Kadına uzanan eller..!

O Özgeydi, candı…20 yaşındaydı, Özgecan’ dı. Türkiye’nin canı yandı!.. Ateş düştüğü yeri yakar derlerdi ya… Ateş bütün Türkiye’yi yaktı! Kadınlar ayağa kalktı! Hem öylesine bir ayağa kalktılar ki! Kimse onları durduramadı! İktidar ve muhalefet, kadına uzanan ellerin kırılması adına demeçler verdiler, açıklamalar yaptılar, Özgecan'ın ailesine taziyelerde bulundular. Yeterli mi? Özgecan’ın gördüğü şiddet ve vahşet lanetlenmekle kalmamalı, geçiştirilmemeli… Gösterilen bu hassasiyet, kadınları koruyan yasal tedbirlere dönüşmeli, hem de hemen, hiç vakit geçirmeden! Kadına uzanan eller kırılsın laflarını bugüne kadar çok duyduk! Lafla varılan, lafla gidilen, lafla ulaşılan her yerde geçiştirmenin, oyalamanın ve ötelemenin olduğunu sanki bilmiyorsunuz! Kadına uzanan elleri lafla kıramazsınız! Yıllardan beri, lafla kırılamayacağını bildiğiniz için, laf olsun diye konuşuyor ve laf olsun diye açıklamalar yapıyorsunuz! Rahmetli Özgecan’ın tabutunu omuzlayan kadınlara, ne yapıyor bu kadınlar denileceğine, bu kadınlar ne demek istiyor asıl ona bakılmalıydı! Tacizciler, tecavüzcüler, kadın katilleri, dur diyen olmadığı, caydırıcı yasal düzenlemeler yürürlüğe konamadığı için yaptıklarını neredeyse hak görüyorlar! Bu hak, nasıl bir hak? Bu hakkı onlara kim veriyor? Çaresiz, korunmasız kadın ve kızların karşı karşıya oldukları taciz, kaçırma, tecavüz ve ölümle sonuçlanan, toplumda infialler yaratan olaylara daha ne kadar seyirci kalınacak? Koruma isteyen, devletçe korunan kadınların dahi öldürüldüğü, bıçaklandığı, dövüldüğü, yerlerde sürüklendiği bir ülke olduğumuz gerçeği kimsenin gözünü açmadı! Onlar yerlerde sürüklenirken, öldürülürken, vicdanımız, insanlığımız yerlerde sürükleniyor ve ölüyor kimsenin haberi yok! Mevcut yasalarımız mağdur durumda olan kadınları koruyamıyor! Koruma istediği halde, korunduğunu düşünürken öldürülen kadın sayısının ne kadar olduğunu bilen var mı? Bu olaylar sosyal bir patlama değilse nedir? Kadınlarımız, kızlarımız rahatça yolda yürüyemeyecekler mi? İşlerine, okullarına, arkadaşlarına gidemeyecekler mi? Taksiye, dolmuşa, otobüse binemeyecekler mi? Çarşı da, pazarda rahatça dolaşamayacaklar mı? Cek ve cak’la biten kelimelerden ve kurulan cümlelerden artık gına geldik! Nefret ediyoruz! Neymiş, kadına uzanan eller kırılacakmış! Bugüne kadar, kadınların eli kırılırken, eli kesilirken, nerelerdeydiniz? O uzanan elleri kırın ki, bir daha elini uzatmak isteyen bir değil, bin kere düşünsün! Analarımız, karılarımız, bacılarımız, kızlarımız edebiyatını da, herkes geçsin! Kadınların ve genç kızların ölümleri, çektikleri ıstıraplar seçime kurban gitmesin, seçim malzemesi olmasın, ilan edilen seferberlik taziyeye değil yasaya dönüşsün!.. Dönüşsün ki, bu tecavüzler, bu vahşetler son bulsun. Kadınların kocaları, babaları ve kardeşleri tarafından sokak ortasında öldürülme olaylarının önüne geçilsin. Kadın kocasından boşanmış, kendine ayrı bir hayat kurma çabasında, eski koca bunu kabullenemiyor, kadını sokak ortasında vurup öldürüyor. Kadını her gün döven koca, babasının evine sığınan kadını, babasının evinde babası ve annesiyle birlikte vuruyor. Kadın ölü, annesi ölü, babası ağır yaralı!... Bindiği dolmuşta, dolmuş şoförü tarafından tecavüz etmek için kaçırılan, boğuşma sırasında defalarca bıçaklanan, ardından demir çubukla vurularak öldürülen, elleri kesilen ve daha sonra cesedi yakılan Özgecan’ın suçu o dolmuşa binmek miydi? Bugüne kadar hiçbir yasal tedbir almayanların hiç mi suçu yok? İçimize ateşler düştü, yüreğimiz yandı, canımızdan can gitti ve benzeri laflar, Özgecan’ı geri getirmeyecek. Yıllardan beri, dünya kadar benzeri laf dinledi kadınlar ve kızlar! Başka Özgecan’ları kurban vermemek için yasal tedbirler noktasında bugünden tezi yok, ne yapacaksınız onu söyleyin! Bu seçiminiz, önümüzdeki seçimlerden çok daha önemli ve çok daha acil! Değilse, Özgecan’lar ölmesin! Özgecan’lara uzanan eller kırılsın diye bugün konuşur, yarın unutursunuz!