Konya
°C
Yeni Meram

İslamofobinin ilacıdır Hz. Mevlana!

İslamofobinin ilacıdır Hz. Mevlana! - Erol Sunat - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
21.12.2016 06:23
21.12.2016 09:24
0
1800
ABONE OL
İslamofobi, kelime anlamı olarak "İslam korkusu" demektir. Müslümanlara ve İslam dinine karşı sürdürülen ön yargı ve ayrımcılıktan kaynaklanır. Müslümanlara karşı duyulan irrasyonel nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme anlamına gelir. İslamofobinin  çarelerinden ve ilaçlarından bir tanesi de gerçek bir gönül sultanı olan Hz. Mevlana’yı anlamak ve anlatmaktır. Hz. Peygamberin, Allah’ın izniyle çizdiği o rahmani rotada, sevgi vardır, aşk vardır, hakkaniyet vardır, merhamet vardır, hoşgörü vardır, adalet vardır, Allah’a ulaşmak vardır, birlik vardır, dirlik vardır, beraberlik  vardır. Hz. Peygamberin izinden yürüme bahtiyarlığına erişen Hz. Mevlana gibi gönül sultanları, gönül kapılarını açabilmeyi, Rabbimizi ve onun sevdiklerini bütün bir dünyaya anlatmaya, tanıtmaya memur edilmişlerdir. Ne diyordu Hz. Mevlana, “BEN YAŞADIKÇA KUR'AN'IN BENDESİYİM / BEN, HZ. MUHAMMED MUSTAFA'NIN YOLUNUN TOZUYUM / BİRİ BENDEN BUNDAN BAŞKASINI NAKLEDERSE / ONDAN DA ŞİKAYETÇİYİM, O SÖZDEN DE ŞİKAYETÇİYİM” Yakılan olumsuz ve lüzumsuz İslamofobi ateşlerini, çok daha fazla artırmaya çalışarak yangına körükle gidenler ne Hz. Peygamber’i tanıyorlar ne de Hz. Mevlana’yı! Bir Mevlevi ayini olan Sema’yı, Allah’a ulaşmanın yollarından birisi olarak görmek, seyrederken o huşuyu yakalamak inanın tarifi imkansız bir duygudur. İşte bu tarifi zor anı yaşamaya koşan milyonlarca insanı görmezden gelmek, islamofobiyi ayakta tutmaya çalışanların gafletinden başka bir şey değildir. Yaradan dünya’daki, bütün yaratılanların yaratıcısıdır. Bir gönül dostu, “Rabbimiz bir karıncasından vazgeçmez, biz insanlardan niçin vazgeçsin” diyor. İnanmak, iman etmek, inanılanın yolundan yürümek, onun sevdiklerini sevmek, onun sevdiklerinin sözlerine itibar etmek kadar güzel bir şey var mı? Bu yol Hz. Peygamberin yoluysa, onun izinden yürüyen Hz. Mevlana’nın yoluysa, böyle bir yolda ne elem vardır, ne keder, ne de korku! Hz. Mevlana postunda oturan Postnişin Fahri Özçakıl, “Semazen sema törenine çıkmazdan önce abdestini alır ve vakit namazını mutlaka kılar. Sema da dualarla bir ibadet neşesiyle yapılan bir zikirdir. Semayı Allah’a ulaşmak için yaparsanız manevi bir de haz alırsınız. Sizin aldığınız bu manevi haz ve zevk etrafınızdakilere de yansır ve izleyiciler de bundan nasiplenmiş olurlar. Farz ibadetlerden sonra semayı da bir nafile ibadet kabul ederek Allah’a daha yakın olmak için çalışılacaktır. Tasavvufun temelinde de bu vardır. Tasavvufta zaten şeriat, tarikat, hakikat ve marifet olarak nitelendirilir. Sema da bu dört saç ayağından tarikat boyutunun içinde değerlendirilmektedir. Eğer ilk ayağı hayatınızda tatbik edebilirseniz ikinci noktaya geçer ve yaptığınız ibadetlerinin feyzini alabilirsiniz. Birinci noktayı kaçırmamak gerekiyor. Tarikattan kıl kadar ayrılan şeriattan dağ kadar ayrılır. Eğer tarikattan bir ödün verirseniz, şeriatın ucunu tamamen kaçırmış olursunuz.” diyerek açıklıyor sema ve semazeni. Ve sonrasında da şöyle devam ediyor; “Konya denince akla Mevlana geliyor. Mevlana denince de akla Konya gelir. İkisi bir bütündür. Mevlana tarafından açılan bu hoşgörü iklimi yüzyıllarca insanlara bir ışık olmuştur. Hz. Mevlana insanlığa evrensel bir yol açmıştır. Bunun da en büyük sebebi insanlığa verdiği sevgiden kaynaklanıyor. Hz. Mevlana’nın düşünceleri sadece Müslümanlara yönelik değil, tüm insanlara yöneliktir.  Yunus Emre’nin Yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevme düsturu Mevlana’da da vardır. Zaten tasavvufun da temelinde bu vardır.  Yurtdışında ve yurtiçinde yapmış olduğumuz programlarda Mevlana’nın düşüncelerini dile getirmeye çalışıyoruz ve “İslamiyetin güzel yönü budur” diyoruz. Mevlevilik insana insanca yaklaşan tasavvufi bir yoldur diyoruz. İslamiyetin bir terör dini olmadığını bunun bir Müslümanları karalama kampanyası olduğunu söylüyoruz. Özellikle yurt dışındaki insanlar bunun farkına varıyorlar ve İslamofobinin yanlış bir düşünce olduğunu anlıyorlar. Bunu anlatmak için en güzel vesilelerden biri de Hz. Mevlana’nın semasıdır.” Gönül Sultanlarının gönül yurdudur bu şehir. Enbiyalar ve Evliyalar şehridir. Bu şehre gelenler, bu şehri ziyaret edenler, bu şehirde kavli karar eyleyenler ve bu şehre gönül verenler döner-dolaşır yine gelirler bu şehre. Seven istedi mi, sevdiğine gönül yurdu yapar bir yeri denmiştir. Konya gibi şehirlerde, merhamet olur! Şefkat olur! Nedamet olur! Sevgi olur! Hoşgörü olur! Dostluk olur! Kardeşlik olur! İslamofobi Konya gibi şehirlerde hiç görmediği, hiç tatmadığı, hiç rastlamadığı duygularla karşılaşır. Pes eder, teslim olur, niyetinden vazgeçer. Korkuların sevgiye, aşka, hoşgörüye dönüştüğünü hayretler, içerisinde görür.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.