Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Faruk Özçelik ile röportaj

Bakanlıktan Notlar Bindiğim taksi Örnek Mahallesi’ndeki ihtişamlı bir yapının önünde indirerek, Spor Bakanlığı’nın burası olduğunu anladım. Çünkü buraya ilk kez geliyordum. Vip bölümünde görevli bir arkadaş, güler yüzlü bir şekilde misafir ederek, buyur etti.. Güvenliğin üst düzeyde olduğu bu “akıllı bina” denilen yerleşke, gerçekten şık, geniş ve genç personelleriyle ismine yakışır bir bakanlık olmuş. Sekreteryadaki Rehan Öztürk Hanımefendi ile Özel Kalem Müdürlüğü’nde görevli Mesut Özbaysar Beyefendi’nin sıcak ilgisi ve misafirperverliği için buradan ayrıca teşekkür ediyorum. Ben de üniversiteyi bitirdiğim yıllarda, genç bir memur olarak bu teşkilatın, o yıllardaki “BEDEN TERBİYESİ” adı altındaki kurumda Konya’da göreve başlamıştım. Bu yüzdendir ki bu teşkilatın önemi ve hissiyatı şahsımda başkadır. 6’ıncı kat sağ taraf Bakan Bey yerleşkesi, sol taraf ise Bakan Yardımcısı ile Müşteşar Bey’in makam odaları… Personele uzak olmadan çok güzel bir dizayn. Ben, röportajlarımı aşağı yukarı 30 yıldır Yeni Meram Gazetesi’nde yapıyorum. Bundan da büyük keyif alıyorum. Çünkü bu basın kuruluşu bizlere hep güven vermiştir, okurunu üzmemiştir diyebilirim. Röportaj yapacağım insanlar ile ilgili önceden kısa bir de araştırma yapıyor ve anekdotlar alıyorum. Müsteşar Bey’e gelince, şunu samimi bir şekilde ifade etmeliyim ki söylenilen sert bir yapının aksine; mütevazi, güler yüzlü, samimi, sevecen ve işine hakim müthiş bir bürokratla karşılaştım. Bir hemşerim olarak hem etkilendim hem de gurur duydum. İnanıyorum ki önümüzdeki süreçlerde, şahsını daha başka platformlarda da görebileceğiz. Faruk Özçelik Beyefendi’ye göstermiş olduğu sıcak ve samimi ilgiden dolayı da gazetem ve şahsım adına ayrıca teşekkür ediyorum. Bindiğim taksi Örnek Mahallesi’ndeki ihtişamlı bir yapının önünde indirerek, Spor Bakanlığı’nın burası olduğunu anladım. Çünkü buraya ilk kez geliyordum. Vip bölümünde görevli bir arkadaş, güler yüzlü bir şekilde misafir ederek, buyur etti.. Güvenliğin üst düzeyde olduğu bu “akıllı bina” denilen yerleşke, gerçekten şık, geniş ve genç personelleriyle ismine yakışır bir bakanlık olmuş. Sekreteryadaki Rehan Öztürk Hanımefendi ile Özel Kalem Müdürlüğü’nde görevli Mesut Özbaysar Beyefendi’nin sıcak ilgisi ve misafirperverliği için buradan ayrıca teşekkür ediyorum. Ben de üniversiteyi bitirdiğim yıllarda, genç bir memur olarak bu teşkilatın, o yıllardaki “BEDEN TERBİYESİ” adı altındaki kurumda Konya’da göreve başlamıştım. Bu yüzdendir ki bu teşkilatın önemi ve hissiyatı şahsımda başkadır. 6’ıncı kat sağ taraf Bakan Bey yerleşkesi, sol taraf ise Bakan Yardımcısı ile Müşteşar Bey’in makam odaları… Personele uzak olmadan çok güzel bir dizayn. Ben, röportajlarımı aşağı yukarı 30 yıldır Yeni Meram Gazetesi’nde yapıyorum. Bundan da büyük keyif alıyorum. Çünkü bu basın kuruluşu bizlere hep güven vermiştir, okurunu üzmemiştir diyebilirim. Röportaj yapacağım insanlar ile ilgili önceden kısa bir de araştırma yapıyor ve anekdotlar alıyorum. Müsteşar Bey’e gelince, şunu samimi bir şekilde ifade etmeliyim ki söylenilen sert bir yapının aksine; mütevazi, güler yüzlü, samimi, sevecen ve işine hakim müthiş bir bürokratla karşılaştım. Bir hemşerim olarak hem etkilendim hem de gurur duydum. İnanıyorum ki önümüzdeki süreçlerde, şahsını daha başka platformlarda da görebileceğiz. Faruk Özçelik Beyefendi’ye göstermiş olduğu sıcak ve samimi ilgiden dolayı da gazetem ve şahsım adına ayrıca teşekkür ediyorum.

