Konya
°C
Yeni Meram

HZ. Mevlana ve Ramazan (4)

HZ. Mevlana ve Ramazan (4) - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
17.06.2017 11:47
17.06.2017 12:24
0
6083
ABONE OL
On iki ayın sultanı Ramazan sona erdi, ünlü düşünür ve şair Hz. Mevlana’ nın konuya ilişkin sözleri daha bitmedi. Bu bağlamda yaptığım araştırmanın son bölümünü Bayram sonrası Cuma yazısı olarak aktarıyorum. Bu arada Hz. Mevlana’ya yıllar sonra “bizim” diyenlere tek cümlelik yanıtın; “ Mevlana bizim, Konya’nın öz insanı.” *** ■ Oruç harmanından can buğdayı satın al! Oruç anası keremlerde bulundu, çocuklarına geldi, kavuştu. Çocuğum! Fırsatı kaçırma, oruç ananı sıkıca tut, bırakma! Oruç anasının güzel yüzünü seyret! Onun lütuf sütünü em! Onun yurdunu yurt edin! Orucun kapısında otur! Rıza çölüne bak, Allah"ın ilkbaharını seyret! Oruç nergisleri ile dolu olan can cennetini müşahede et! ■ Ey gonca! Çok güçsüzsün. Gelişmemişsin. İpte oynayan bahar cambazı gibi sıçra, oruç çemberinden geç! Ey gül! Kanlara batmışsın, hal böyle iken, neden gönlün hoş, neden gülüp duruyorsun? Yoksa Halil"in İshak"ı mısın ki, oruç hançerinden hoşlanıyorsun? Neden ekmeğe asıksın? Bahar mevsiminde gençleşen dünyayı seyret! Oruç harmanından can buğdayı satın al! ■ Ey gönül; oruçlu iken Allah"a misafirsin! Ey gönül! Oruçlu iken Allah"a misafirsin; sana gökyüzü sofrası yakışır! Sen, bu mübarek ayda cehennemin kapısını kapadın! Böylece sen cennetten binlerce kapı açarsın!Topraktan, ateşten, sudan, rüzgârdan dikilmiş olan beden hırkasını çıkar, at! Can, aşkın kapısına geldi de; “Beni affet; sen, özürlerin canısın!” diye yalvardı! “Ey aşk!” diye sızlandı. “Bu ayda özrümüzü kabul et; hata ettik!” ■ Aşk da, gülerek cana dedi ki: “Senin elini tuttum! Biliyorum ki sen, elsizsin, ayaksızsın! Hekimim; ben, sana perhize girmeni emrettim! Çünkü sen, bu korkunun ve ümidin hastasısın! Perhize gir de, sana bir şerbet yapıp sunayım; onu içince sen, hiç kendine gelmeyesin!” Sustum; artık bunu aşk anlatsın! Çünkü onun gözü, canlara can katar! ■ Ramazan ayında gereği gibi oruç tutarsan, senin vücut toprağını altın ederler. Senin fani varlığını taş gibi ezerler de göğe sürme yaparlar. İftar vaktinde yediğin yemek lokmasının her biri, birer anlam incisi olur. Ramazanda yemekte, içmekte, kötü söz söylemekte, kötü iş işlemekte sabırlı olduğun için, bu sabır, senin manevî görüşünü artırır, gönlünün gözünü açar. işlerinde külfet az olduğu zaman ise son derece sevinç duyar ve hâne halkına: "Bu gün yüzünüzde fakr nûru parıldıyor" diye iltifâtlarda bulunurdu. ■ Ten kalesinde mahpus olan can kuşunun fazla yemekle esaretinin sürdüğüne inanır ve derdi ki:"Senin gönül kuşun fazla yemekten ötürü bu yumurtayı delip çıkamamıştır. Bu daracık yumurta hapishanesinde kalmıştır. Sen nefs esareti yumurtasından çık ki kanatlarını açıp bu mânâ semâsında uçabilesin." ■ Hz. Mevlana orucun Allah'tan başka her şeyi terk etmek demek olan gönül orucu türünü tutanlardandı. Nitekim mârifet ehline göre oruç üç türlüdür: 1. Halkın orucu: Yeme, içme ve cinsî münâsebeti terkten ibârettir. 2. Hâsların orucu: El, ayak, göz, dudak ile diğer organların orucudur. 