Konya
°C
Yeni Meram

24 KASIM 'ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜZ' ANISINA

24 KASIM 'ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜZ' ANISINA- Yaşar BARIŞIK- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
23.11.2021 01:10
22.11.2021 17:14
2
2235
ABONE OL

“”Bana Bir Harf Öğretenin Kırk Yıl Kölesi Olurum! Hz. Ali (r.a.)””
Saygıdeğer Gazetemiz okurları; bu hafta sizlere ÖĞRETMENLER GÜNÜ dolayısı ile hazırladığım yazımı paylaşacağım. Yukarıda zikrettiğim Hz. Ali’nin (r.a.) sözü öğretmenin önemini en güzel şekilde ifade etmektedir. Bende bir emekli öğretmen olarak tekrar dünyaya gelsem yine ÖĞRETMEN olmak isterdim. Çünkü öğretmenlik anlatılmaz yaşanır denen bir meslektir. Tabiri caizse Peygamberlik mesleğidir! Çünkü onlarda insanlara öğretmek ve eğitmek için görevlendirilmiş manevi değerlerdir. 24 Kasım 1928 de Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğinin kabul edildiği tarih idi. 1981 yılında dönemin idarecileri tarafından 24 Kasım 1981 yılında çıkan kanunla, o yıldan bu yana kutlanmaktadır. Ancak ÖĞRETMEN denince yada sadece öğretmen değil diğer tüm kutlanan günlerde ( Anneler günü, babalar günü vs.) tek günde kutlanan değil, her gün saygı ve sevgi ile bilinmesi gereken günler olmalıdır. Bir anneyi insan yılın sadece bir günümü hatırlamalı yada öğretmeni! Bu tür günlerin ekonomik fayda sağlamak amacı ile yapıldığını da biliyoruz.


Kişinin ilk öğretmeni evde annesi ve ailesidir. Sen o pırıl pırıl çocuğu ne verirsen hafızasına hemen yazar. Sonra belli yaşa gelince ilk okula başlar. Bir öğrencinin en önemli yetişmesini sağlayan kişidir ilk öğretmeni. Büyüklerin dediği gibi eğer hemen para kazanmak istersen buğday ek, kısa bir zaman sonra istersen ağaç ek, şayet ölümsüz eser bırakmak istersen öğrenci (insan) yetiştir derlerdi. Geleceğin büyükleri olan bu öğrencileri en iyi şekilde eğitmek hepimizin başlıca görevi olmalıdır. Öğrenim 2. plandır bence. Önce eğitim sonra öğretimdir. Unutulmayan öyle değerli öğretmenlerimiz vardı. 1981 yılında bu gün kutlanmaya başladığı andan, ölümüne kadar her 24 Kasımda ilkokul öğretmenim İstanbul’da yaşadığı için telefon arar günümüzü kutlardım. Tabi bizleri yetiştiren bu günlere getiren değerli orta okul lise ve üniversite hocalarımızda dahil.. Ama çocuğun ilk göz ağrısı ilk okuldur. Bundan 4 yıl önce Konya yerel bir tv.de Konya fotoğraflarım için gündüz programında sunucu bayana zamanım olmadığını söyledim program için. Ama o arkadaş ısrar edince gittim televizyona ve dedim ki; tesadüfen 24 kasım idi günlerden, sizden bir isteğim var, program öncesi; onlarda nedir hocam değince; malum bugün 24 Kasım bizim günümüz, ben her sene ilk okul öğretmenimi telefon ile arar gününü kutlarım. Mümkünse canlı yayında onu arayalım, gününü kutlayalım dedim. Canlı yayın başladı, rejideki arkadaşlar hemen İstanbul’daki öğretmeni aramışlar. Sayın hocam biz Konya’dan bir yerel tv den arıyoruz, sizin eski bir öğrenciniz gününüzü kutlamak ister değince, rahmetli öğretmenim, hemen o kesin Yaşar Barışık’tır demiş. Canlı yayına bağlandı, konuşamadı duygulandı.. Ben de duygulandım tabi.. Çünkü Konya’dan uzun yıllar önce İstanbul’a eşinin işi dolayısı ile taşınmıştı. Telefonu kapatır kapatmaz tüm bildikleri tanıdıkları eşi dostunu aramış Konya televizyonunda eski öğrencim beni aradı, sevincini paylaşmış program sonunda ben tekrar aradım ve konuşamadı yine sesi düğümlendi sanki.. İşte bu kadar güzeldir eski bir öğrencisi tarafından aranmak . Yetişen öğrenci sanki yıllar önce ekilen meyve ağacının meyve vermesi gibidir. Şimdi benimde gurur duyduğum o kadar çok öğrencim varki. Her an aranmak halimi hatırımı sormaları her şeye bedeldir. Anlatılmaz yaşanır duygudur. Çoğu resmi kurumlarda yada özel sektörde çalışan eski ama eskimeyen bu öğrencilerimle şükür iyi bir iz bırakmışım ki hala aranıyor olmak bizlerin yani öğretmenlerin en güzel duygusudur.


