Koalisyona özel manidar sözler!

Koalisyon turları başlamasına başladı amma, milletin kafasında bu turlardan bir sonuç çıkar mı, yeni hükümet kurulur mu, kurulursa ne zaman kurulur gibi sorular iftar sonralarının vazgeçilmezi oldu. İnat ta bir murattır diyenler, ayaklarını gazdan çekmiyorlar. Söz taşları artık havalarda çarpışmaya başladı. Bazı ortamlarda kaş yaparken göz çıkarılmak üzere. Neredeyse kalpler kırılacak. Aynı görüş sahibi insanlar arasında dahi oluşan fikir ayrılıkları, insanların fikirlerini kabul ettirme inatları ve ısrarları ara ara kabak tadı verse de, Ramazan ayının getirdiği iftar sonrası hoş görü ile geçiştirilip gidiyor. Hükümet kurulmaz arkadaş, kurulmamalı da, göreceksiniz erken seçim olacak. Biz zaten hükümet kurulmasına taraftar değiliz! Diye konuşanlara dinleyenden biri çıkıpta, siz kimsiniz demiyor! Bir başkası, hükümet CHP ile dünyada olmaz kabul etmem diye sesini yükseltirken bir başkası da, MHP ile kurarsa benden bundan sonra kimse oy beklemesin deyiveriyor! Kimisi de, hükümet kurulmasın dese de, hali, yüzü ve sözlerinin gidişatı ile bir hükümet mutlaka kurulmalı düşüncesini tansıtmaktan kurtulamıyor. İnsanlarımız açık ve net değil. Hükümet kurulmasın, şöyle oluruz, böyle oluruz görüşünün ateşli savunucuları yanında bir çok kişinin sesi çıkmıyor. Hükümet kurulsun diyenler yanında ne olur-ne olmaz diye rengini belli etmek istemeyenler bir hayli fazla. Rahmetli Demirel, bir dönem 'Konuşan Türkiye' derdi. Bu dönem konuşmayan, konuşamayan, imalı anlatımları seçen, söylediği cümle anlaşılmasın diye laf salatası yapan, dağdan-taştan-bayırdan dem vuran, böceklerden, çiçeklerden, kelebeklerden konuşan insanların oluşturduğu bir toplum olduk. Kendi doğrularını hiç korkmadan söyleyebilenlere hayranlık duyan yinede deli mi, divane mi diye sorgulayan bir yapıya sahibiz. Hükümet kurma çalışmalarını hiç şüphesiz herkes takip ediyor. Siyasilerimizin hükümet kurma girişimleri öncesinde verdikleri güzel mesajlar var. Siyaset bağırmayla, çağırmayla, üstünlük taslamakla, ben ne dersem o olur mantığıyla, ya bize tabi olacaksınız , yada kendiniz bilirsiniz yaklaşımıyla çözülecek bir denklem değil. Hiçte olmadı. Hele adına koalisyon denilen, ülkeyi birden fazla siyasi partinin bir araya gelerek yönetmeye talip olmasının  siyasi bir etiği, üslubu ve nezaketi olması şart. Koalisyon öncesinde yapılan hazırlıklarda siyasilerce söylenen tansiyonu düşürülmüş, samimi, yaklaşımlar içeren oldukça manidar ve kulağa hoş gelen cümleler var. Onlardan bazılarını sizler için sıralamaya çalıştım; Ellerdeki taşlar bırakılacak... Aradaki buzlar eriyecek... Şeffaflık esas olacak... Öfke yok, müzakere var... Saygı dili kullanılacak... Ülke hükümetsiz bırakılmayacak... Açık yürekli, anlayışlı ve empati yapan yaklaşımlar esas alınacak... Kapılar kapatılmayacak... Yolların engellenmesinden vazgeçilip yollar ve daha başka yollar açılacak... Kamuoyundan hiçbir şey gizlenmeyecek... İtham dili, karşılıklı görev hatırlatma dili kullanılmayacak... Dillerdeki iğneler atılacak... Yumruklar gevşeyecek, hatta mülayimden öte mülayim olunacak... Kimse kimseye ne halleri varsa görsünler demeyecek... Bu cümlelerden sonra hükümet kurulur mu, kurulmaz mı, ufukta erken seçim var mı, yok mu diye düşünenler, konuşanlar ve mangalda kül bırakmayanlar bir daha düşünsünler!