EMANETE İHANET EDİLMEZ

Dr. Orhan Şener’in Kent Söyleşileri’ndeki konuğu Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Kemal Tamer oldu. Başkan Tamer, samimi açıklamalarda bulunarak, “Bu görevi, bu bütçeyi bize Devletimiz teslim etti. Bizim görevimiz üniversite gençliğine katkıda bulunmaktır” dedi O. Şener: Sayın başkanım ben zatıâlinizi biraz araştırdım. Türkiye’de en uzun Federasyon Başkanlığı yapan sizsiniz. Sanırım 21 yıldır görevdesiniz. Aynı zamanda hiçbir dedikodusu, hakkında maddi ve manevi şaibesi olmayan, soruşturma geçirmeyen pırıl pırıl bir federasyon yapınız var. Bunun sırrı nedir Hocam? K. Tamer: Orhan Bey kardeşim şahsıma teveccüh göstererek beni böyle bir söyleşiye davet ettiniz ki birde gazetecilik kariyerinizde ilk kez bir spor federasyonu başkanı olarak tercih etmeniz şahsımı gerçekten onurlandırmıştır. Gazetenize ve size teşekkür ederim. Şimdi şunu söyleyeyim. Bu görevi, bu bütçeyi bize Devletimiz teslim etti. Bizim görevimiz sportif organizasyonları düzenlemek, seminerler yapmak, yeni spor branşlarını tanıtmak, yurtdışında ülkemizi temsil etmek ve sporu araç olarak kullanarak üniversite genliğine katkıda bulunmaktır. Kısacası emaneti yerine götürmek ve taşımaktır. Anadolu da bir laf vardır bilirsiniz sayın hocam. “EMANETE İHANET EDİLMEZ”. Doğrudur 21 yıldır Federasyon Başkanıyım. Başkanlık yapmakta kişisel bir beklentim olmadığını beni tanıyan cümle alem bilir. Maalesef bazı insanlar bu makamları kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmak istiyorlar. Bizlerin maaşları yoktur. Allah’a şükür işimi yapıyorum. Yönetimdeki arkadaşlarımla cansiperane ekip halinde çalışıyoruz. Ben ve arkadaşlarım bunun dışında hiçbir olumsuz konuya müsaade etmeyiz. “Bizlerin maaşları yoktur. Allah’a şükür işimi yapıyorum. Yönetimdeki arkadaşlarımla cansiperane ekip halinde çalışıyoruz”.   O. Şener: Başkanım yıllardır bazı federasyonların yolsuzluklar ile ilgili soruşturma geçirdiklerini, mahkemelere verildiklerini duyuyoruz ve basından takip ediyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz? K. Tamer: Bilmediğim konularda değerlendirme yapmam uygun düşmez. Sadece şunu söyleyebilirim. Federasyonlar devletin ve milletin kendisine emanet edilen parasını, bütçesini doğru yolda kullanması gerekir. Bunu kullanırken kurumun menfaati ve sorumluluğu çok ağırdır. Bunun birde Allah katında vicdani sorumluluğu vardır. Bizlerin yanlış yapma lüksü yoktur. Çünkü Türk gençliğini temsil ediyoruz. Kurtdereli Pehlivanın bir sözü vardır; “Herhangi bir olumlu ve olumsuz her durumda ARKAMDA TÜRK MİLLETİ VARDIR”. O. Şener: Sayın Başkanım, benim merak ettiğim haksızlığa da zaman zaman sebep olmuş sizin de malumunuz bir soru sormak istiyorum. Üniversitelerarası Dünya Şampiyonaları’nda muhakkak ki en iyi sporcular seçilerek gönderilmektedir. Fakat bakıyorsunuz ki iş antrenöre gelince maalesef takımını Türkiye şampiyonu yapan antrenör-öğretim elemanı yerine başka biri görevlendirilmektedir. Bu konuda neler söylemek istersiniz? “Federasyonlar devletin ve milletin kendisine emanet edilen parasını, bütçesini doğru yolda kullanması gerekir”.   K. Tamer: Orhan bey bu konu ile ilgili zaman zaman bizde zor durumlarda kalıyoruz. Çünkü biz ilgili federasyona en iyi sporcularını ve antrenörlerini seçmeleri için talep bulunuyoruz. Türkiye’nin başarısı adına iş birliği yapıyoruz. Kulüpler zaman zaman sporcularını sakatlanma riski var diye yollamak istemiyorlar. İlgili antrenör veya öğretim elemanlarına gelince en azından yurtdışına gidecek olan kafilede takımını Türkiye şampiyonu yapan antrenöründe bulunması gerekmektedir. Bizde bu konuda hatalar yaptık. Bir keresinde böyle bir olayda takımını şampiyon yapan arkadaş diğer federasyon yetkilisi ile özel sorunlarından dolayı tatsız olaylar yaşanması sonucunda zor durumda kaldık. Haklısınız bundan sonra bu konuya hassasiyetle dikkat edeceğim. Bana inanın. Antrenör seçiminde yanlış bilgilendirmenin önüne geçeceğiz. O. Şener: Hocam uzun federasyon başkanlıklarına süre sınırı getirilmeli mi? K. Tamer: Kesinlikle hocam iki dönemden fazla yapılmamalı. Federasyon Başkanlığı görevine başladığım yıllarda, Spor Bakanı, Genel Müdür ve tüm federasyon başkanlarının olduğu bir toplantıda bu konu ile ilgili bir konuşma yaptım. Eleştirildim. Maalesef çoğu arkadaşımız gitti, bir ben kaldım. (…….karşılıklı gülmeler). O. Şener: Sayın hocam bu iş nasıl oluyor? Hem eleştirmişsiniz, hem de çeyrek yüzyıla yakın görev yapan siz varsınız ve hala göreve devam ediyorsunuz? K. Tamer: Orhan Hocam; vallahi çok haklısınız. Sistem bunu gerektiriyor ve demek ki üniversiteler bu sistem içerisinde ben ve arkadaşlarımdan memnun kalmışlar ki bize hala desteklerini devam ettirmektedirler. “Turnuvalarda kardeşlik ve dostluk duyguları yoğunlaşmaktadır. Başarının sırrı bence ekip çalışmasıdır”.   O. Şener: Hocam şöyle bir geriye baktığınızda neler söylemek istersiniz? K. Tamer: 2005 yılı Dünya Üniversiteler Yaz Spor Oyunları Türkiye’nin en büyük tarihi organizasyonuydu. Bu sayede İzmir şehrimiz sınıf atlamıştır. Her spor branşı ile ilgili kazandığı tesisleri ile uluslararası turnuvaların merkezi haline gelmiştir. Yaz Spor Oyunları’ndan sonra Türkiye’de uluslararası büyük spor organizasyonların sayısında belirgin bir artış oldu. Örneğin; Dünya Basketbol Şampiyonası, 2011 Erzurum Dünya Üniversiteler Kış Spor Oyunları. Bu organizasyonlar ile yabancılar bizi tanıdı. Federasyon olarak inanın çok şey yaptık. Sponsor vasıtasıyla 2010 yılında Emekte bir bina satın aldık. Üniversitelerarası şampiyonalarda tüm olimpik spor branşları yer almakta ve on binlerce öğrencimiz yarışmakta ve birbirlerini tanımaktadır. Turnuvalarda kardeşlik ve dostluk duyguları yoğunlaşmaktadır. Başarının sırrı bence ekip çalışmasıdır. O kadar yetişmiş insan var ki bizden sonrada gözüm arkada kalmayacak ve kurmuş olduğumuz ekip çalışmasına dayalı sistem devam edecektir. O. Şener: Başkanım, Kemal Tamer’i anlatın dersem neler söylemek istersiniz? K. Tamer: Ben Yozgat’ın Boğazlıyan İlçesi’nde doğmuş bir çiftçi çocuğuyum. İlkokuldan beri çalışan zorlukları ve yoklukları görmüş Anadolu çocuğuyum. Kendimi bildim bileli inanın doğruluktan ve dürüstlükten taviz vermedim. Her zaman hakkaniyetli iş yaptım. Bu ailemden bana gelen en büyük mirastır. O. Şener: Sevdiğiniz ve sevmediğiniz yönleriniz nedir desem. Ne söylersiniz? K. Tamer: Sayın Hocam, ben çok hoşgörülü insan olduğum gibi demokrasiye gönül veren bir yapım var. Demokratın diyebilirim. İnsanları kıramıyorum. Bu yüzden zaman zaman sıkıntısı çekiyorum. Sorunuz cevabı sanırım budur. O. Şener: Hocam boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz? K. Tamer: Gezmeyi çok seviyorum. Okumaya çalışıyorum. Her gün yürüyüş yapıyorum. Kuvvet ve esneklik egzersizleri ile yüzmeye çok önem veriyorum. O. Şener: Hocam Türk sporunun gelişimi ve başarısı ile ilgili neler söylemek istersiniz? K. Tamer: Totalde madalya açısından iyi bir yerde sayılmayız. Devşirme sporcular sanki madalyaların kazanılmasının bir aracı haline dönüşmüştür. Bu sporcuların Türk sporuna yararları ve etkileri araştırılmalıdır. Günü kurtarmak Türk sporuna kalıcı bir sistem sağlamaz. Toplumun sporu katılması başarıyı getirecektir. Son yıllarda Türkiye’de tesisleşmeden çok müthiş şeyler oldu. Bana göre yurtdışından daha ilerideyiz. Devletimiz bu konuda gereğini fazlası ile yapmıştır. İyi antrenörler yetiştiriyoruz. Futbol dahil tüm branşlarda yabancı ve devşirme sporcular ile ilgili detaylı bir araştırma yapmalıyız. Dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız. Biz Federasyon olarak sadece sportif faaliyetleri değil öğrencilerin sağlığı için elzem olan düzenli fiziksel aktivite yapmalarını da önemsiyoruz. Bununla ilgili yaptığımız projede, 2016 yılında genelde öğrencilerin %36’sının düzenli fiziksel aktivite yaptığını, %63’ünün hareketsiz yaşam tarzını benimsediğini belirledik. Kadınlara yönelik daha çok gayret sarf etmeliyiz. Neticede, üniversite öğrencilerinin yüksek düzeydeki hareketsiz yaşam tarzlarının değiştirilmesi için bilimsel verilere dayalı yeni politikaların geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Yıl boyu en az haftada üç gün orta düzeyde düzenli fiziksel aktivite yapılması için sadece alan, saha ve tesislerin hazırlanması değil, nitelikli antrenör, serbest zaman eğitmenleri ve öğrenci liderlerinin üniversitelerde istihdam edilmesi kadar öğrencilerin beklentilerini karşılayan fiziksel ve sportif aktivite programlarının geliştirilmesi önemlidir. Ayrıca, tüm etkinliklerin sonuçları düzenli olarak değerlendirilerek faaliyetlerin planlanması yenilenmelidir. Orhan hocam, toplumda müthiş bir bilinçlenme ve katılım var. Ama yönlendirme ile ilgili bir sıkıntı olduğunu düşünmekteyim. O. Şener: Hocam gençlere üç önemli konu veya öğüt verin desem neler söylemek istersiniz? K. Tamer: Birincisi çalışmaktır. Bu, onların değerlerine ve mutlu olmalarına nasıl olumlu katkı sağladığını görecek ve hissedeceklerdir. İkincisi, hoşgörüdür. Bu gönüllere giden bir yoldur. Problemlerin çözümünün ana kaynağıdır. Üçüncüsü ise yarışmacılığın düşmanı, birleştiriciliğin dostu güzel alışkanlıklardır. Gençler ömür boyu güzel alışkanlıklar edinmeye özen göstersinler. O. Şener: Hocam ben teşekkür ediyorum. Söyleşimizi kabul ettiğiniz için. Son olarak neler söylemek istersiniz? K. Tamer: Ben teşekkür ediyorum. Başta Gazeteniz YENİ MERAM ve şahsınıza. Tüm üniversite gençliğimize ve yöneticilerine başarılar diliyorum. Sizin şahsınızda KONYA SELÇUK ÜNİVERSiTESİ’nin yönetici ve öğrencilerine sağlık ve başarı diliyorum. NOTLAR: Uluslararası Geleneksel Sporlar-Oyunlar Sempozyumu Kahramanmaraş’taydı. Aşağı yukarı 35 yıldır ‘Yeni Meram Gazetesi’nde haber-röportajlar yapmaktayım. Bu süreçte konuklarımın arasında; bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, Türk sporuna hizmet etmiş yönetici ve sporcular oldu. İlk kez bir spor federasyonu başkanı ile röportaj yapmanın mutluluğunu yaşadım. Türkiye Üniversiteler Sporları Federasyonu Başkanı ve aynı zamanda Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi olan Prof. Dr. Kemal Tamer hoca sakin yapısı ve konuşması ile insanları etkileyen ve kesinlikle pozitif enerji veren bir şahsiyettir. Çevresindeki insanların kendisine olan tutum ve davranışlarından bu havayı zaten hissediyorsunuz.