BEDELLİ İÇİN KOŞTURANLAR, RAHAT OLUN SİZİN ÇOCUKLARINIZ ÖLMEYECEK

Nasılsa evi kırık dökük, sıvası yok, boyası yok, halısı, kilimi yok, altındaki hasır yeter. Döşeği çulda olsa, oğlu şehit, torunu yetim, gelini ersiz kalsa da gözlerinizin içine baka baka ‘Vatan sağ olsun’ derken aksa da içine gözyaşları. Sözde ne utanma, ne arlanma, ne de vatan sevgisi kalmadığı için, riyakarca sosyal medyada başsağlığı yazar. Cenaze de safta en önde namaz kılar, bir de hiç sıkılmadan ‘Helal olsun hakkım’ dersiniz. İşte ‘Bedelli Askerlik’ arka arkaya çıkarken ses etmeyenler, şimdi AH! VAH! diyorlar. İki yüzlülük artık her yeri sarmış. Vatan, millet Sakarya diyenler, odalarına bürolarına, iş yerlerine, kliniklerine Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşadığını unutup, Osmanlı devlet nişanını asanlar, bedelli askerlik yapmalarını acaba nasıl açıklayacaklar? Ben hemen açıklayayım. Çok doğal. Çünkü o pek sevdikleri atalarının askerleri de zaten Hıristiyanlar’dan toplayıp, 6 yaşında kışlalara kapatıp, eğittikleri çocuklardı. Mehteri de çalan onlardı, savaşa da katılan onlardı. Bunu bildikleri için bedelli ödeyip, Osmanlı gibi kendileri bedel ödemiyorlar. Televizyonlarda sabah magazin programı sunanların, şehitlerimize zaman ayırmak akıllarına gelmiyor! Kim kime aşık? Kim boşandı? Kim nafaka aldı? Kim dayak yedi? Bu programları, bu kalitesizliği Türkiye son 10 yıla kadar hiç bu kadar yoğun yaşamamıştı. Onun için diyorum ki; sosyal medyada şehitler için ikiyüzlülüğü bırakın! Bedelliye karşı çıkmayanlar: Ölümü bile eşitsizce yakalayanların acılarına biraz saygınız olsun. İlelebet susun! Sahte gözyaşlarını da bırakın. İnsanlar acılarını kendilerince yaşasınlar. Çocuklarına bedelli askerlik yaptıranlar rahat rahat uyuyun! Nasılsa sizin çocuklar emniyette. Sahte vatanseverlere, sahte üzülmelere artık doyduk.