3. Hâsların hasının orucu: Allah'tan başka her şeyi terk etmek anlamına bâtınî gönül orucudur. ■ Mevlânâ Dîvân-ı Kebîr'de Ramazan ayını değerlendirirken şu ifâdelere yer verir: "Ramazan geldi, aşk ve iman padişhının sancağı erişti. Artık maddî yiyeceklerden elini çek, göklerden manevi rızıklar geldi. Can sofrası kuruldu. Can bedeni hantallığından kurtuldu. Doğamız isteklerinin eli bağlandı. Aşk, iman ordusu geldi. Sapıklık ve imansızlık ordusunu kırıp geçirdi. Oruç, kurtuluşumuzun kurbanı sayılır. Bizim canımız onun yüzünden dirilik kazanacak. Madem gönül evine misafir olarak can geldi uğruna bedenimizi tamamıyla kurban edelim. Sabır hoş bir buluttur. Ondan hikmet ve manevi lütuf yağar. Bu nedenle ki, Kuran sabır ayında nâzil olmuştur. Bizi, kötü iş günahlar işlemeye özendiren kirli nefsimiz, arınmaya temizlenmeye muhtaçtır. ■ Ramazan gelince günah zindanının kapısı kırıldı. Can nefsi esaretinden kurtuldu. Miraca çıktı. Sevgili'ye kavuştu. Bu mübarek ayda gönül de boş durmadı, ümitsizliğin karanlık perdesini yırttı göklere uçtu. Can kirli dünyaya mensup değildi. Meleklerdendi, onlara ulaştı. ■ Ramazan günlerinde sarkıtılan merhamet ipine sarıl da şu beden kuyusundaki hapisten kurtul. Yusuf, kuyunun ağzına geldi, seni çağırıyor, çabuk ol, vakit geçirme. Îsa, isteklerden, beden eşeğinin arzularından kurtulunca duâsı kabul edildi. Sen de nefsânî isteklerden temizlen, elini yıka. Çünkü gökyüzünden manevî yemeklerle dolu sofra geldi, haydi elini ağzını yıka, ne yemek ye, ne iç, ne de söyle, hakikate erdikleri için susup duran ermişlere gelen anlam sözlerini anlam lokmalarını ara! ■ İslam binası beş direk üstüne kurulmuştur: “Kelime-i şahadet, Zekât, Hac, Oruç, Namaz.” Yemin ederim ki, bu direklerin en kuvvetlisi, en büyüğü oruçtur! Cenâb-ı Hak, beş direğin her birinde orucu, orucun kaderini gizlemiştir. Zaten oruç kadir gecesi gibi gizlidir. Midesine düşkün olan, çok mide ağrısı çeker, sızlanır durur. Midesine düşkün olanların talihlerinde oruç yoktur. Oruç, Allah"ın has kullarına Hz. Süleyman"ın saltanatını bağışlayan bir yüzüktür yahut da taçtır. Onu ancak seçkin kullarının başlarına giydirir. Oruçlunun gülüşü oruçsuzun secdedeki halinden iyidir. Çünkü oruç, o Rahman"ın sofrasına oturtacaktır. Sen farkında değilsin yemek yediğin vakit, için pislikle dolar. Oruç hamama benzer. Seni maddî ve manevî kirliliklerden, kötülüklerden temizler. Sen, hiç bilgi nuruyla nurlanmış bir hayvan gördün mü? Beden de bir hayvandır. Hayvanın ardına düşüp de orucu bırakma! Sen vahdet denizinden ayrı düşmüş bir damla gibisin. Sen aslına nasıl ulaşacaksın? İşte oruç, sel gibi, yağmur gibi seni alır, denize ulaştırır. Nefsinle savaşa girişince; “Ben orucu öyle ucuza satmam!” diye kendini yere at, ellerini çırp, ayaklarını vur, diret! ■ Nefsin gönlüne musallat olmuş bir Rüstem"dir ama, oruç onu gül yaprağı gibi tir tir titretir. İçinde ab-ı hayatın gizlendiği bir karanlıktan bahsederler. Aklı başında olanlara o karanlık, oruçtur. Sen, canının içinde Kur"an nurunu istiyorsan, bil ki, oruç bütün Kur"an"ın tertemiz nurunun sırrıdır. Gök sofralarının, ruha mahsus sofraların başına tertemiz kişiler oturturlar. İşte oruç, sana, onlarla bir kaptan yemek yedirir. Oruç seni gün gibi gönlü aydın, canı saf bir hale kor. Sonra da padişahla buluşma bayram gününde varlığını kurban eder, seni varlıktan ve benlikten kurtarır. ( Hz. Mevlana)
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.