Konya
°C
Yeni Meram
16.08.2019 09:40

Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı : “Konya orta büyüklükte deprem üretecek kapasitede”

Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, Konya'da oluşabilecek olası depremleri ve alınan tedbirleri değerlendirdi.

A+
A-
16.08.2019 09:40
0
8310
ABONE OL
KONYA Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimler Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, Marmara Bölgesi’nde meydana gelen depremler sonrası Konya deprem bölgelerini ve alınan tedbirleri değerlendirdi. Tek parça gibi görünen yeryüzünün sürekli hareket halinde olan bir çok parçacıktan ve büyük levhalardan meydana geldiğini belirten Fetullah Arık, “Levhaların birbirine yaklaşması, birbirinden uzaklaşması, sınırları boyunca hareket etmeleri halinde biriken enerjinin açığa çıkmasıyla depremler meydana geliyor. Depremleri sığ, derin ve ultra derin depremler olarak tanımlıyoruz. Sığ depremler, 10-20 kilometre derinlikteki yeryüzüne etkileri az olan depremler. Yeryüzüne tahribatı fazla olan depremlere ise derin depremler ismini veriyoruz” dedi. Levhalar sürekli hareket halinde olduğu için Dünya’nın oluşumundan bu yana kıtaların 9 kere ayrılıp birleştiğini söyleyen Arık, levhaların birbirinden uzaklaşma hareketinin başka bir yerde yakınlaşma hareketi olarak karşılandığına değinerek, “Japonya'da ya da Büyük Okyanus'ta meydana gelen yaklaşma hareketleriyle büyük boyutta depremler meydana geliyor. Bunun tam tersi de Atlas Okyanusu'nda da açılmalar meydana gelerek bu denge sürekli korunuyor. Bu örneği Türkiye'ye indirgediğimiz zaman, Türkiye'nin güneyinde Van Gölü'nden başlayıp Adıyaman'a uzanan bir yay düşünelim. Bu yayın güneyi Arap levhası, Kuzeyi ise Avrasya levhasıdır. Anadolu levhası arada bir üçgen gibi kalıyor. Bu haritaya göre güneyden Arap levhasının kuzeyden Avrasya levhasının baskısıyla, Anadolu levhası her yıl birkaç milimetre Ege bölgesine doğru hareket ediyor. Bu hareketler esnasında büyük bir enerji biriktiği için 10-30 yılda bir açığa çıkıyor” şeklinde konuştu. “DEPREMİN ŞİDDETİ İLE BÜYÜKLÜĞÜ KARIŞTIRILIYOR” Depremin şiddeti ile büyüklüğünün karıştırıldığına değinen Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya’da son yaşanan en büyük deprem 2009 yılı Eylül ayında 4.5 ve 4.7 büyüklüğünde meydana geldi. Normal şartlarda orta büyüklükte bir deprem olarak değerlendiriliyor. Etkin yer ivmesine bağlı olarak, büyüklük sıralamasına koyduğumuz zaman 1’in altında olanlara mikro deprem diyoruz, 1-3 arasında olanlara küçük, 3-6 arasındakilere orta, 6 ve daha fazla olanlara da büyük deprem diyoruz. Depremin büyüklüğü sismograflarda ölçülen etkin yer ivmesi olarak tanımlanır, depremin şiddeti ise hissedilen kısmıdır. Bahsettiğimiz 2009 yılında meydana gelen 4.5 büyüklüğündeki depremi biz 6-6.5 şiddetinde hissettik. Depremi hissetmemiz ya da zarar vermesi için yanımızda, yakınımızda olması gerekmiyor. Konya kent merkezinden oldukça uzakta olduğu halde Konya’yı olumsuz etkileyecek büyük faylar var” dedi. “KONYA ORTA BÜYÜKLÜKTE DEPREM ÜRETECEK KAPASİTEDE” Konya’nın deprem anlamında yerleşim yeri olarak problemli bir bölge olduğunu belirten Arık, “Vatandaşa panik yaşatmak için söylemiyoruz fakat Türkiye’nin tamamı deprem bölgesi çünkü Alp Himalaya Dağ kuşağı içerisinde kaldığımız için her yerde her an deprem olabilir. Türkiye genelinde deprem olmaz diyebileceğimiz bir yer yok” dedi. Yeni Türkiye deprem bölgeleri haritasına göre Konya’nın orta büyüklükte depremler üretebilecek kapasitede olduğunu söyleyen Arık, Türkiye’deki deprem bölgelerine göre burada deprem oranının ve büyüklüğünün daha düşük olduğunu vurguladı. Ayrıca Konya zemininin depremi büyüten bir zemin olduğunu ve bu yüzden 6 büyüklüğündeki depremin 11 şiddetinde hissedilebileceğini de belirtti. DEPREME KARŞI “YAPILAŞMA ÖNCESİ” TEDBİRLER ALINIYOR Yerleşime açılacak bir yer için pek çok araştırma yapıldığına dikkat çeken Fetullah Arık, “Bölgenin jeolojik, jeoteknik özelliklerine göre yapılan haritada; yerleşime uygun olan alan, yerleşime uygun olmayan alan ve yerleşime uygun hale getirilebilecek alanlar olmak üzere üç özellik gösterilir. Yerleşime uygun olmayan alanlarda yapılaşmaya izin verilmemesi gerekiyor. Uygun alanlarda da planlanacak her türlü yapı için o binanın zeminine özgü araştırmalar yapılmalı. Zemin etütlerinde; yapıya, yapının oturduğu taban alanına göre, yapının yüksekliği ve yapının önem katsayısına göre araştırmanın planını geliştiriyoruz. Arazi ve laboratuvar deneyleriyle ortaya konulan araştırma inşaat mühendisine sunuluyor. İnşaat mühendisi projesini bu araştırma doğrultusunda hazır hale getiriyor. Bu sistem, 2004 yılında Zümrüt apartmanının deprem dahi yaşanmadan çökmesi sonucu uygulanmaya başladı. Bölgelerin yerleşim alanına uygun olup olmadığını tespit ettiğimiz çalışma 2008 yılında tamamlandı. 2008’den sonra yapılan her binada zemin etütü ve kontroller yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Zümrüt apartmanı olayı Konya’daki yapılaşma için bir nevi dönüm noktası oldu” şeklinde konuştu. Melike GEZGİNCİ
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.