Konya
°C
Yeni Meram

AFRİN!

AFRİN!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
23.01.2018 08:00
22.01.2018 16:02
0
5752
ABONE OL
Dünyanın gözü Afrin’de. Afrin’de bölge halkı baskı ve zulüm altında. Bildiğiniz gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri, Afrin bölgesine PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek için operasyon düzenledi. Afrin bizim için neden önemli? Kilis merkez, Hatay’ın önemli bir bölümü, Afrin’in ateş menzilinde. Amanos dağları örgüt tarafından Türkiye’ye sızmak için kullanılıyor. Türkiye’ye eylem amaçlı silah ve bomba eğitimi verilen 3 kampın Afrin’de olduğu’da basına intikal etmiş durumda. Konu ile ilgili haber şöyle; “Şayet Afrin bölgesi de teröristlerden temizlenirse, Türkiye’nin güney sınırında yaklaşık 10 bin kilometre karelik bir alan Türkiye nüfuzunda olacak… Fırat Kalkanı harekatının icra bölgesi ve İdlib’in ardından Afrin’de yapılacak bir harekatla, Doğu Akdeniz’e ulaşmayı hedefleyen PKK kuşağı tamamen engellenmiş olacak.” Zeytin ağacı Afrin’in sembolü. Dağı-taşı zeytinlik olan Afrin aynı zamanda önemli bir zeytin üretim merkezi. Zeytinyağı, tekstil ve Halep sabunu kentin yerel sanayilerinin başlılarından. Zeytin Dalı Operasyonuyla gündeme gelen Afrin, burnumuzun dibinde, bağırsan duyurulacak kadar bir mesafede. ***** Suriye diye bir devlet kuruldu kurulalı, özellikle Hafız Esad iş başına geçtikten sonra, Türkiye için dost olmayan, dostluk eli uzatmayan, döneminde çizdirdiği haritalarda Hatay ve İskenderun’u kendi sınırları içersinde gösteren, bayramlarında Hatay bizim diye söylemlerde bulunmaktan çekinmeyen, okul kitaplarına varıncaya kadar, Hatay’ın Suriye’nin bir parçası olduğunu yazdıran, Türkiye’nin zayıf anlarında, Hatay’ı uluslar arası platformlarda gündeme getirerek isteyen bir yol izlemişti. Biz ne yaptık bu süreçte? Suriye’ye hep zeytin dalı uzattık. Bugün yaptığımız yine zeytin dalı uzatmak. Suriye, Hafız Esad sonrasında da politikasını değiştirmedi. Hafız Esad’ın oğlu Beşar Esad dönemi bir önceki dönemi aratmadı. Suriye’de çıkan iç savaş sonrasında, Suriyeliler canlarını kurtarmak için kendilerini en yakın ülkelere zor attılar. Bu ülkelerden biri Ürdün, diğeri Türkiye… Ne yaptı Türkiye? Yine zeytin dalı uzattı. Bugün 4 milyona yakın Suriyeli sığınmacı 2011 yılı Nisan ayından bu yana ülkemiz şehirlerinde ikamet ediyorlar. Hafız Esad ve oğlu Beşar Esad Suriyelerinin gözlerinde ki feri söndürdü, o insanların gözünde kendi ülkelerinde yaşama ümidi diye bir şey kalmadı. Suriye içlerinde değil Afrin, Şam’a kadar rahatlıkla ilerleyebilecek bir konumdayız. “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” sözünün ayan-beyan ortada olduğu günlerdeyiz! Ancak, devlet olmanın, büyük devlet olmanın, tarihe iz bırakan devletler kurmuş olmanın geleneğinden gelen bir devlet olarak, Suriye topraklarında gözümüz olmadığını, sadece Türkiye’nin de güvenliğini ihlal noktasına gelen, bu nazik duruma müdahale etme adına zeytin dalı uzatıyoruz. Zeytin dalı, barışın sembolüdür. Türk Ordusu, Ortadoğu’da dahil olmak üzere, Avrupa’nın da en güçlü ordularının başında gelmektedir. Hareket kabiliyeti, gözü karalıkta, kahramanlıkta dünyanın hiçbir askeri ile mukayese dahi edilmesi mümkün olmayan cesaretiyle, aşamayacağı, yıkamayacağı engel yoktur. Ortadoğu’nun uyduruk devletçiklerinin bugüne kadar arkalarına aldıkları güçlerle yapmış oldukları çıkışların ne olup ne olmadığı dünyanın gözleri önündedir. “Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz!” diye meşhur bir sözümüz var. Ortadoğu’da eşkiyalık yapan terör örgütleri, emellerine ne bugün, ne yarın kavuşamayacaklar, lakin bu eli kanlı terör örgütlerinin, yarattığı kaos, kan ve vahşet ortamlarının uzaması, hür ve medeni olduğu iddiasında bulunan dünyamızın ayıbıdır! Bu coğrafya, en huzurlu dönemlerini Osmanlı sayesinde yaşadı. Bunun kıymetini ne yazık ki bilmedi, bilemedi. Osmanlı’nın terk etmek zorunda kaldığı coğrafyada cirit atan İngilizler, akbabalar misali petrole üşüşen dönemin güçlü devletleri medeniyeti getirme adına girdikleri bu coğrafya’ya, kan ve ateşten başka hiçbir şey getirmediler. Tarihin her döneminde bu coğrafya’da ocaklar söndü, dumanlar tüttü. Kışkırtmalar, isyanlar, başkaldırılar hiç eksik olmadı. Sultan Abdülhamit döneminde erişemediği, eline geçiremediği, almaya muvaffak olamadığı toprakları ve yerleşim hakkını İngilizler marifetiyle eline geçiren Yahudiler, 1948’de İsrail’i kurdular. Bölge de, hakkı olmayanı, hak etmediğini alma ısrarlarını büyük devletlerinin desteğini arkasına alarak sürdüren İsrail’in, Birleşmiş Milletlerde Kudüs konusunda aldığı büyük yenilgiyi, görmezden gelerek, Ortadoğu’ya ve Kudüs’e hakim olma isteğinden geri adım atmadan yoluna devam ediyor. ***** Sevgili okurlar! Mehmetçiğimiz Afrin’de, Dualarımız onlarla beraber. Rabbim evlatlarımızı, Mehmetçiklerimizi korusun, muhafaza etsin ve ordumuzu zafere ulaştırsın inşallah.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.