başbakan Yardımcısı Veysi KAYNAK’IN “Suriyeliler olmazsa düz işçilik yapan yok. Fabrikalarımız durur” sözü çok anlamlı. (NOT: Müfredat ile ilgili görüşlerimi bir başka yazımda anlatacağım.) Sevgilerle  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.