Konya
°C
Yeni Meram

YÜZÜ HİÇ GÜLMEYEN BİR ÜLKE: AFGANİSTAN

YÜZÜ HİÇ GÜLMEYEN BİR ÜLKE: AFGANİSTAN- Abdurrahman KUTLU- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
31.03.2022 01:39
30.03.2022 15:40
0
3582
ABONE OL

Amerikalı General John J. Pershin kurmaybaşkanı ile Sivas’ta Mustafa Kemal ile görüşür ve şöyle der: “ Türk tarihini okudum. Milletiniz büyük komutanlar yetiştirmiş, büyük ordular çıkarmış. Bunları yapan millet elbette bir medeniyet sahibi olmalıdır. Takdir ederim. Ama bugünkü duruma bakalım. Başta Almanya olmak üzere müttefiklerinizle yenildiniz. Dördünüz beraber yapamadığınız bir şeyi tek başına yapmayı nasıl düşünebiliyor sunuz? Bir milletin intihar ettiğini mi göreceğiz?”
Mustafa Kemal hiç düşünmeden; “Teşekkür ederim. Tarihimizi okumuş, bizi öğrenmişsiniz. Fakat şunu bilmenizi isterim ki, biz emperyalizmin pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir şekilde ölüme mahkum olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz.”
General sessizce ayağa kalkıp Mustafa Kemal’e dönüp “ Biz de olsa böyle yapardık” dedi.
Büyük Atatürk Milli Mücadele’de sadece Türk Milleti’ne önderlik edip ülkeyi işgalden, tamamen kaybetmekten kurtarmakla, ülkenin kaderini değiştirmekle kalmadı; emperyalizme kafa tutarak dünyada bütün esaret altında olan milletlere de örnek olmuştur. Birçok ülke Modern Türkiye Cumhuriyetini kendilerine örnek almışlardır.
Bu ülkelerden biri de Afganistan’dır. 19. Yüzyılda İngiliz esaretinde kalan Afganistan Türkiye ile aynı yıllarda bağımsızlık mücadelesini vermişti. Türkiye Cumhuriyeti hayranı ve onu örnek alan Afgan lider Amanullah Han “ Gazi Paşa’yı ağabeyim diye tanırım, Onun yolunda gitmek isterim “ diyordu. Bu düşünceler ve gayretler içinde olan Afganistan modern bir toplum ve medeni bir ülke olmaya çok yaklaşmıştı. Mallesef öyle olamadı. Amanullah babası Emir Habibullah Han’ın 1919 yılında bir suikast sonucu öldürülmesinden sonra tahta geçmişti. İlk iş olarak Afgan kabilelerine tam bağımsızlık vaadinde bulundu. Amanullah babasının kabilelere ve dini gruplara taviz vermesine rağmen tutunamadığını görmüştü. Onun için modern bir toplum oluşturmaya çalıştı. Bu düşünce ile Afganistan’da yaşayan bütün ırk ve kabilelere vatandaşlık verdi. Afganistan’da büyük nüfusa ulaşmış olan köleliği kaldırdı. Birçok Avrupa ülkesini içine alacak dış seyahate çıktı. 18 Mayıs 1928 günü Türkiye’yi resmi olarak ziyaret etti. Afgan Kralı Amanullah Han ve eşi Kraliçe Sürreyya Atatürk tarafından sıcak karşılandı, görkemli bir karşılama töreni yapıldı. Amanullah Han Atatürk’le beraber TBMM görüşmelerine katıldı. Amanullah Han’a İstiklal Madalyası takıldı. İkili görüşmelerde Atatürk Amanullah Han’a ülkesinde yapmaya giriştiği reformların şeklini ve zamanlamasını doğru bulmadığını anlattı ve onu dostça birçok konuda uyardı.
Afganistan 1 Mart 1921’de Türkiye’yi resmen dünyada ilk tanıyan ve ilk elçiliğini açan ülke oldu. Amanullah Han Afgan ordunu yetiştirmek için Türkiye’den bir askeri heyetin gönderilmesini istedi. Türkiye ziyaretinde kendisine rehberlik eden Fahrettin Altay Paşa’dan çok etkilendi, Afgan ordusunun Genel Kurmay Başkanlığını teklif etti. Amanullah Han gezisini şöyle değerlendirdi,” Gazi dünyanın en büyük adamı ve en önemli askeridir. Kendileriyle haberleşiyor, tanışıyor ve seviyordum. Fakat gördükten sonra değerinin büyüklüğünü daha iyi anladım.” Amanullah Han’ın bu ziyaretleri esnasında, Türk Milletinin Arabistan ve Filistin çöllerinden yakından tanıdığı, Arapları Türkler’in aleyhine kışkırtması ile ünlü, meşhur İngiliz casus Lawrence, pilot Shaw takma adıyla Afganistan’da çalışmalar yapıyordu.
Büyük Önder Afganistan’a ve Afgan halkına her zaman sıcak ve samimi duygular beslemiş, Afganistan’ın stratejik konumundan dolayı orayı “ Demir Kapı” olarak adlandırmıştı.
Amanullah Han gezisinden ülkesine döndükten sonra Afganistan için kara günler başladı. Gerici kabilelerin ayaklanması başladı, ülke karıştı ve Amanullah ülkeyi terketti. Bu dönemde Türkiye Kazım Orbay Paşa komutasında bir askeri birlikle Amanullah Han’a yardımcı olmaya çalıştı. O tarihlerden sonra Afganistan istikrara bir türlü ulaşamadı. Tahta çıkanları öldürmeler, tahttan indirmeler birbirini takip etti. Ülkeye önce Ruslar geldi, sonra Amerika. Afgan halkı bunlarla 50 yıl savaştı. Bu emperyalist güçler ülkenin bombalanmadık yerini bırakmadılar, her yeri yakıp yıktılar. Özellikle Amerika nükleer atık taşıyan füze başlıklarıyla Irak’ta olduğu gibi ülkenin topraklarını, sularını kirlettiler. Böylece sadece bugünün insanlarının sağlıklarını tehlikeye atmakla kalmayıp, gelecek kuşakların da sağlıklarını tehlikeye atarak insanlık suçu işlediler. Sonunda Afganistan’ı kendi projelerinin ürünü olan Taliban’ın eline ve merhametine bırakıp gittiler. Bütün bu olanlardan en büyük zarara uğrayan şüphesiz Afgan halkı oldu. Afganistan’ı hep uyuşturucunun kaynağı olarak gören ve bunu kendi menfaatleri için kullanan emperyal güçler, Afganistan’a bu bataklıktan çıkması için hiç yardımcı olmadılar. Onlarca yıldır önemli bir üretim yapılmayan , eğitim olmayan bu ülkede, en büyük sıkıntıyı çekenlerin kadınlar ve çocukların olduğuna şüphe yok. 50 yıldır savaş içinde büyüyen çocuklardan, nesillerden hangi konuda, ne beklenebilir?
Bugün Taliban’ın kontrolünde olan Afganistan mutlu günlerinden ve çağdaş bir ülke olmaktan çok uzak maalesef.
Dr. Abdurrahman KUTLU

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.