Faruk Özçelik kimdir?

Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Faruk Özçelik 1968 yılında Konya İli Hadim İlçesi’nde doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. Ayrıca Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi ile Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü’nü bitirdi. Meslek hayatına Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde Müfettiş Yardımcısı olarak başlayan Özçelik, aynı kurumda ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda Müfettiş ve Başmüfettişlik görevlerinde bulundu. 2003-2009 yıllarında. Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünde Genel Müdür Yardımcısı olarak, 2009-2014 yıllarında Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürü olarak görev yaptı. Ayrıca; Doğal Afet Sigortaları Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliği, Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. Denetim Kurulu Üyeliği, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Halen, Türkiye Halk Bankası A.Ş. Denetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu üyesi olarak görev yapmaktadır. 26 Ocak 2014 tarihinde Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı olarak atanmıştır. Evli ve iki çocuğu bulunmaktadır. Futbol, voleybol ve atletizm sporları ile ilgilenmektedir. Fransızca, Arapça ve İngilizce bilmektedir.

VARLIK NEDENİMİZ VATANDAŞA HİZMET

ORHAN ŞENER: Sayın Müsteşarım, notlarımda da belirttim. Sizle ilgili sert ve katı prensipleri olan bir bürokratla karşılaşacağım diye beklerken, rahat, güler yüzlü ve çok pozitif bir enerji veren bir insan var karşımda. Çok da memnun oldum. Şahsen neler söylemek istersiniz? (Karşılıklı gülüşmeler) FARUK ÖZÇELİK: Orhan Hocam, biz şimdi ne yapıyoruz sizinle… Tanıştık, bakanlığım ile ilgili, gençlik ile ilgili, spor ile ilgili sanırım bir takım sorular soracaksınız. Sohbet şeklinde bir etkinlik yapacağız. Topluma faydalı mesajlar vereceğiz. Beni öyle gördün ve şimdi tanıdın. Bir de beni çalışırken, mesai saati içinde görseniz tabii farklı olacağız. Bu sizin için de herkes için de geçerlidir. Ben buraya, Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü gibi Başbakanla bizzat çalışırken ayrıca Türkiye’nin en önemli kurumların başında uzun yıllar çalıştım. İş anlayışım, çalışmaya, verime ve sonuca gitmeye dayanmaktadır. Bu sisteme ayak uyduranlar ile devam eder, performans kriterleri düşük olanlarla oradan ayrılırız. Varlık nedenimiz vatandaşa hizmettir. İş konusunda kesinlikle TAVİZİM YOKTUR. O.ŞENER: Sayın Müsteşarım, sanırım özel kaleminizden gecenin bir yarısı sizinle bir telefon görüşmesi yapmıştık. Hatta ben, sekreteryanız gecenin o saatinde aradığı için şaşırmıştım. İşler gerçekten bu kadar yoğun mu? F.ÖZÇELİK: Hocam, ben bu bakanlığa 2014 yılı Ocak ayında geldim. İnanın, gece 12’lerine ve ileri saatlerine kadar çalıştık. Sağ olsun arkadaşlarımız, hep beraber bu bakanlığa en verimli en iyisi oluncaya kadar ileriye götüreceğiz. Götürmek zorundayız. Müsaade ederseniz önceki konuya tekrar değineceğim. DİSİPLİN sadece kurumları değil, toplumları ileriye taşıyacak bir kavramdır. Daha doğrusu hayat anlayışı, vazgeçilmez bir kuramdır diyebilirim. Tarihe bakınca bile başarılı devletlerin spor politikalarında da bu karşınıza çıkar. Ben maliye kökenliyim. Biz bu anlayışı Başbakanlıktaki bu önemli birimden aldık. Konumuz, GENÇLİK VE SPORSA KOŞACAĞIZ, KOŞACAĞIZ. Yatmak yok.   O.