Konya
°C
Yeni Meram

İmam Hatipli validen korkan Kemalistler!

İmam Hatipli validen korkan Kemalistler!- Adem ALEMDAR- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
25.01.2021 01:33
24.01.2021 16:43
0
7515
ABONE OL
Dün Uğur Mumcu'nun (faili belli bir suikastla) öldürülüşünün 28. yıl dönümüydü. O tarihlerde Mısır'ın başkenti Kahire'de Ezher Üniversitesinin hukuk fakültesinde öğrenciydim. Kahire büyük bir şehir, bu şehrin 7. Mahalle denilen ve Türk öğrencilerin çoğunlukla ikamet ettiği semtteydik biz de. Akşamları birkaç Türk öğrencinin işlettiği kahveye gidiyor ve Türk çayı eşliğinde televizyon izliyorduk. Türkiye'de özel kanallar henüz kurulmuş, bol bol tartışma programları oluyordu ekranda. İşte o akşamlardan birinde yine haberleri izlerken Türkiye'de büyük bir patlamanın olduğunu ve gazeteci Uğur Mumcu'nun öldürüldüğünü öğrendik. O yıllarda bu tip patlamalar çokça oluyordu. Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Çetin Emeç gibi sol görüşlü siyaset ve bilim insanları 1990 yılında öldürmüşlerdi… Bir ay sonra da Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis öldürülecekti… Türkiye'de kardeşliği bitirecek, siyasi ve idari sonuçları ortaya çıkaracak pek çok cinayet işlenmişti o vakitler… Takip eden günlerde her gün akşam kahveye gidiyor haberleri seyrediyorduk, gördüğümüz manzara bizi dehşete düşürüyordu. Çünkü CIA, MOSSAD ve derin devletin işbirliği ile işlenen bu cinayetler Müslümanlara, dindar insanlara yıkılmaya çalışılıyordu. Hatta o günlerde Cumhuriyet Gazetesi Mısır'da benim gibi öğrenim gören öğrencileri Hizbullah'tan silah ve terör eğitimi aldığımız iddiasında bulunuyordu! Yarınki imtihanda ne sorulacağını konuşan biz öğrenciler bu haberleri gördükçe şaşkınlıkla birbirimize bakıyorduk… Aradan yıllar geçtikten sonra, Uğur Mumcu'nun kardeşi televizyonda kardeşinin Türkiye'yi bölmek ve parçalamak isteyen derin güçler tarafından öldürüldüğünü açıkça söylemiş olmasına rağmen bugün bile hala ismi anıldığında o günlerdeki tedirginliği yaşıyorum. Çünkü Uğur Mumcu'nun adı anıldığı her zaman, "Uğur Mumcu’yu Müslümanlar öldürmüş" algısı hatırıma geliyor. Bir parantez açmak gerekirse 90'lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetlerin pek çoğunu dini argümanlar kullanan, İslam kimliğini kullanan örgütler işlemiştir ancak bu örgütler asla ehli sünnet Müslümanları temsil etmemiştir. MOSSAD ve CIA tarafından kurulan ve desteklenen örgütlerdir… Dün bu yazıyı yazmak için elime kalemi aldığımda Uğur Mumcu'nun ölüm yıl dönümü olduğunu hatırladım ve Google'da Uğur Mumcu ile ilgili birkaç video izledim. Uğur Mumcu, 1990 ya da 1991’de suikasta uğramazdan birkaç yıl evvel ‘Köy Enstitülerinin tekrar açılmasına dair bir konferansta Aziz Nesin’le yan yana şu cümleleri kuruyordu: Türk vatandaşı kimdir sorusuna, "Türk vatandaşı; İsviçre medeniyet hukukuna göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare olunan, Alman ceza yapılanmasına göre yargılanan ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir". Bu cümleyi kurduktan sonra salon elleri patlarcasına Mumcu'yu