Konya
°C
Yeni Meram
14.10.2017 08:06

Bir Evliya Öyküsü

Bir Evliya Öyküsü - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
14.10.2017 08:06
13.10.2017 15:29
0
5327
ABONE OL
   ■ Evlat kokusu, cennet kokusudur. (Hz. Muhammed    ■ Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki, ileride koyun gibi güdülmesinler. (Sadi- i Şirazi) ***   (Cüneyt Suavi - Hayatın İçinden)    Yaşlı adamın hastalığına çare bulunamayınca, kendisine evliya denilen birinin adresini vermişler. Söylenenlere göre ağır hastalar duasıyla iyileşebiliyormuş. İhtiyar adam verilen adresi çaresizlik içinde cebine atıp doktorun yanından ayrıldığında, sokağın köşesinde simit satan 6 yaşlarındaki bir çocuğa rastladı. Çocuk masum gözlerle bakıyor, onu tanıyormuş gibi gülümsüyordu. Adam, o yaştaki çocukların tamamen günahsız olduğunu düşünerek yoluna devam ederken,  duruverdi. Simitçinin üzerindeki eski tişörtün üzerinde bir "E" harfi yazılıydı. Bu "E" mutlaka evliyanın "E" si olmalıydı. Aradığı evliyaya bu kadar çabuk ulaşmanın heyecanıyla yanına gidip bir simit aldıktan sonra dedi ki; - Doktorlar hasta olduğumu söylediler. İyileşmem için bana dua eder misin?   Çocuk öneri karşısında şaşırmıştı.  Kafasını “olur “der gibi salladı ve yanıt verdi; - Bende sıkça sık hastalanıyorum ama dedem, Allah’a inananların ölünce yıldızlara uçtuklarını ve orada cenneti seyrettiklerini söylüyor. Bu nedenle de   hastalıklardan korkmuyorum.    Adam içinin bir anda ferahladığını hissetti. Onun soğuktan moraran yanaklarına bir öpücük kondururken isteğini yineledi; - Deden çok doğru söylemiş. Ama ben yine de senden yardım istiyorum.    Çocuk, duasının değerini anlamış gibiydi. Karşı kaldırımdan geçmekte olan baloncuyu göstererek konuştu; -  Dua edeceğim. İyileşirseniz, bana 10 tane balon alacaksınız, tamam mı?    Bu kez adam başını salladı. Fakat çocuk bu kadar büyük bir hazineyi istemekle haksızlık yaptığına hükmetmişti. Mahcubiyetten kızaran yanaklarını elleriyle örtmeye çalışırken ekledi; - Uçan balon almanıza gerek yok. Normalinden 10 tane istemiştim. Adam elini uzatarak çocukla tokalaştı. Anlaşma nihayet yapılmış, ayrıntılara  girilmişti. Buna göre hastalıktan kurtulması halinde 6 ay sonraki Ramazan Bayramında çocukla buluşacak ve her hangi bir nedenle  gelemediği takdirde, önceden hazırlanan balonların ona ulaşmasını ya da  postalanmasını sağlayacaktı. Adam küçük çocuğun adresini bir kâğıda yazdıktan sonra, başını okşadı ve vedalaştı. Aradan soğuk bir kış geçip Ramazana ulaşıldığında, adamın hastalığından eser bile kalmamıştı. Hayata yeniden dönmenin sevinciyle en güzel balonlardan bir paket hazırladı ve bayramın ilk gününü iple çekerek randevu yerine gitti. Küçüklerin cıvıl cıvıl kaynaştığı bayram yerindeki diğer simitçiler, çocuğu tanımıyordu. Adam onu biraz ilerdeki bakkala sorduğunda, dükkân sahibi acı haberi duyurdu; - Ciğerleri hastaydı yavrucağın. Geçen hafta aniden ölüverdi. Adam bir anda beyninden vurulmuşa döndü.. Koşar adımlarla uzaklaşırken önüne çıkan ilk baloncuya bir tomar para uzatıp dedi ki; - Şu uçan balonlardan 10 tane istiyorum. Çabuk ol, gecikmeden yerine ulaşmalı ulaşmalıdır.    Adam, satıcının aceleyle uzattığı balonların iplerini birbirine düğümledikten sonra, onları besmeleyle gökyüzüne bıraktı. Bayram yerindeki herkes gibi baloncu da şaşkındı. Sonunda dayanamayıp sordu ; - Ne yaptığınızı anlayamadım. Neden onları öyle bıraktınız? Adam, yükselmekte olan balonları buğulu gözlerle izlerken baloncunun sorusunu da yanıtladı; - Onları bekleyen küçücük bir dostum var; hem de evliya gibi bir dost. Balonları sadece onun adresine postaladım. ■ Çocuğu gideceği yolda çalıştır, büyüyünce ondan ayrılamayacaktır. (Alman Atasözü) ■ Çocukları duymayınız, görünüz. (İngiliz Atasözü)
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.