ŞENER: Müsteşarım, ben de uzun yıllardır sporun içerisinde olan, mesleğim gereği de ilgilenen bir insanım. Toplum için çok önemli olan bir konu var. Sanki şimdi, başarılı ve çok küçük yaştaki çocuklardan tam verim alınacakken ve iyi bir yarışmacı olacakken Anadolu Liseleri ve arkasından üniversite kursları ve sınavları, bu çocukları ile aileleri tercih noktasında ayrıştırıyor. “SPOR VE TAHSİL HAYATI” diye… Dünyada başarılı spor politikaları olan ülkelerinde böyle bir uygulama yok. Almanya’dan biliyorum… Bence bu sorun çözülsün artık. Eğer çözülürse inanın Türkiye’yi inanın önümüzdeki yıllarda kimse tutamaz. Yazık, günah… Çocuk Milli Takım’dan bile ayrılıyor. Halbu ki belli bir kriterleri yakalayan sporcu öğrenci, Tıp dahil bütün üniversite bölümlerine, Anadolu Liselerine kontenjandan girmelidir. Ve ayrı sınıflar da açılabilmeli diye düşünüyorum. Neler söylemek istersiniz? F.ÖZÇELİK: Şimdi Orhan Hocam, çok önemli ve hayati bir konuya değindiniz. Bu konular başta olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bakanlıkla çok geniş bir protokol yapacağız. Bazı bakanlıklarla da mutabık kaldık. Öğretmenler, okullar, sporcularda iki başlılık kalkacak. Başarılı sporcular istediği ilde ve okulda okuyabileceği gibi o branşta da okullarda spor merkezleri oluşturacağız. Kayseri’de bir üniversiteyi kazanan başarılı bir sporcu, başka bir çalışma ortamı olan üniversiteye de geçebilecek duruma gelecek. Üniversitelerde kontenjanlar açılacak. Şuanda 55 tane spor lisesi var. Fakat spor alanları yetersiz. Yurt sorunları, spor salonları yok birçok yerde. İlk ve orta öğretimlerin kampüs şeklinde olup, spor merkezleriyle birlikte, yatılı hale getireceğiz. Spor liselerini işlevlerini kesinlikle arttırıp, birer spor kampı haline getireceğiz. Konya-Eskişehir-Erzurum-Samsun-Antalya-Balıkesir şimdilik düşündüğümüz pilot merkezler. Her şehirde birer spor branşı ağırlıklı hedefler belirlenecek. Bölgenin yapısına göre örneğin, Erzurum, bir kayak merkezi olacak. Yatılı orta öğretim ve liseler okuyacak burayı bitirenlerin de üniversiteye girme şansı kontenjandan olabilecek.   O.ŞENER: İnşallah Sayın Müsteşarım… Sporla aranız nasıl?” F.ÖZÇELİK: Ben, okul takımlarında futbol ve voleybol oynadım. Zaman zaman yüzme sporu ile ilgileniyorum. Yürüyüş yapıyorum.   O.ŞENER: Bir müsteşarlık, bakanlığın neresinde yer alır hep merak etmişimdir. Bir gününüz nasıl geçiyor efendim? F.ÖZÇELİK: Müsteşarlar bakanlığın beyni sayılır. Bütün yapılanma, iş dağılımı ve tüm koordinasyon bizlerin yönetimindedir. O nedenle tüm müsteşarlar olarak çok tempolu çalışmak zorundayız. Hocam ben, Hadim’in Sancı Köyü’ndenim. Dedem muhtardı. Sabahları saatin 5’inde bizi uyandırırdı. İnanır mısınız, hayatım boyunca 5 saatten fazla uyumadım. Çalışmak bizim için artık dinlenmek kavramının yerini almıştır. Günlük rutin programlarımız var. Günlük muhakkak toplantılarımız oluyor. Çünkü Spor Bakanlığı Türkiye’nin en büyük bakanlıklarından biridir. Taşra teşkilatımız çok yoğun ve işlevli bir şekilde çalışıyor. Spor ilgili her şey kontrolümüzdedir.   O.ŞENER: Sayın Müsteşarım, denetim veya kontrol yapıyor musunuz? Tesisler olsun, işleyiş olsun… F.ÖZÇELİK: Hocam, tabi ki haberli denetimlerin bir anlamı yok. Habersiz denetimler bizzat yapıyorum. Bazen sıkıntılı durumlar ile karşılaşıyoruz. Vatandaşa hizmet varlık sebebimiz.   O.ŞENER: Siz Türkiye’nin en önemli bürokratlarından bir tanesisiniz… Sizin göreve gelmeniz ile birlikte konumunuz ve iş yeri itibari ile neler değişti? Neler söylemek istersiniz?” F.