Konya
°C
Yeni Meram

Konya’da eskiden diş çekimi

Konya’da eskiden diş çekimi- Yaşar BARIŞIK- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
05.07.2022 01:52
04.07.2022 14:54
1
2179
ABONE OL

MERHABA; değerli Yeni MERAM gazetesi okurlarım. Bu haftaki yazımda sizlere KONYA’DA SAĞLIK SORUNU VE DİŞ ÇEKİMİ ile ilgili bilgileri aktarmaya çalışacağım. Eski Konya halkı, pratik zekasıyla bazı hastalıkların iyileştirilmesinde kendine özgü yöntemler kullanmıştır. Bu yöntemler doğal ilaçlar kullanmak yerine dışarıdan uygulanan ve hastalıkları iyi edici fiziki işlemlerdir. Bu yöntemlere açıklık getirebilmek için birkaç örnek vererek konumuza girelim..
Konya ikliminin karasal iklim olması nedeni ile yazları sıcak, kışları soğuk geçerdi. Bu iklim şartları daima romatizmal hastalıları davet ederdi. Yazın çok terlemekten, kışın soğuklardan etkilenen adaleler hastalıkları davet ederdi. Konya’da romatizmal hastalıklar ayaklarda kendini göstermişse İNGİ, omuzlarda oluşmuşsa KENGİ adını almaktadır. Bazı kimseler ise her iki durumu YİL deyimi ile vasıflandırmışlardır. Bazen de buna KULUNÇ denirdi.
Bu gibi durumlarda genellikle sıcak uygulanır; Ateşte kızdırılan tuğla veya kiremit, bir beze sarılarak ağrıyan yere konulur veya yolu tutulurdu. Kupa atılır ( şişe çekme) veya sıcak sıcak zeyrek lapası sarılırdı. Karın ağrılarında ise ince toprak kızdırılarak karına sarılırdı. Bazı durumlarda ise ters tepki gösteren kızdırılmış toprak ölümlere neden olabiliyordu. Bazı adale ezilmeleri ve berelenmelerinde ise yeni kesilen bir koyunun postuna bir süre sarılarak berelenen vücudun iyileştirilmesine çalışılırdı. Kırık çıkıklar, göbek düşmeleri ( bugün ki TIP hala bunu bulamıyor) gibi durumlarda ise Konya’da ün yapmış bu işlerden anlayan yetenekli kimseler vardı. Böyle durumlarda onlara müracaat edilerek gerekli işlemin yapılması sağlanırdı.
Çıbanlar ve yaralar için gerekli merhemleri deneyimli ihtiyarlar yapar, çıban ve yara üzerine sararlardı. Bazı durumlarda soğanı pişirip veya yumurta sabun kuru üzüm dövülerek sarılırdı.
Kesilen bir yerden akan kanı durdurmak için örümcek ağı veya bir deri yada kumaş yakılarak akan kanın üzerine basılarak kanın durdurulmasına çalışılırdı.
İlk baharda kirazların çiçek açmasına yakın zamanlarda kan bozukluklarından kaynaklanan hastalıklarda özellikle hanımlar SÜLÜK tutunurlardı. Sülük satıcılar Aziziye camisi dolaylarında kümelenerek müşteri beklerlerdi. Yaşlı hanımlar ise saç hastalıklarında başlarına kına yakarlardı. Kına aktarlardan alınırdı. Yüz yılın ilk çeyreğine kadar Konya’nın en büyük sağlık problemi diş sağlığı idi.
