Konya
°C
Yeni Meram

DÜNYA ADALET GÜNEŞİNİ BEKLİYOR

DÜNYA ADALET GÜNEŞİNİ BEKLİYOR- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
08.05.2024 00:02
07.05.2024 13:04
1
1110
ABONE OL

İsrail'in Gazze katliamı vicdanları kanattı, dökülen bebek kanları semaları kararttı. İki yüz yıldan fazladır dünyaya hâkim olan Batı’nın, bu soykırımı teşvik ve tecviz etmesi Batı putunun yıkılmasına, batı değerlerinin çöpe gitmesine sebep oldu. Şimdi insanlık yepyeni bir arayışın şafağında. “Adalet Güneşinin” batması ile tüm dünya ve tekmil insanlık, epey bir zamandır zaten kopkoyu bir zulme düçar olmuş durumda idi.
ŞAFAKLAR İSLAM’A GEBE
Beklenen biziz. Çünkü biz Müminler, “tek, benzersiz, doğmayan, doğrulmayan, gücüne, kudretine, ilmine, adaletine sınır olmayan; ezelin ve ebedin, bu dünyanın ve sonsuz alemin sahibi olan bir Allah’a” inanıyoruz.. Bu sebepten dolayı “Hakkın Güneşinin” tüm âlemi aydınlatması için yapılacak zor, kutsal mukaddes vazifeler bizim omuzlarımıza yüklenmiş durumda. Allah’ımızın bu vazife ile görevlendirdiği müminler olarak bizlerin, yükümüzün ağır, mesuliyetimizin çetin olduğunun farkında olmamız gerekmekte. Bunun için yapılacak en önemli işler ise en başta sahih bir inanç/itikat, ardından riyasız ibadetler, sonra yüce bir ahlaka sahip olma ve tüm bunların ardından dünyevi ilişkilerde/ muamelatta adil eylemler yapma gelir. Bu erdemli ve yüce doruğa ancak İslam’ı gerçek veçhesi ile öğrenerek çıkabiliriz.
İSLAM'I ÖĞRENMENİN YOLLARI
İslam’ı öğrenmenin, onu en iyi şekilde anlamanın yollarından biri de siyer ilmini tahsil etmektir. Bu günlerde bendeniz de bu yola revan oldum. Siyer okudukça da hem o dönemi, hem İslam'ın gelişimini, hem de O’nun günümüze yansımasını daha iyi kavrıyorum. Bu cümleden olmak üzere bu yazımı Peygamberimizin hayatında yaşanan ilginç bir bölüme ayırıyorum. Okuduğum Siyer kitabının bir bölümünde şu bilgiler var: ‘… İslam'a giren ilk insanlar her sosyal sınıftan insanlar. İlkl iman eden Hazreti Hatice Annemiz. O, zengin, soylu, asil bir kadın. O’nun Peygamberimize güveni, O’na verdiği maddi manevi destek, onunla ilgili sözleri çok değerli. İlk Müslümanlardan çocuk da var yaşlı da, fakir de var zengin de, kadın da var erkekte… Ama genelde fakirler ve gençler çoğunlukta. (İlk Müslümanlar Hz Hatice, Hz Ali, Hz Ebubekir, Osman bin Affan, Zübeyir bin Avvam, Abdurrahman Bin Avf, Saad bin Ebu Vakkas…) İslam’a karşı çıkanlar ise daha çok Mekke'nin ileri gelen zenginleri, güçlüleri, yönetimi elinde bulunduranları. Bunların içinde peygamberimizin amcası da var. (Onlardan bazıları: Ebu Leheb, Ebu Cehil, Velid bin Mugire, Nadir bin Haris, Ukbe b. Muayt Ümmü Cemil, Ümeyye bin Halef…)
Güçlü ve çok olanlar elbette müşrik cephesi idi. Bunlar, İslam'ın yayılmasını engellemek için çok çalışıyorlardı. Bu engellerden biri de Mekke'ye hac, umre ticaret… İçin gelen insanlara Peygamberimizin ‘mecnun, deli, hasta, sihirbaz’ olduğu propagandasını yapmak idi. Yalnız bu metot bazen ters tepiyordu.
DIMAD BİN SA’LEBENİN MÜSLÜMAN OLUŞU
Dımad, Ezd – Şenue kabilesinin başkanıdır. Müşrikler Dımad’a da aynı propagandayı yaparlar. Bunun üzerine kendisinin O’nu (Peygamberimizi) tedavi! edebileceğini söyler. Ve peygamberimizle buluşur. Peygamberimizin yanına varıp isteğini ona iletir. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) O’na şu cümlelerle cevap verir; “ Şüphesiz ki hamd Allah'a mahsustur, O’na hamd eder, O’ndan yardım isteriz. Allah, kime hidayet verirse onu şaşırtacak yoktur. Kimi şaşırtırsa onu da hidayete erdirecek yoktur. Ben Allah'tan başka ilah bulunmadığına şahitlik ederim. Bundan sonra…” Diye Peygamberimiz devam edecek iken Dımat O’nun (sav) sözünü keser ve bu kelimeleri 3 defa tekrarlatır. Sonra da duyduğu bu sözler hakkında şu değerlendirmeyi yapar: “…Ben bu sözlerin benzerlerini hiç duymadım. Kâhinlerin, sihirbazların, şairlerin sözlerini çok işittim ama bunun gibisini işitmedim. Bu sözler durgun denizleri bile coşturur…” Dımâd ardından kelime-i şehadet getirir ve Müslüman olur. Kabilesini de Müslüman yapar. Biz Müslümanlar, son din olan İslam’ın, tekmil Âdem evlatlarına, bu âlemde huzur, adalet, barış ve esenlik vereceğine; sonsuz âlemde de onları cennetlik yapacağına, inanıyorsak, Peygamberimizin ve sahabesinin hayatını (İslam tarihini/Siyeri) tam ve eksiksiz incelememiz gerekir. Çünkü gerçeğe hakikate, devaya ancak bu reçeteyle ulaşabiliriz. Gazze’de dökülen (maazallah böyle giderse daha da dökülecek olan) bebek kanları, 200 yıldan fazladır zulümle kaplı dünyamıza Adalet Güneşinin doğması ile durur.

HABER YORUMLARI
  1. Hümeyra Akgümus
    2024-05-08 11:30:57
    İnşallah bekliyoruz adalet güneşini tum insanlık olarak