ÖZÇELİK: Hocam fazla rakamlar insanın kafasını karıştırır. Kısa ve öz olarak şunu söyleyebilirim; Hükümetimiz iktidara geldiği ilk günden beri gözle görülür şekilde tesislerimizde, sporcu sayımızda büyük işler başardı. Ben, 2014 yılında göreve başladım. Göreve gelinceye kadar Kredi Yurtlar Kurumu’na ait 362 yurt vardı. Bu sayı 606 oldu. 1 buçuk yılda 282 yurdu da 2017 yılının sonuna doğru bitirmeye çalışacağız. 496 bin öğrenci kalacak ve barınacak. 1 buçuk yılda 809 halı saha yapıldı. Yıllardır, ilçelerde atıl vaziyette kalmış ve nerdeyse yıkılmaya yüz tutmuş yerler mevcuttu. Bu halı sahalar hem kullanışlı hem de spora uygun yerlerdir. Hedefimiz, her ilçeye kesinlikle bir halı saha kazandırmaktır. Cumhuriyet tarihinden 2002 yılına kadar, 1575 spor tesisi yapılmış. 2002 ile 2016 yılları arasında 1788 spor tesisi yapmışız. Bu rakamlar önemlidir. Gençlik merkezi sayımız, bugüne kadar 70 taneyken, 215 gençlik merkezi yaptık. 154 tanesi ise bitme aşamasındadır. Orhan Hocam, düşünün 1 milyon 300 bin üyesi var, drama, müzik, kitap, tiyatro onlarca sayacağım branşta kurs alıyorlar. Gençlerimiz çok önemli bir konuya merak sardılar, lojistik desteği biz veriyoruz, zamanla cep telefonu programı üretecekler. Gençlik kampımız 7 taneyken, 27 tane oldu. Önümüzdeki yıllarda, bu kamplarımız 40 olacak. 2015 yılında bu kamplardan 56 bin gencimiz faydalandı. Önümüzdeki yıllarda bu sayı 100 bine çıkacak.   O.ŞENER: Önümüzde, Türkiye’nin en önemli sınavı olimpiyatlar var. Neler söylemek istersiniz? F.ÖZÇELİK: Daha önceki olimpiyatlarda teşvik uygulanıyordu. 114 sporcu katıldı. Olimpiyatlar öncesi her sporcuya teşvik verildi. Teşvik uygulamasını şimdi kaldırmamıza rağmen, 44 sporcumuz kotayı geçmiş durumda. Daha Temmuz ayına kadar süremiz var. Sporcu sayımız artabilir. 2016 Brezilya’da, İngiltere’den daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Yani 5 madalyadan fazla alacağız. O.ŞENER: Konyaspor ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? F.ÖZÇELİK: Konyaspor tarihinin en başarılı günlerini yaşıyor. Her zaman yanındayız.   O.ŞENER: Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz? En son okuduğunuz kitabın ismi nedir? F.ÖZÇELİK: Çok büyük ve iyi bir kütüphanem var. Fırsat buldukça kitap okuyorum. Bu aralar Köy Enstitülerinin işleyiş şeklini okuyorum ve araştırıyorum. İş Bankası’nın bu konuda müthiş bir yayını var. Ve aynı zamanda onu okuyor ve inceliyorum. Müthiş bir uygulama ve araştırma konusu. Bakalım neler bulacağım…   O.ŞENER: Sevdiğiniz yönünüz ve sevmediğiniz yönünüz nedir? F.ÖZÇELİK: Sevdiğim yönüm; çekirdek bir arkadaş grubum var. Onlarla birlikte olmak huzur veriyor. İhmal etmiyorum. Sevmediğim yönüm; aileme ve çocuklarıma maalesef zaman ayıramıyorum.   O.ŞENER: Bir anınızı anlatır mısınız? F.ÖZÇELİK: Gecenin bir vakti telefonum çalmıştı. Anadolu’da köyün muhtarı halı sahada gece 3’te futbol maçı yapıyorlarmış. Bana maçı izletti. Düşünün bütün saatleri dolu halı sahanın. Çok memnun olmuştum.   O.ŞENER: Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? F.ÖZÇELİK: Kendilerine zaman ayırsınlar. İlgilenecekleri bir alan seçsinler. Her türlü yayını okusunlar. O zaman karşılaştırma imkanı bulup, kendilerini tanıma fırsatı bulurlar.   O.ŞENER: Yeni Meram Gazetesi adına teşekkür ederiz. Bize vakit ayırdınız… F.ÖZÇELİK: Olur mu Hocam… Siz Konya’dan gelip zahmet verdiniz. Yeni Meram gibi önemli bir yayın kuruluşunda görüşlerimizi gençlere duyurma fırsatı bulduk.