Konya
°C
Yeni Meram

5000 YILLIK TARİHİ İLE BİLİNEN ANTİK KENT: MEDENİYET BAŞKENTİ SİLLE (1)

5000 YILLIK TARİHİ İLE BİLİNEN ANTİK KENT: MEDENİYET BAŞKENTİ SİLLE (1)- Yaşar BARIŞIK- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
07.06.2022 01:36
06.06.2022 15:38
0
1946
ABONE OL

Tarih, Sanat ve Kültürü bünyesinde barındıran, yüzyıllar boyu Müslümanlar ile Gayrimüslimlerin bir arada yaşadıkları, hoşgörü ve ticaret merkezi olarak,Dini inanışların ve akrabalık ilişklerinin ayrı tutulduğu, yaşam çizgisinin çok ayrı olmadığı sosyal faaliyetlerin komşuluk ilişkilerinin büyük bir güven ve samimiyet içerisinde yaşadığı görünen bir belde “S İ L L E “. Kanayıp coşan köpürüp akan su anlamına gelen Sylla ( Su Dirhemi) manasındaki bir yer idi. Ülkemizin ilk NAHİYE Belediyesi olma özelliği olan bir yerdir SİLLE. Konya çevresinde ve yakın köylerden askere gidecekler SİLLE askerlik şubesinden evraklarını alırlardı.
Selçukluların Konya’yı fethetmesinden sonra Konya Kalesinde bulunan Rum olarak bilinen ancak bunların Hıristiyan Ortadoks Türkler olduğu ve Volvo Türklerine asıllarının dayandıkları bilinmektedir. Konya’ya da Karamandan geldikleri hakkında çeşitli bilgiler mevcuttur. Bu kişilerin Haçlı seferleri zamanında Bizanslıların eline esir düşmüş Oğuz Türkleri oldukları da bildirilmektedir.

Bu arada Türkçe Sille’de günlük dil olmuş, tarihi Aya Elena kilisesinin kitabesi de Rumca harfler ile Türkçe ifade ile yazılmıştır. Sille ahalisinin medeni, latif ve oldukça nezaket sahibi olduğu, “Konya Vilayet Salnamelerine” konu olacak kadar dikkat çekmiştir. Sillede Lidyalıların ve Firglerin de yaşadığı “İN “ denilen mağaralarlada kiliselerin var oluşu , Roma dönemine ait kilisenin Ms. 327 yılında Bizans imparatoru Kostantin’nin annesi Helena ( Aya Elana) tarından yaptırılan ilk Hıristiyanlık dönemine ait oyma mabetlerden etkilenerek yapıldığı ve bu kilise mimarisi ile dikkat çektiği bilinmektedir. Sille’de yaşayan bu gayrimüslimlerden bazıları Müslüman olmuş , ancak çevrelerinden çekindikleri için bunu açığa vuramamışlardır. Ayrıca Anadolu’nun kültür tarihi ile alakalı yapılan çalışmaların bize gösterdiği kadarı ile Anadolu’nun eski isminin Rum Diyarı , Belde-i Rum olup Romalı anlamını taşımaktadır. Bilindiği üzere, Anadolunun Müslüman Türkler tarafından fethinden önce “Gök Tengri “ yani tek tanrı inancına sahip bir kısım Türk boylarının Anadolu’ya yaptıkları göçler neticesinde Hristiyanlık ile tanışarak kadim –eski dinlerine yakın gördükleri bu inaç sistemine dahil oldukları görülmektedir. Selçukluların Konya’yı fethinden sonra bu Müslüman olmayan Türkleri Sille’ye yerleştirdikleri görülmektedir. Osmanlının son dönemlerine kadar Sille ve çevresinde kendilerini Karamanlı Türkler olarak tanıtan Hıristiyan Türklerin yaşadığı bilinmektedir.

1922 yılından 1924 yılan kadar Mübadeleden Yunanistan’a gönderilen bu Hıristiyan Türkler , 2.sınıf insan muamelesi gördükleri için çoğu kaçarak Almanya’ya gitmişlerdir. Bilindiği üzere Selçuklularda ve Osmanlılarda gayrimüslimlerin askere alınmadıkları için bunlar meslek sahibi olmuşlar ve ticaretle uğraşmışlardır. Yapıcılık, testicilik, kunduracılık ve Yemenicilik bağcılık, azda olsa kalaycılık ve bakırcılık yaptıkları bilinmektedir. Ayrıca Konya merkezde özellikle Osmanlı döneminde bir tane bile sarraf dükkanı yok iken Sille’de 27 adet Sarraf dükkanlarının olduğu, Konya’da dönemin büyük parasını bozduramadıklarında Sille’ye gittikleri bilinir. Bugün İstanbul’da Kapalı Çarşıda bulunan sarrafların bu kişilerin torunları olduklarına dair bilgilerde mevcuttur. Bu arada beraber kardeşce yaşayan bu iki toplum birbirlerine saygıda kusur etmezlerdi. Örneğin Müslüman Türklerin bir cenazesi olduğunda, gayrimüslümlerinde bir düğünü varsa kesinlikle eğlencelerini komşularının duymayacağı şekilde evlerinin içinde yaparlar ölen kişiye saygı gösterilerdi. Yada bunun tam tersi olurdu. Yani ölen Hıristiyan ise Müslümanlarda aynı şekilde davranırlardı. Bütün kültürleri neredeyse aynı idi. Bir gün bir gayrimüslim ile Müslüman bir aile arasında sıkıntı olur. Kadıya gitmeleri gerekir. Ancak gayrimüslüm aile önce gitmek istemez mahkemeye. Çünkü nasıl olsa kadı Müslüman, biz haksız çıkarız düşüncesi vardır. Sonra ikna edilip kadıya giderler. Kadı her iki aileyi de dinle ve karar verir. Gayrimüslimlerin konuda haklı oldukları kararına varınca “Müslümanlarda adalet bu kadar güzel mi” derler ve onlarda Müslüman olurlar…

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.