Konya
°C
Yeni Meram

PROTESTO KÜLTÜRÜ (1)

PROTESTO KÜLTÜRÜ (1)- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
22.07.2022 01:48
21.07.2022 15:50
0
1673
ABONE OL

İnsanın tabiatında çıkarını savunmak ve buna yönelik eylem yapmak vardır. Bu sebeple savunma veya karşı çıkma için bireysel veya toplu olarak eylem her zaman her toplumda görülür. Tepki ve karşı koymaya çocukluk döneminde başlanır. Çocuğun küsmesi, ana-babasına tavır alması, hatta hırçınlaşarak eline aldığı nesneleri oraya buraya savurmaları bunun göstergesidir. Hatta hayvanların ve bitkilerin de tepki verdikleri bilinmektedir. Bu sebeple insanların içlerini dökmelerine fırsat verilmelidir.
İnsanları protestoya iten nedenler siyasi, iktisadi, ideolojik, dini, sportif vesaire olabilir. Planlı yani önceden duyuru yapılan protestolar yanında aniden ortaya çıkanlar belki kontrolü en güç olanlardır. İnsanlar planlı veya plansız olarak bir araya gelerek yürüyüş başlatabiliyor, taleplerini dile getirebiliyorlar veya bir kıvılcımla ciddi bir infilak oluşabiliyor. Hatta büyük olaylar böyle başlıyor.
Avrupa’nın bazı ülkelerinde, özellikle Fransa’da çiftçilerin şehrin meydanına gelerek tarım ürünlerini, sütleri meydana boşalttıkları haberleri eksik olmuyor. İşçiler, öğrenciler hatta polisler bile bu tür eylemler yapabiliyor.
Diyarbakır anneleri eylemlerinde üç seneyi bitirdiler. Gençlerin ailelerine kazandırılması bakımından bu eylem gayet etkili olmaktadır. Buna karşılık benzer talepler de farklı kesimlerden gelmektedir. Belki burada dikkat çeken hususun, haklı taleplerin haklı usullerle haklı şekilde sürdürülmesidir. Aksi takdirde haklı bir talep mecrasından çıkıp provokatif eylemlere kayınca meşruiyetini ve halk nezdindeki itibarını kaybetmektedir.
Protesto demokratik bir haktır, hukuk sistemi de bunu düzenler. Bu düzenlemenin siyasi iktidarın iradesi doğrultusunda sınırlanması da olabiliyor, ama iletişimin çok yaygın olduğu dönemimizde maşeri vicdanda meşru görülen protestoların çok sarsıcı olduğu biliniyor.
Kitleleri zapt etmek zordur, bu sebeple sivil toplum örgütlerinin düzenlenmesi ve yönlendirilmesi yanında kendiliğinden oluşabilecek kitlesel hareketleri kanalize etmek önceden tedbirler almayı gerektirir. Devlet demokratik ve hukuk zemininde buna uygun ortam oluşturur, yoksa baskıcı yöntemler kısa süreli etkili olur. Suyu, seli yönetmek nasıl teknik bir çalışma ise toplumu da yönetmek hukuk ve siyaset çalışmasıdır. Hele terör örgütleri veya yabancı müdahalelere açık bir yapı varsa iş sıkıntılı demektir.
Bireysel veya bir grup halinde yapılan oturma eylemleri, açlık grevleri gibi eylemler yanında siyasi muhalefetin eylemleri bazen hınç alma şekline gelebiliyor. Belki en yıkıcıları da bunlar… Herhalde tedhiş ve tahribe dayalı protestonun amacı taraftar kazanmak değil, insanları yıldırarak hakimiyet kazanmaktır. Yoksa demokratik bir ortamda haklı olan bir eylem ancak haklı ve barışçıl usullerle ciddi taraftar bulur.
Siyasi katılım kanallarının açık tutularak insanların sistem içine çekilmesi önemlidir. Mesela bazı illerde belirli mahallelerde önceden duyulan protesto türleri şimdilerde fazla duyulmamaktadır. Bunda alınan tedbirler kadar, katılım kanallarının açılması da etkilidir. Yani halkın mümkün olduğu kadar yasal kanallarda sisteme katılmasının yollarını açık bulundurmak gerekir.
(Devamı gelecek)

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.