Hayatınız Seçtiğiniz Kadındır!

■ Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür/ ■ Erkeğin kendindeki güzelliği görmek için bakabileceği yegâne ayna kadındır/ ■ En hayırlılarınız, kadınlarına hayırlı olanlardır. ( Hz. Muhammed) *** Kadın’ı yazmaya bugün de devam edecek ve bir soruyla başlayacağız;     “Erkekle kadın eşit midir?”  Kadın- erkek eşitliğine ilişkin tartışmalar daha bir süre devam edip gideceği benziyor.  Kadına ilişkin çok şeyler yazıldı, çizildi. En çok da “kadının adı yok!” denildi, karşı taraf atağa geçti;  “Kadının adı var!”     Bize gör artık toplum katmanlarında kadının da adı var ama yeterli değil! ■ Afrika’da bir kabilede kadınlara ad verilmiyor. Aynı giyiniyor, aynı saç stiline sahipler. Sanki aynı kalıptan çıkmışlar gibi. Birbirini ancak kokularıyla tanıyorlar. Bu örneğe göre başta biz ve çoğu ülkeler  kadın erkek eşitliğinde mesafe almış sayılırız. Ülkemizde kadın erkek eşitliğine  seçme ve seçilme açısından yaklaşacağım; ■ 1930’larda, T.C’de Cumhuriyetinde  kadınların siyasi haklarını kazanması için gerekli yasaların çıkarılmasını ifade eder. Kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; devrimlerin en önemlilerindendir. 1930 yılından itibaren çıkarılan yasarla önce Belediye seçimlerine katılma, muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934’de Anayasa ve Seçim Kanunu’ndaki değişikliği ile tanındı. ■ Kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı 3 Nisan 1930'da Belediye Yasasıyla gerçekleştirildi. ■ Kadınlar siyasal haklarını ilk kez 1930 yılındaki Belediye seçimlerinde kullandılar. Şehir meclislerine girebilen kadınlar  İstanbul ve İzmir seçimlerinde Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF)’nın adayları Meclise girmeyi başardılar. ■ Köy Kanunu'nun 20.Md. değiştirilmesine dair 26 Ekim 1933 tarihli ve 2329 sayılı kanunun çıkarılmasıyla; kadınlara köy muhtar ve heyetlerine seçilme hakkı verildi. ***     Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman generaline  "Hayatını bağışlarım ama koşulum var" der ve sonra da ekler;    "Kadınlar hayatta en çok ne ister? Bilmek istediğim budur. Kelleni kurtarmak istersen bunun yanıtını getir’" General sorar soruşturur bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar Kafdağı'ndaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir. Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı bulur ve sorar: "Kadınlar hayatta en çok ne ister?" Cadı yanıt için zor bir koşul ileri sürer;    " Benimle evlenirsen, ancak o zaman öğrenirsin kadınların neler istediğini!” General öneriyi kabul eder ve doğru yanıtı alır almaz da Harun Reşit'e koşar; "Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister!" Harun Reşit, Generalin hayatını bağışlar, General cadıya söz vermiştir; evlenirler. İlk gece general bakar ki,  korkunç cadı karanlık odada dünya güzeli bir afete dönüşmüş. Cadı Konuşur;   "Kaderim böyle. Günün yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı çirkinim. Geceleri seninleyken mi güzel olayım, yoksa sen gündüzleri dışarıdayken mi?"    General düşünür ve yanıtlar;    "Sen bilirsin, kararı kendin ver!" İşte o an korkunç cadı sonsuza dek güzel bir kadın olarak kalır. Bu öyküden çıkarılacak üç ders var; ■ Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler. ■ Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir. ■ Hayatınız seçtiğiniz kadındır. Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, zeki kadına rastlarsanız zekânız gelişir. Özcesi hayatınız seçtiğiniz kadındır... ■ İnanmak gerekir ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. ( Atatürk-1923)