Hatta diğer bir sevincim 1980 yılında ilk görev yerim Muş Lisesinden değerli öğrencimiz olan şuan Konya Valimiz sayın Vahdettin Özkan beyin de öğrencimiz olması dolayısı ile gururumuz olmasıdır.. Yukarıda dediğim gibi öğretmenlik kişiye 3-5 kelime öğretmek değil eğitmektir. Yıllarca çalıştığım Meram Endüstri meslek lisesinde yaşadığım bir olayı aktarmak isterim. Yıl 1995, idareciliğimin ilk ayları. Müdür yardımcılığı odam okulun zemin katında.O katta da son sınıf öğrencileri var.. Bir gün 5 nolu sınıfımızın kapısı öyle hızlı ve gürültülü şekilde kapandı ki sanki okulun bütün camları kırıldı sandım o an.. Hemen çıktım odamdan ,bir baktım ki neredeyse boyu benim 1,5 katım olan bir öğrencimiz.. Hemen müdahale ettim ne yaptın sen dedim.. Bırak hocam ya dedi bana.. Bende yeni idareci olmam nedeni ile konuşma gel buraya dedim.. Zorla odama soktum. Oğlum ne oldu sana neden böyle yaptın dedim. Hemen odamın perdelerini çekerek bir çay söyledim. Onu biraz olsun rahatlatmaya , sinirlerinin yatışmasını bekledim. Ben dersi dinlemiyordum hoca yok yazdı beni ,19.5 gün devamsızlığım olduğu için sınıfta kaldım dedi.. Peki oğlum ne sıkıntın vardı da bu hareketi yaptın hocana dediğimde; ŞOK OLDUM.. Hocam dedi siz benim kaç gündür nerede yattığımı ne yiyip içtiğimi biliyor musunuz dedi. Bende hayır söylersen öğrenirim değince koca delikanlı ağlamaya başladı. Bu kez ben duygulandım. Hayırdır dedim. Oda hocam annem babam boşandılar. Annem gitti bir başka erkekle evlendi, babamda bir bayanla evlendi. Ben kaldım ortada, annem gidiyorum ben karışmam babana git diyor, babama gidiyorum oda annene git diyor.. Bu yüzden ne yapacağımı şaşırdım. Bir aydır Nalçacı’da şimdi yıkılan otogarda yatıp kalktığını söyleyince psikolojisinin bu kadar bozulmasına hak verdim.. Allah’tan olacak, bir gün öncede beni ziyarete gelen bir vakıf yöneticileri bana telefon numaralarını bırakıp her hangi bir öğrencimizin sıkıntısı olursa hemen bize yönlendirin hocam demişlerdi.. Bu arada tabi öğrencimizin bilgisayardan sayfasını açtım. Gerçekten 1. Dönem bütün derslerinden oldukça başarılı olduğunu, dediği gibi 2. Dönem bu sıkıntısından dolayı devamsızlığının 19.5 olduğu gördüm. Hemen telefon açtım o vakıfa. Böyle böyle bir öğrencimizin olduğu, okulların kapanmasına da 1 ay kaldığını bunu vakıflarında misafir edip edemeyeceklerini sordum. Onlarda sağ olsunlar hemen bize yönlerdir hocam dediler. Teşekkür edip telefonu kapatıp öğrencimize buraya gideceğini orada okul kapanıncaya kadar kalabileceğini söyledim. Oda hocam devamsızlık 20 gün oldu sınıfta kaldım dedi. Hayır dedim, ben bu gün bu durum için sana yarım gün izin yazıyorum. Ama tek şartla bu izin dedim. Okul kapanıncaya kadar her sabah ders başlamadan en az 15-20 dakika önce yanıma gelip teklim vereceksin bana dedim. Çok sevindi, tamam hocam söz dedi.. Gerçekten de o günden okulun son gününe kadar aksatmadan geldi. Başarılı olarak mezun oldu. Bu öğrencimizin yaptığı hareket aslında disiplin suçu idi. Ama kişiyi kaybetmek değil, kazanmaktı amacım.. Mezun olup okuldan ayrıldıktan sonra, askerliğe kadar iş buldu. Çalıştı çabaladı. Sonunda evlendi. Çarşıda pazarda , nerede olursa olsun beni uzaktan da görse bekler ceketi var ise bütün düğmelerini ilikler yanıma gelir, hocam Allah razı olsun, der.. Benim için en büyük mutluluk onu kaybetmek değil kazanmaktı. Şayet o gün bir tekmede ben vursaydım belki bugün Allah korusun hapiste yada mezarda olabilirdi.. İşte idarecilik ve eğitimciliğimin en unutulmaz anılarımdan birisi idi.. Öğretmen sadece 3-5 kelime öğretip sınıftan 40 dakikanın bitişi çıkıp gitmek değil, önce eğitmek, idare etmek onları anlamak ve sonra bir şeyler öğretmek olmalıdır.


Bu vesile ile halen çalışan değerli meslektaşlarımın ve emekli olanlarında bu özel günümüzü cani gönülden kutlar, ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenlerimize de Allah’tan rahmet dilerim. SAYGILARIMLA..

HABER YORUMLARI
  1. Hamza ARI
    2021-11-23 11:22:38
    Bu veciz düşüncelerini yazıya döken Yaşar Hocamı kutluyorum.Bu vesileyle şahsında kendisinin ve tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü kutluyorum.Öğretmelerimiz bir toplumda değer verilmesi gereken , ,"eti senin ,kemiği benim" diyerek çocuklarımızı teslim ettiğimiz çocuklarımızın topluma tam teferruatlı bir beşer olarak yetişmesi için çalışan ,fedakarlıkta zirve yapmış bireyleridir.Onları maddi ve manevi yönden her zaman desteklemeliyiz.Devlet olarak da onlara sadece 24 Kasımlarda hatırlanmaması ,her zaman onların gerekli desteğin verilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Saygılarımla..! Emekli Almanca Öğretmeni Hamza ARI
  2. Muhammet Akif Şişman
    2021-11-23 21:59:32
    YÜREĞİNİZE SAĞLIK HOCAM İYİKİ VARSINIZ ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN