Konya
°C
Yeni Meram

DOKSAN DOKUZU VEREN ALLAH…

DOKSAN DOKUZU VEREN ALLAH…-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
21.05.2018 12:08
0
3132
ABONE OL
Geçtiğimiz Cumartesi 19 Mayıs 1919’un 99. yıldönümüydü. 19 Mayıs 1919 tarihi Türk tarihinin, Türkiye Cumhuriyeti için ilk kilometre taşıdır. İşgal altındaki vatan topraklarının kurtuluşuna vesile olan diriliş mücadelesinin ilk adımıdır. Bu kutlu adıma ev sahipliği yapan şehrin adıdır Samsun. Diriliş; silkinmenin, kendini toparlamanın, kendine gelmenin, bir ve beraber olmanın, birlikte mücadele vermenin, karşı koymanın, ölümün kol gezdiği vatan topraklarını geri almanın adı olarak anılmıştır. Anadolu’nun koç yiğitleri, babayiğitleri, gözünü budaktan esirgemeyenleri, “deli” lakabı gözünün karalığından kendilerine takılan isimsiz kahramanları, düştüler Mustafa Kemal’in peşine… Her biri birer yorgun savaşçıydı. Çarpışmadıkları cephe, girmedikleri savaş, karşı karşıya gelmedikleri düşman kalmamıştı. Vatan toprağı, ay yıldızlı bayrak azizdi, kutsaldı, onlar uğruna şahadete ermek, yeryüzünün en büyük mertebesiydi. Anadolu, binlerce yıl, işgallerle karşı karşıya kalmış, dünyanın en hareketli, en fazla göz dikilen ve elde tutulması en zor coğrafyalarından birine sahipti. Yaklaşık bin yıldır Türk Milletinin elinde tuttuğu, kendine vatan yaptığı bu coğrafya Haçlı Seferlerini görmüş, Moğol istilasını iliklerine kadar hissetmiş, Sevr sonrasında ise işgale uğramış, işgalciler kendilerine düşen bölgeleri işgale başlamışlardı. Bir uçtan bir uca dağı, taşı, ovası, vadisi, nehirleri, gölleri, denizleri, şehirleri koyduğumuz isimlerle anılan bir coğrafya olmuştu Anadolu. Şair Mithat Cemal Kuntay, “ Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” diye haykırıyordu. Mustafa Kemal ve silah arkadaşları Samsuna çıkıp, Anadolu yollarına düşerlerken, İzmir’de gazeteci Hasan Tahsin, ilk kurşunu Yunanlı işgalcilere 15 Mayıs 1919’da sıkmıştı. Antep’te Karayılan lakaplı Molla Mehmet ve Şahin Bey… Maraş’ta Sütçü İmam… Ayvalık’ta Yarbay Ali Çetinkaya… Aydın’da Yörük Ali Efe… Manisa’da Demircili Mehmet Efe… İşgalcilere karşı durmaya başlamışlardı. 1919 kanla, barutla, vatan hainleriyle, dost görünüp insanı arkadan vuranlarla vuruşarak geçirilen bir yıldı. İsyanlar, işgaller, zulümler, hürriyetlerin kısıtlanması sürdü gitti. Ankara’da açılan meclis ve kurulan hükümet takat yetmeyecek kadar çok cephede savaşıyordu. Düşman hem içerde, hem dışarıda, bazen en yakınlarındaydı. Ölümle iç içe yaşanan bir hayattı yaşadıkları. Tam 99 yıl önce Samsunda yakılan istiklal ateşi, o günden bugüne yanmaya devam ediyor. Şair Cahit Külebi o günleri şöyle anlatıyordu; “Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı, / Selam durdu kayığı, çaparası, takası, / Selam durdu tayfası.” “Bir duman tüterdi bu geminin / bacasından, bir duman / Bir duman değil bu! / Memleketin uçup giden kaygılarıydı.” “Samsun limanına bu gemiden atılan / Demir değil / Sarılan ana yurda / Kemal Paşa'nın kollarıydı.” “ Selam vererek Anadolu çocuklarına, / Çıkarken yüce komutan, / Karadeniz'in halini bir görmeliydi.” “ Kalkıp ayağa ardı sıra baktı dalgalar, / Kalktı takalar. / İzin verseydi Kemal Paşa, / Ardından gürleyip giderlerdi, / Erzurum'a kadar.” Mustafa Kemal Paşa’nın ardından gürleyip gitti Türk Milleti… Silahını kapıp gelen yorgun savaşçılar. Amasya’ya… Sivas’a… Erzurum’a… Ankara’ya… Ve sonra İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da nice isimsiz kahramanın yazdığı destanlarla gürleyip gittiler İzmir’e kadar! 9 Eylül 1922’de yangın yerine dönen, kurtarılırken bile, Yunanlılar tarafından cayır cayır yakılarak terk edilen İzmir, işgalin en acılı, en hüzünlü şehirlerinden biri olarak tarihe geçiyordu. Bu acılı günlerin üzerinden 99 yıl geçti sevgili okurlar. Bizde 99’u veren Allah yüzü de verir diye bir deyiş vardır ya… Hürriyete, hür yaşamaya aşık Türk Milleti 99 yıldır yaşadığı bu güzel duyguyu önümüzde ki yıl, bir asra taşıyor. Mehmet Akif’in dediği gibi, “ Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım. / Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım, / Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.” Dizeleri o günleri anlatıyor. Bu işgale karşı durmak, karşı koymak için çılgın olmak lazım diyenlere, en güzel cevap çılgın Türklerden geldi. Anadolu işgali çılgınlıktı. Lakin, Anadolu’yu vatan yapan Türk Milleti, vatan toprağı için en akıl almaz çılgınlıkları yapabilecek hudutsuz bir cesarete sahipti. Kendince çılgınlık yapanlara, onların hayal ve cesaret edemeyeceği bir çılgınlıkla karşılık verdi Türk Milleti. Ne olduysa, işte o zaman oldu! Yedi düvel denilen dünyanın en güçlü devletleri paramparça olmakla kalmadılar, Mustafa Kemal’in dediği gibi, “ Geldikleri gibi gittiler!” İnancımız odur ki, 99 yılı bizlere görmeyi nasip eden Rabbimiz, yüz yılı da görmeyi nasip edecek, daha nice yüz yılları bu millete bahşedecektir…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.