Konya
°C
Yeni Meram
18.11.2014 00:32

ENTELLER…

A+
A-
18.11.2014 00:32
0
7335
ABONE OL
Kendi tarihinden utananların ayrık otu gibi çoğaldıkları bir ülke haline geldik… Bu köksüz, ufuksuz, mum alevli enteller yüzünden Türk Milletli tarih bilincini ve milli refleksini kaybetmek üzere! Zemheride giydikleri bikikiniye bakmadan, Türk Tarihi’nin etek boyunu eleştirip, namusunu sorguluyorlar! Okumuyorlar… Araştırmıyorlar! Cahile özgü cesaretle konuşup, beyinsel boşluklarına dillerini amale yapıyorlar… Dahası, gün ortasında hırsız feneri ile dolaşıp, güneşin varlığını inkâr ediyorlar! Bunlara göre; meşreplerine uymayan her olay “Resmi Tarih” saçmalaması… İhanet yaylarına ok olmayan her belge “Resmi Tarih” düzenlemesi! Ne yazık ki, bunların şahsında cehalet her gelen günle beraber itibar kazanıp, iltifat görüyor! Malum televizyon ekranlarının değişmez konukları bunlar! Her konunun bileni, danışılanı bunlar! Tarihten coğrafyaya, sosyolojiden siyasete ahkâm kesen bunlar! Vantilatör rüzgârı ile yelkenleri şişirilen bu zübükler; satışın iyi, müşterinin bol olduğunu görünce, gaydalı pazarlama tekniklerine bir nakarat daha eklediler: “Tarihle yüzleşmek…” Tarihin dili olsa kalkıp soracak: Hangi bilgi, donanım ve ahlakla benimle yüzleşeceksiniz? Tarihin sorusu dipsiz kuyuda yankılana dursun, bunların cemaziyyelevvelini bilen Prof Dr Yaşar Nuri Öztürk : “Yüzleşmeyen kahpedir, namusuzdur, alçaktır!” diyor. Enteller ne diyorlar: Biz resmi tarihle yüzleşmeyiz…. Zira ‘Resmi Tarih’ yalanlar manzumesidir!” O zaman biz de: Resmi tarih yalanlar manzumesi ise, doğru tarih hangisi? Diyor ve şirazesi bozuk tarihlerinin kim tarafından ne zaman yazıldığını soruyoruz… Orağın eğriliğini geometrik doğru kabul eden ve tezi-antitezi - sentezi olmayan zırvalarını büyük tarihçi ve araştırmacı edası ile seslendiren bu filim adamlarına yakışacak tek sıfat, eskilerin deyimiyle “Cehl-i mürekkep” Ne diyelim, haddini bilmezlik bilgisizliğe kılavuzluk edince; ulaşılan menzil, tarihin foseptik çukuru oluyor! Fuzuli: söylesem faydası yok; sussam gönül razı değil…” demiş. Son günlerde enteli, danteli, siyasetçisi ülkenin başka hiçbir sorunu yokmuş gibi, üççeyrek yüzyıl öncesi meydana gelmiş bir olayı temcit pilavı örneği ısıtıp ısıtıp melanet sofrasına servis ediyorlar! Neymiş efendim; tek parti zamanında Dersimde katliam yapılmış… İflas etmiş bakkal gibi, eski defterini karıştırmanın anlamı ne.? Kabuk bağlamış yarayı kirli tırnaklarla kaşıyıp, yarayı enfekte etmenin toplumsal huzura fitneden öte katkısı ne? Eğer iddia edildiği gibi bir katliam olmuşsa, bunun sorumluluğunu tek tarafa yıkmak ne kadar doğru ve gerçekçi olur? Sebep –sonuç ilişkisinde, sebep göz ardı edilerek, sonuç üzerinde konuşup hüküm vermek, tarihin nesnel gerçekleriyle ne ölçüde örtüşür? Munzur dağının yamacındaki Ağdat köyündeki konağında, Seyit Rıza kendisine bağlı aşiret liderleri ve aşiret mensuplarıyla namaz kılarken mi katledildi? Yıllarca çevre illeri ve ilçeleri yağmalayan, devlete vergi ve asker vermeyen, defalarca uyarılmasına rağmen uyarıları ciddiye almayan, okul, yol, karakol yapımlarını kendi hükümranlığa yönelik saldırı olarak gören, halkın kullanımındaki köprüyü yıkan, telgraf tellerin kesen ve köprünün güvenliğini sağlayan 32 vatan evladını hunharca katleden ve İngiltere Dışişleri Bakanına mektup yazıp, bağımsızlık mücadelelerinde yardım talep eden Seyit Rıza ve kendisine destek veren aşiretler sütten çıkmış ak kaşık da, düzeni ve güvenliği sağlamak asli görevi olan devlet; Moğol atlılarının vahşet kıtaları mı? PKK’nın 30 yıldır sürdüğü ve günahsız 35 bin insanımızın canına mal olan vahşet karşısında üç maymunları oynayanların, 75 sene önce meydana gelmiş bir olayı siyasi ve ideolojik maksatlarına malzeme yapmaları, tıynetlerinden kaynaklanan niyetlerinin bir sonucudur..
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.