alkışlıyor. Mumcu hızını alamıyor o dönemde Mustafa Kemal ve arkadaşlarının böyle yasaları batıdan almasının bir zorunluluk olduğunu söylüyordu… Peki niye bir zorunlulukmuş? Çünkü Türkiye bir yol ayrımındaymış; ya batılı laik sistemi ya da Şer'i hukuk sistemini seçmek zorundaymış! Doğal olarak batılı laik sistemi seçilmiş yani. Diyor ki bunlar laiklik için yapıldı, laiklik olmasaydı İslam'la yaşamak zorunda kalacaktık. Salon yine kendisini hararetle alkışlıyor. Mumcu devam ediyor, “Hangi iktidar din sömürüsüne dayanırsa mutlaka yıkılmıştır” diyor ve bir gönderme de kendi partisine yapıyor. CHP 1949 yılında din dersini kabul etti ama bu ödün onu kurtaramadı diyerek CHP'nin de din sömürüsü yaptığını kabul ediyor. Süleyman Demirel'in Süleymancılar ve Nurcuların sakalını okşaması nedeniyle yıkıldığını, Anavatan Partisi'nin ise hac seferleri düzenlediği için yüzde yirmilere düştüğünü söylüyor... Köy Enstitüleri'ni Kuva-yi Milliye'den sonra Türklerin en önemli sivil örgütlenmesi olarak gördüğünü, bu okullarda köy çocuklarının Atatürk ilkelerini, Kemalist rejimi öğrendiğini anlattıktan sonra maalesef diyor, Köy Enstitüleri kapatıldıktan sonra aynı köy çocukları İmam Hatip okullarına gittiler! İmam olmak için değil, imam hatipten sonra hukuk fakültesine gittiler; Yargıç ve savcı oldular, Siyasal Bilgiler Fakültesine gittiler, kaymakam oldular. 2000 yılına doğru valilerin, kaymakamların ve yargıçların İmam Hatip, İlahiyat ve İslami Enstitüsü mezunlarından oluşacağını söylüyor ve bunun önüne geçilmesini istiyor! Hulasa, Köy Enstitülerinin tekrar kurulması gerektiğini anlatıyor... İşin açığı bu adamı akıllı bir solcu sanıyordum… Bizzat kendi ağzından yukarıda saydığım zırvaları dinledikten sonra Kemal Kılıçdaroğlu'na ve diğer CHP'li parti sözcülerine hak verdim. Kemalist olmak böyle bir şey demek ki!.. Her şeyi biliyor gibi davranıp hiçbir şey bilmeden, cahilce karikatür gibi bir hayat yaşıyorlar... 30 yıl önce o salonda Uğur Mumcu valilerin, kaymakamların, yargıçların imam hatiplerden geleceğini söyleyerek kendisini dinleyen Kemalistleri korkutuyordu ya, adam haklıymış! Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı bile bir imam hatipli. İmam hatiplerden korkutmak için yapılan onca emek boşa gitmiş, algı operasyonları çökmüş. Bu ülke Allah’ını, peygamberini bilen, Allah’ın kullarını adam yerine koyan imam hatipli ya da değil, ama dindar insanlar eliyle büyüyor ve büyüyecek. Kemalistlere rağmen… Ancak Uğur Mumcu aynı konuşmasında halka güvenmek gerektiğini de söylüyor. Halk doğru karar verir diyor. Kastettiği halk biz değiliz, o belli artık. “Halk sahillere hücum etti, vatandaş denize giremiyor” cümlesi boşa kurulmamış vaktinde… Evet halka güvenmek gerek. Çünkü şu anda halkın kahir ekseriyeti ile seçtiği imam hatipli bir Cumhurbaşkanımız var. Kemalistlerin korktukları başlarına gelmiş hasılı. Gelmiş de ne olmuş?.. Türkiye; cumhuriyet tarihi boyunca uyutulan o koca ülke, son 18 yılda yapılan icraatlarla dünyaya meydan okur hale gelmiş, vesselam…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.