Diyanet İşleri Başkanlığı

Halkımız diyanet kelimesinin anlamını tam olarak bilmez. Kelime Arapça kökenlidir ama dilimize yerleşmiştir. İnsanlarımızın, diyanet yerine dinayet dediklerini çok gördüm. Din ve ayet kelimelerini konuya daha uygun buluyorlar. Türk Dil Kurumu sözlüğünde, diyanetin anlamı, 1-Din kurallarına bağlı olma durumu, 2- Din, olarak ve diyanet işlerinin anlamı da, dinle ilgili işler olarak açıklanmış. Öyle veya böyle, halkımız iyi kötü bu kelimeyi öğrendi ve bu kurumu (Diyanet İşleri Başkanlığı) tanıyor. Kurumun 1924 yılında kurulduğunu, yaklaşık 90 yıldan beri, Türkiye Cumhuriyeti’nin manevi ve sosyal hayatında birinci derecede yer alan din işlerini yürüttüğünü, daha doğrusu yürütemediğini Türk Milleti bilmektedir. Avrupalıların Küçük Asya dedikleri Anadolu kutusuna, az miktarda da Trakya’ya yerleşmiş, 80 milyon Türk’ün hayatında dinden daha etkili bir başka sosyal kurum var mı Allah aşkına? Böylesine önemli bir kurumun bütçesi de ülkenin 12 öteki bakanlık bütçelerinden daha fazla. 2017 için yaklaşık 6,5 milyar TL, buna ek bütçe talep edilmiş, onunla yaklaşık 8 milyar TL. 120 bine yaklaşan personeliyle bu önemli kurumumuz ne yapmaktadır? Şöyle bir düşünelim, hangi zeminde ve hangi doğru zamanda bu sosyal kurumumuzun sesini duyduk veya duyuyoruz? Ülkede büyük çalkantılar, krizler oldu. Diyanetin bir önder ve yatıştırıcı sesini duyduk mu? Bir dini konferans, bir ilahiler konseri, bir İslam şöleni yaşadık mı? Önemli merkezlerde, danışma büroları, buralarda güler yüzlü bilgili memurlar var mı? Nerede! Milli Piyango haramdır demek, imamlara maaş ödemek, günde 5 defa ezan okutmak icraat mıdır? Gözde Gazeteci Yılmaz Özdil bir makalesinde bu konuya ustaca değinmiş. Bakın neler yazıyor: 1-Haram parayla yapılan camide namaz kılmak caizdir demiş Diyanet. 2-Ülkede çok yoğun rüşvet olayları hakkında Diyanet’ten ses yok. 3-Camide içki içildi siyasal tartışmaları oldu, yalan olduğu ortaya çıktı Diyanet’ten ses yok. 4-FETÖ faaliyetleri hainliğe kadar büyüdü Diyanet’ten tık yok. 5- Bir milletvekili Cumhurbaşkanına dokunmak ibadet dedi, Diyanet ses çıkarmadı. 6-Camide seçim konuşmalarına Diyanet bir şey demedi. 7-Umre dönüşü, free shop’ta viski alanların fotoğrafları çekildi, Diyanet aldırmadı. 8-Kahraman ordumuzun cami bombalayacağı iftirası açığa çıktı, genelkurmay başkanı haksız yere, terörist diye hapse atıldı, bu konuda Diyanet tek kelime söylemedi. 9-Tarikat mekanlarında oğlan çocuklarına tecavüz olayı tespit edildi, Diyanet sustu. Bu tespitler sürüp gidiyor. Ankara’da Eskişehir Yolu üzerindeki Diyanet İşleri Başkanlığı binasının yanına, modern bir cami yapıldı. Ahmet Hamdi Akseki Camisi. Mimarı Salim Alp. Güzel bir tesis. Buranın bakım ve işletmesini bile iyi yapamayan bir Diyanet’imiz var. Camiyi son ziyaretimde, mihrabın etrafındaki ışık çerçevesinin bir lambasının hala sönük durduğunu ve çerçevenin kopuk göründüğünü üzülerek tespit ettim, fotoğrafını çektim. Bu kadar göz önünde bir tesisi bile ihmal etmek ayıptır. Yeni Diyanet İşleri Başkanı, milli piyango haramdır çıkışıyla dikkati çekti. Dileğimiz odur ki, bir bilim adamı olan yeni başkan bizi sevindirir. Dinimizi yaşarız, Diyanet’i hissederiz. Saygılarımla.