Konya
°C
Yeni Meram

Konya dışından Konya'mızı nasıl görüyorlar?

Konya dışından Konya'mızı nasıl görüyorlar?- Yaşar Barışık- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
21.09.2021 01:09
20.09.2021 15:14
0
2114
ABONE OL


Saygıdeğer Yeni Meram gazetesi okurlarım, bugün sizlere Konya dışarıdan nasıl görünüyor, Konya nasıl anlatılıyor, bunlardan bahsetmek istiyorum.  Konyalı olarak değerimize nasıl sahip çıkalım?


Hazretin Pir'in dediği gibi “GEZ DÜNYAYI, GÖR KONYA'YI” sözleri ile yazıma başlarken, 1985 yılından 1999 yıllarına kadar yaz aylarında bölgesel olarak yaptığım turizm rehberliğim esnasında yaşadığım bazı olayları aktarmak istiyorum. Gelen yabancı Almanca konuşan turistlere Konya'mızı ve gelenek göreneklerimizi elimden geldiği kadar anlatmaya, tanıtmaya ve reklamımızı yapmaya çalıştım. Tarihi yerleri görülmesi gereken mekanları gezdirdim. Çok da güzel geri dönüşler aldım. Mevlana Türbesi'ni anlatırken o insanların huşu içinde beni dinlemeleri, feyz almaları ayrı bir güzellik idi. O yıllarda henüz ismi Konyalılar tarafından bile az bilinen Sille'ye turistleri götürüp gezdirmem unutulmayan anılarım arasında idi.

Ancak yaşadığım bazı olaylar beni üzmedi de değil tabi; Günün birinde 4 kişilik bir Alman aile ile türbe önünde karşılaştık. Hoşbeşten sonra sordum: Sizin Konya geziniz programınızda var mıydı, diye. Onlar da hayır, dediler. "Peki neden program değişikliği yaptınız?" dediğimde de aynen şu ifade ile açıkladılar: “Biz Pamukkale’de idik. Orada bulunan rehber arkadaş programımızda Konya olup olmadığını sordu. Biz de hayır, dedik. Neden bu soruyu sorduğumuzda ise, "aman Konya'ya giderseniz şu şu kurallara uyun sakın açık saçık giyinmeyin, hareketlerinize dikkat edin" gibi sözleri üzerine tabi merak ettik Konya'yı. Gezi programımızı değiştirip Konya'ya geldik. Geldik gördük ki Konya dedikleri gibi değil, aksine harika görülmesi gereken, insanları saygılı, misafirperver ve iyi niyetli kişilerdi. Bu yüzden o insanlar benden “Lütfen dediler şehrinize iyi sahip çıkın, iyi anlatın, tanıtımınızı daha aktif yapın ki herkese gelsin” dediler. Ama tabi bu durum sadece benim tanıtımım ile olacak iş değildi. Çünkü bu Konya tanıtımı gelen Alman ya da Almanca konuşan ülkelerden gelen “Reise Führer” gezi rehberi kitabında aynı durum söz konusu idi. Konya'ya seyahat edecekseniz şu kuralları unutmayın diye yazı vardı. Maalesef bu kitapları hazırlayan komisyonda bizimkiler de vardı. Burada iş şehrin dinamikleri olan milletvekillerimize ve idarecilere düşüyor. Ben de elimden geldiğince milli ve manevi havasını yaşatırken, onlara zaman zaman da Konya musikisi icra ederek mutlu ve unutulmaz anıları ile yolcu ettik. Çoğu ile de yıllarca yazıştık. Yine bir gün bir arkadaşımızın kardeşinin düğünü vardı. Pazar günü malum düğün pilavımız da. Bir gün önce tanıştığımız 4 bayan 4 de erkek Alman turisti de pilava götürdük. Ancak bunları yan yana 2 masaya oturttuk. O sofralarda kaşığı ceplerinde olan meşhur Konyalılardı pilava gelen. Özellikle ayrı oturttuk ki çok pilav yedirtip anı olsun. Hilaf yok, 8-9 tabak etli pilav yedirttik. Adamlar ayağa bir kalktılar, göbeklerinin yanında bir göbek daha olmuş. Tabi muhabbet harika, fotoğraf çekmeler gülmeler eğlence harika idi. Biz akşam eve gittiğimizde normal olarak akşam yemeği yedik. Onlar 2 gün daha Konya'da kaldılar, sabah öğle akşam yemeklerinde sadece soda içmişlerdi. Unutulmayan güzel anı oldu bu tabi. Şimdi sizlere Konyalı olmayıp Konya'mızı en iyi anlatan bir olay ile baş başa bırakmak istiyorum: Bir Konyalı'nın yaşadığı olay:

Konyalı olmak böyle bir şey.... "Konuşmamız esnasında Ardahanlı olduğunu öğrendim Nevin Hanım'ın. Benim nereli olduğumu sorduğunda "Konya" dedim; birdenbire yüzünün şekli değişti; ağlamaklı oldu... "Ne oldu acaba; babasına, kocasına ya da çok sevdiği birine Konyalılar bir şey mi yapmıştı?.." diye düşünmüştü. Nevin öğretmeni dinleyelim: "Ardahan’ın bir dağ köyünde doğdum. Bizim oralarda aileler kızlarını ilkokuldan sonra okutmazlardı. Birkaç varlıklı aile hariç tabii. Yakınımızda okul olmadığından ilkokuldan sonra okumak isteyenler şehir dışına veya ilçe merkezine gitmek zorunda kalıyordu. Her iki seçenek de bize uzaktı. Fakir bir aile olmamıza rağmen babam okumamı çok istiyordu. Yakın bir ildeki parasız yatılı okul sınavını kazandığımda benden daha çok sevinmişti... Tatillere gelirken babamın rica ettiği öğretmenlerimden biri bizim o tarafa giden bir arabaya bindiriyordu beni. Köyümüzden okullar başlarken ayrılırdım. Babamla birlikte sabaha karşı 3’te yürüyerek köyden 1,5 kilometre uzaklıktaki ana yola inerdik. Babamın bineceğim kamyonu seçmesi saatlerimizi aldığından çok erken kalkıyorduk. İlk başta bu beklemeler bana çok anlamsız geliyordu. Ta ki gerçek nedenini öğrenene kadar... Köydeki insanların yaptığı dedikoduları duyar, geceleri gizli gizli ağlardım. Babam beni, yani öz kızını satıyormuş! Böyle diyorlardı. Bunun nedeni, babamın yol üzerinde beklerken, geçen her kamyonu durdurup, kısa bir konuşma yaptıktan sonra bineceğim kamyonla ilgili kararını veriyor olması idi. Bindiğim kamyonların şoförleri lokantada kendi yediklerinden daha fazlasını ısmarlar; yan koltukta uyurken paltolarını çıkarıp üzerime örter, bazen de çaktırmadan cebime harçlık koyarlardı. Babamın neden o şehre giden her arabaya beni bindirmediğini çok sonradan öğrendim. Şoförlere nereli olduklarını soruyordu babam. "Konyalı'yım" cevabını alana kadar da beni hiçbir kamyoncuya teslim etmiyordu. Nedenini sorduğumda, "Kızım Konyalılar” güvenilir ve ahlaklı insanlardır; seni onlara teslim ettiğimde gözüm arkada kalmıyor..." demişti. Okudum ve öğretmen oldum. Evlendim, üç çocuk yetiştirdim. Biri şu anda bursla ABD’de okuyor. ABD’de yaşayan oğlumu yolcu ederken pistin ufkuna baktım. Oğlumu teslim edebileceğim bir Konyalı aradı gözlerim!.. Beni her türlü yokluğa ve iftiraya karşı okutan babam şu anda yaşamıyor. Nerde bir Konyalı görsem aklıma babam, benim için yaptıkları, uğradığı iftiralar gelir ağlarım..." "Sözü bittiğinde Nevin öğretmen dakikalarca ağladı; ben ağladım, ağladım ağladım..." Nevin öğretmenin şu feryadıyla bitirelim: "Bu ülkenin sokaklarında, yollarında nefes alan tüm Konyalılar size seslenmek istiyorum: Ardahanlı bir babanın bozkırın veya dağların ortasında sabah erkenden yolunuzu çevirip kızını size teslim edebileceğini unutmadan yaşayın e mi!.." Bu güzel anı için Dünyadaki Bütün Konyalılar Burada sayfasından faydalandım. Şimdi elimizi başımıza koyup düşünelim: Eski Konya var mı hala? SAYGILARIMLA...

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.