“KIZILELMA'YA HEY... KIZILELMA'YA!”

Kızılelma son günlerin en çok konuşulan, dikkate değer konularından birisi. Kızılelma nedir, neresidir, herkesin bildiği, tahminlerde bulunduğu bir kara parçası mı? Yoksa, dört tarafı denizlerle çevrili bilinmez bir ada mı? Kafdağı’nın ardında bir yer mi? Hayal mi, destansı bir özellik mi? Zümrüdüanka’nın alıp da götürdüğü bilinmeyen bir diyar mı? Türk Milleti gibi, ömrü savaş meydanlarında cenk ederek geçen, bugüne kadar sayılamayacak sayıda kale, şehir ve ülke fetheden, mazlumların hamisi, başlılara baş eğdiren, dizlilere diz çöktüren bir millet için Kızılelma olmazsa olmazlardan! Madem ki, Kızılelma denen bir gerçeğimiz var! Bugün Kızılelma’mız neresi? Bu soruların cevabı, Muhteşem Süleyman’ın ordusundaki askerin verdiği o harikulade cevapta yatıyor; “Sizin bizi götürdüğünüz yerdir Sultanım!” Bu yaklaşım dün neyse, bugün de o dur. Yarınlarda değişmesi mevzubahis değildir! Ne diyordu Ziya Gökalp? “Demez taş, kaya yürürüz yaya…/ Türk’üz, gideriz Kızıl elmaya.” Kızılelma bir ülkü, bir ideal, gösterilen bir hedef Türk Milleti için. Hedefi olmayan, kendisine hedef gösterilmeyen kavimler, milletler tarih sahnesinde sadece kısa bir dönem göründüler ve kaybolup gittiler. Önemli olan kalıcı olmaktı. İz bırakmaktı. Koyduğu hedefleri birer birer eline geçirmekti. Ve çağlar boyunca ayakta kalıp, ismini devam ettirmekti. Türk Milleti, “Kızılelma” hedefiyle, kurduğu devletlerle, üç kıtaya yaymış olduğu medeniyetiyle adaletiyle binlerce yıldır ayakta. Tarih boyunca Türk Milletini idare eden Hakanların, Kağanların, Hükümdarların, Sultanların ordularına işaret ettiği hedeflerin adıdır Kızılelma. İlk Türk yurdu olan Ötügen’den çıktıktan sonra, Türk Milletinin kendisine yurt tuttuğu, vatan olarak seçtiği bütün topraklar, şehirler, kaleler ve ülkeler feth oluncaya kadar birer Kızılelma olmuşlardır. Türk Milleti için her dönemin, her devrin Kızılelma’sı daima var oldu. Kızılelma; Süleymanşahoğlu Ertuğrul için Karacahisar… Ertuğrul oğlu Osman için Bursa… Sultan Murat Han oğlu Fatih Sultan Mehmet için İstanbul… Sultan Beyazıt oğlu Yavuz Sultan Selim için Mısır… Yavuz Sultan Selim Han oğlu Muhteşem Süleyman için Viyana olmuştur. Önemli olan, Türk milletinin önüne bir hedef konulmasıdır. Türkiye Cumhuriyetinin banisi Mustafa Kemal, “ Misak-ı Milli sınırları içerisinde vatan bir bütündür, asla parçalanamaz” derken, geniş manada dünya üzerinde nerede Türk yaşıyorsa, orası Misak-ı Millidir derken, Türk Milletine Kızılelma’yı işaret ediyordu. 1924’lü yıllarda, Hatay Türkiye’ye bağlı değildi. Ancak aşağıda sıralanan şehirlerin her biri Misak-ı Milli sınırları içerisinde ve Türkiye toprağı olarak biliniyordu. Batum, Halep , Antakya, İskenderun, İdlib, Belen, Reyhaniye, Barişa, Cisr-i Şuğur, Bâb-ı Cebbul, Menbic, Cebel-i Sem'an. Rakka, Deyr-i Zor , Resulayn, Aşare, Mesice, Ögmer, Ane. Süleymaniye , Gülanber, Baziyan, Şehirbazar, Musul, İmadiye, Zaho, Dohuk, Akara, Sincar. Kerkük , Revandiz, Köysançak, Rayine, Selahiye, Erbil. Türk Milleti kendine seçmiş olduğu hedeflere binlerce yıldan bu yana Kızılelma demekten geri durmamıştır. Bir dönemin rüyası, hayali olan Anadolu’yu bin yıldan beri elinde tutan milletin adıdır, Türk Milleti. Anadolu Türk milletinin kızıl elmasıdır. Şair Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, “Yiğitler kan döker, bayrak solmaya, / Anadolu başlar, vatan olmaya... / Kızılelma'ya hey... Kızılelma'ya!” “En güzel marşını vurmadan mehter / Ya Allah...Bismillah... Allahuekber” derken bu hedefi gösteriyordu. Anadolu gibi kıtalararası geçiş yollarının üzerinde bulunan, jeopolitik konumu nedeniyle işgallerin, istilaların, isyanların, baş kaldırmaların, sayısız devletçiğe bölünmelerin, el değiştirmelerin en fazla yaşandığı bir coğrafyanın elde tutulması kolay bir mesele değil. Üç günlük devletlerin, bugün için kendini güçlü zannedenlerin, hile ve entrikada prim yapanların bunu anlayabilmesi ve hazmetmesi kolay değildir. Dünyanın en zor coğrafyalarından birinde bin yıldır var olan Türk Milletinin sırrıdır Kızılelma! Kuşatmaları yarma, bentleri yıkma, aşılmaz dağları aşma, yenilmez diyen mağrur düşmanlara mağlubiyet acısının ne olduğunu tattırmaktır Kızılelma!