O tarihe kadar, diş tedavisi denilen şey bilinmiyordu. Halk tedavi yerine diş ağrısını durdurmak için çeşitli yöntemlere baş vuruyordu. Örneğin ağrıyan dişin üzerine tuz, ispirto, karanfil, nane ruhu vs. koyulurdu. Eğer diş üzerine koyduğu maddeler diş ağrısını geçirmiyorsa o takdirde tek yaptıracağı şey dişi çektirmekti. Diş sallanıyor ise bu iş kolaydı. Sallanan dişe bir ip sarılarak birisi tarafından kuvvetle asılarak diş yerinden sökülüyordu. Diş sağlam ve iple sökülmesi mümkün değilse, o zaman dişin kerpetenle çekilmesi gerekirdi. Bu iş diş çekmeye eli yatkın birisi tarafından veya Konya çarşısında diş çekmeyi meslek edinmiş kimseler tarafından yapılıyordu.
Türkiye genelinde ilk hijyenik diş tedavi ve çekimleri İstanbul DARÜLFUNUNA bağlı dişçilik okulunun yetiştirdiği diş hekimleri tarafından yapılıyordu. Konya’da da belli bir zaman sonra bu işi diş teknisyenleri yaparlardı.. Bunu ispatlayan gazete ilanları arasında gördüğümüz BABALIK Gazetesinin 27 TEŞRİNİSANİ 1922 tarihli sayısındaki ilanlara göz atalım; DİŞÇİLERE; “Dişçilere lazım bir ( FREZE) ve bir de “ŞARP” makinesi satılıktır. İstikamet eczanesine müracaat edilecek.
Aynı gazetenin aynı tarihli diğer bir ilanında ise; “ Diş Tabibi geldi Koşunuz” Yazılı idi.
“Türbe önündeki eski Türbe karakolunun oturduğu yüksek mahalledeki binada altın, kuron, pirinç köprü ve lastik dişler gayet güzel ve sağlam olarak imal olunur ve acı çekmeden dişler çıkartılırdı. Diş tabibi Hasan Nuri Efendiye müracaat eylemeleri.. “ Fıkara her saat müracaat edebilir.” Bu tarihten sonra Konya’nın bir diş tabibi de yazar ve şair olan Muzaffer Hamit beydir.
1930 yıllarında Oskan isimli Ermeni bir diş tabibini de görüyoruz. Oskan efendi uzun yıllar diş tedavisi konusunda Konyalılara hizmet etmiştir. Ayrıca Uluırmaklı Mehmet efendi isminde Selimiye caddesinde mesleğini icra eden bir dişçi kalfası vardı. Mehmet efendi yapmış olduğu diş protezleri ile çok ünlenmişti. Diğer bir Ermeni diş tabibi Gober Jamkaçyan isimli şair Panosun kayınpederiydi. Bu diş hekimi sonradan muayenehanesini İstanbul’a taşımıştır. 1950-1960 yıllarının ünlü Konyalı Diş tabiplerini yazarak konumuza son verelim. Bunlar; diş tabipleri Keleş, Nuri, Muzaffer, Galip Ertüzün beylerdi. Saygılarımla.

HABER YORUMLARI
  1. Ali Başalp
    2022-08-05 15:42:34
    Eskiden dişçilerin diş çekmesi çok zormuş bu zorlukta şurdan geliyor. İğne yapılıp uyuşturma yok ya, acıdığı için hastaya ağız açtırmak mesele imiş. Dişçini biri şöyle bir çözüm bulmuş, bir taburenin ortasını delerek pedalla basılan bir düzenek yapmış. Hastayı tabureye oturtuyor, pedala basıyor, oturaktan çıkan ucu sivri düzenek adama batınca, aaahhh diye ağzını açınca, hemen ağzına penseyi sokup çekermiş. Hastaya sormuşlar acıdımı diye, hasta " azı dişimin kökü, kaba etimde olduğunu hiç bilmiyordum." demiş. Bu fıkrayı rahmetli arkadaşım ve dünürüm diş hekimi İsmail Öksüz'den dinlemiştim. İsimleri de şöyle sıralarsak, İsmail Küçükkeleş, mustafa nuri yılmazgil, Seyit Birlik, Galip Taşkapu, Nihat Ertüzün , Muzaffer Demirtaş, M. Kemal Eken vs hepsine ve cümle geçmişlerimize Allah rahmet eylesin.