Kamera görüntüleri silinmese her şey ortaya çıkacakmış..

Yaptığımız uyarılar, nedendir bilmiyorum kimilerinin umurlarında olmuyor.. Ancak yazdıklarımız insanların sosyal menfaatlerini yakından ilgilendiren başlı başına problemlerdir.. Bundan bir önceki yazımda, olay olmadan önlem alınmasının önemli olduğunu vurguladım.. Bu konuda daha önceleri de yazılar yazdım. Başkaları da benzer yazılar yazdılar ve yıllardır da bu uyarı konuları yazılır.. Fakat ne yazık ki her hangi bir konunun sakıncalı olabileceği ve kötülük getirebileceğini düşünemeyenler, “Biz düşünemedik uyarıları dikkate alalım bari” demediler. Hatta aksine, “Şuna bak bizi uyarıyor, sanki bilmiyoruz, bu kendini ne sanıyor” diye kendi çaplarında bana kızdılar. Sonra da tabii ki olanlar oldu ve hiç kimse, “Bakın bu insanlar bizi uyarmıştı” diye seni doğrulamayı kendilerine kibir meselesi yaptılar ve ne acıdır ki kimseyi sallamayıp bildiklerini okumaya devam ettiler, ediyorlar. Etsinler bakalım.. Bugün bir ikaz yazısı daha yazıyorum.. Kısa bir süre önce bazı istenmeyen olayların geliştiği Konya’daki bir çocuk yurdunda, yaşananların kamera görüntülerinin silindiğini öğrendim. Eyyamcı sözde bir müdürün başında bulunduğu o kurum hakkında yaptığım araştırmada, görüntülerin 45 gün sonunda otomatik olarak silindiği, kısaca arşivlenmediği anlaşıldı.. Yani teknolojinin hızla ilerlediği şu dönemde işyerinizden, evinizin ısıtma ve soğutma, perdelerini açıp kapama vs. gibi işlemleri telefonunuzla kumanda edebiliyorsunuz. Yazdığınız yazı veya fotoğrafınız ya da videonuz anında milyonlarca, hatta milyarlarca insana ulaşabiliyor.. Kısaca teknik konuda akıl almaz bir dönemin yaşandığı şu ortamda, kamera görüntülerinin arşivlenmemesinde teknolojik sıkıntı sakın bahane edilmesin, çünkü bu kadar basit bir işlemin yapılamaması bana göre sadece vurdumduymazlığın göstergesidir.. Bakanlığınız size kamera bulundurma ve görüntüyü arşivleme zorunluluğu getirmemiş olabilir. Fakat siz kurum müdürü olarak Bakanlıktan bunu ısrarla talep etmeniz gerekir ki, Bakanlığın buna hayır diyeceğini de hiç sanmıyorum zaten.. Zira bu, kurumunuz için her türlü güvencedir ve ayrıca görüntülerin silinmesi de bana göre yasal olarak suç teşkil etmesi gerekir.. Örnek verelim.. Diyelim ki yurtta barınan bir çocuk orada dövüldü, işkence gördü veya başka bir kötülüğe maruz kaldı. Fakat korktuğu için durumu idareye veya yakınlarına, 6 ay sonra, ya da yurttan ayrıldıktan sonra söyledi. Olay yargıya intikal etti ve savcı görüntüleri istedi. Ne yapacaksınız? Görüntüler silindi mi diyeceksiniz? Elim bir örnek daha vereyim.. Geçtiğimiz aylarda Karaman’daki Ensar Vakfı’na ait evlerde meydana gelen tecavüz olayında, evlerde kamera yokmuş.. Olay, çocuklar sağlık muayenesinden geçtikten sonra kesinleşti. Peki evlerde kamera bulunsa da, görüntülerde arşivlenmiş olsaydı, hem çocuklar bu utanç verici muayeneye maruz kalmasalardı, hem de yargıya kolaylık olsa olmaz mıydı? Soruyorum ! Söylediğimiz gibi hızla ilerleyen teknolojide kamera görüntülerinin CD’lere aktarılıp arşivlenmesi çok mu zor? Özellikle bahsettiğimiz hassasiyet gerektiren kurumlarda kamera bulundurulması ve görüntülerin arşivlenmesinin zorunlu hale getirilmesi konusunda ilgili Bakanlıklar ve kurumlara uyarıda bulunuyorum.. Öte yandan yargının da bu işi zorunlu hale getirmesi ili ilgili işlem yapmasını bekliyorum..