Konya
°C
Yeni Meram
27.01.2015 11:01

Ajanda!..

A+
A-
27.01.2015 11:01
0
3902
ABONE OL
Günümüzde kimin kime işi düşmez ki… Adamın birinin de birine işi düşmüş. O zamana kadar çalıştığı, çırpındığı işlere bir destek arıyormuş. Varmış güvendiklerine akıl danışmış. Demişler ki, yalnız gitme, seni dinler, yüzüne güler, amma velakin işin olmaz. Yanına varırken, şu, şu adamları alda, işin sağlam olsun, sen bugüne kadar ne denizler aştın geldin, denizi geçip çayda boğulma. O götürdüklerine dünyada hayır diyemez. Adam, denileni fazlasıyla yapmış. Kapılarda karşılanmışlar, çaylar, kahveler içilmiş. Adamın yanında gelenlerden en hatırlısı, bu arkadaş bizim yakınımız olur, istediği de, atla deve değil, hem kimlere destek olmuyorsunuz ki, deyince... Tamam demiş makamda oturan, buraya kadar zahmet edip gelmişsiniz, size yardımcı olmayacağız da kime olacağız! Basmış zile. Gelen adama, falanca beyi çağırın demiş, ajandasını da alsın gelsin. Az sonra çağrılan adam gelmiş. Buyurun beyim demiş, beni emretmişsiniz. Ajandanı da alıp geldin değil mi? Hiç getirmez olur muyum, beyim! Güzel!...Bak bu arkadaşlar benim dostlarım, onların dostu da benim dostum olur. Aç bakayım  ajandanı! Açtım beyim… Arkadaşın şu işini hemen yarın hallediyorsun. Böyle arkadaşlara destek olmamız lazım. O anlatırken, adam habire ajandasına notlar alıyormuş!... Her şeyi kaydediyorsun değil mi? Ne demek efendim, ajandamın her sayfasına kaydediyorum!.. Adamın yanından çıkmışlar, adam evine geldiğinde, hanımına ve çocuklarına, inanın demiş ben böyle bir itibar görmedim. İşi yapacak adam, ajandasının her sayfasına kaydetti bizim işi. Siz şimdi adamın işi ertesi gün hallolmuştur diye düşünebilirsiniz. Adam bir gün beklemiş, üç gün beklemiş, on gün beklemiş, bir ay beklemiş, bir sene beklemiş. Olacak diye beklediği, garanti gördüğü işten bir cevap yok. Sonunda bir arkadaşı o yanına gittiğin adam var ya demiş, olmayacak ne kadar iş varsa, o görevliyi çağırıp, ajandana yaz der. O ajandaya yazılan ne varsa, yapılmasın anlamındadır. Hele her sayfasına kaydediyorum denmişse, ajandada ki sayfa sayısı kadar beklesen de, o iş olmaz demektir. Yanlış anlamada, böyle adamlar, denizleri geçsen de, çayı geçirmezler adama!   */*/*/*/*   Denizleri geçip, çayda boğulanları bilirsiniz. Hemen bir çoğumuz, hayatımızın çeşitli zamanlarında çayları aşamamış, neden aşamadığımızı çok sonra anladığımızda iş işten geçip gitmiştir. Çaya takılanlar, çaydaki taşlara, otlara, yosunlara, dallara, saçaklara takılanlar, çayın orta yerinde kalakalırlar. Bir türlü karşıya geçemezler. Geçmeleri için ellerine dünya kadar imkanda verilse, mağrurluktan, gururdan, kibirden, tepelerden bakma hastalığından,  ne oldum delisi olduklarından derenin yani çayın orta yerinde kalakalırlar. Çay bu, dere bu, denizlere benzemez! Onu hafife alan, karşı kıyıyı göremez. Sel gelir, yel gelir, ayak kayar, denge bozulur, düşülür-şaşılır, su sürükler, doğrulmak mümkün olmaz, panik başlar, birde bakmışsınız ki, çay gözünüzde büyümüş gitmiş. Dağ gibi dalgaları, alaboraları, sert ve haşin rüzgarları aşıp gelinen noktada, çayı umursamama, önüne ardına bakmadan, nasıl olsa geçerim diye yürüyüp gitme hali, çoğu kez çayda durdurmuştur bir çoklarını. Çay ilk bakışta sığ görünür insana. Suyun dibindeki çakıl taşlarını tek, tek sayasınız gelir. Adımınızı atmadan, sığın ne kadar sığ, derin yerin ne kadar derin olduğunu bilemezsiniz. Çayında vardır bir bildiği diyenler olmuştur…Kendine doğru yönelenin niyetinin ne olduğunu bilir diyenlerde! Biz öyle denizler gördük ki, bizi bu çay mı engelleyecek, diye atıp savuranların ya bineklerini ürkütmüş, ya yanındakileri ürpertmiş, ya da sığ yerlerden, derinlere yöneltmiştir, yüzme bilenin bile elini ayağına dolaştırmış, karşı kıyıya ulaştırmamıştır Karşıya geçireceğine de, adeta yol gösterirde, geçen nasıl geçtiğini anlayamaz bile. Ne dersiniz? Galiba, bu çayların, derelerin elinde de her sayfasına olanı-biteni kaydettikleri  ajandaları var. Olur mu, olur diyeceklere inanın sözümüz yok!..
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.