Konya
°C
Yeni Meram
27.02.2015 09:37

Cuma Söyleşisi

A+
A-
27.02.2015 09:37
0
5548
ABONE OL
■ Haset, ateş nasıl odunu yer yutarsa iyilikleri yer yutar, mahveder. (Hz. Muhammed) ■İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. (Hadis) ***    Cuma iletişimi ve kutlamaları kişilere huzur verir, dostlukları daha güçlendirir. Akraba, eş ve dostlarını arayan ya da  “hayırlı cumalar” dileyenlerin sayısı da giderek artmaktadır. Yaşam çizgimizde bu denli yaklaşımlar önemli yer tutar ve hep “ hayırlara işaret” olarak değerlendirilir. Yüce Allah, Cuma gününü Müslümanlara özgü kılmıştır. Cuma namazı kılmakla ilgi ayet şöyledir; “Ey iman etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezanı okunduğu vakit hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camie koşunuz, Alışverişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe, başka işlerinizden daha faydalıdır. Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapabilir,  rızık bekleyerek çalışırsınız.“ Hz. Peygamber, Hadis-i şeriflerinde önemli mesajlar vermektedir; “…Bir Müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp,  namaza giderse, bir haftalık günahları af olur, her adımına sevap verilir. Cuma namazı kılmayanların kalblerini Allahü teâlâ mühürler. … Günlerin en  değerlisi Cumadır.Bu gün bayram  ve Aşûre gününden daha değerlidir. Cuma, dünyada ve Cennette inananların bayramıdır.” *** Gıybet etmek;    Cüneyd-Bağdâdi Hazretleri, camide iken, bir genç yanına yaklaşır;     -Allah rızası için bana yardım edin. Ben yardıma muhtaç bir kimseyim. Cüneyd-i Bağdâdi Hazretleri bakar ki genç sapa-sağlam bir insan. Bu haliyle dilencilik yapmaya utanmaz mı? Niye çalışıp kazanmaz da dilencilikle kendini küçük duruma düşürür, diye düşünür. Cüneyd-i Bağdâdi Hazretleri gece rüyasında camide gördüğü gencin vücûdunun kebap yapılıp bir tepsiye konmuş, önüne getirildiğini görür. Bir ses, Bağdâdi Hazretleri'ne der ki; - Bunu yiyeceksin! - O, insan etidir, yenir mi?    -Ya dün camide nasıl yiyordun.Yine öyle yiyeceksin!. Sonrasını Bağdâdî Hazretleri anlatıyor; - Meğer gıybet etmişim. Hemen korku ile uyandım. Abdest alıp iki rekat namaz kıldım. Tövbe istiğfar ettim. Sabah olunca, hakkında konuştuğum genci aramak için dışarı çıktım. Dicle Nehri kıyılarında buldum ki, önüne tere koymuş, onları yiyor. Geldiğimi görünce, sordu; -Ey Cüneyd! Camide benim hakkımda kötü düşündüğün için, tövbe edip pişmanlık duydun mu? “Evet” deyince genç, bana şöyle seslendi; - O halde üzülme git! Ayeti kerimeyi okudu ve sonra kayboldu; “Ve O kişi ki kullarından tövbeyi kabul eder, günahlarını affeder ve ne yaptıklarını bilir." ***    Allah arzı yarattığı zaman sallanmaya, yalpalar yapmaya başladı. Bunun üzerine dağlarla onu sabitleştirdi ve böylece arz istikrarını buldu. Melekler dağların şiddetine (gücüne) hayrette kaldılar; - Ey Rabbimiz! dağlardan daha şiddetli bir mahlûk yarattın mı?    - Evet, demiri yarattım.    -Demirden şiddetli şey yarattın mı?    - Evet, ateşi yarattım. - Ateşten daha ağır şey yarattın mı? - Evet, suyu yarattım.    - Sudan daha şiddetli şey yarattın mı? - Evet, rüzgarı yarattım.    - Rüzgardan şiddetli şey yarattın mı? - İnsanoğlunu yarattım. Eğer o, sağ eliyle sadaka verir, sol elini de görmeyecek kadar gizlerse daha şiddetlidir. (Tirmizî )   Bir damla: ■  Kıskancın suskunluğu çok gürültülüdür. (Halil Cibran)  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.