Konya
°C
Yeni Meram

Hey gidi günler hey!

Hey gidi günler hey!-Ümit Sürmeli-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
20.05.2017 08:05
19.05.2017 23:58
0
3342
ABONE OL
Bayramlar, hele ulusal bayramlar ne güzel kutlanırdı Konyamız’da. Cumhuriyet Bayramı’nda mahalledeki hanımlar, çocuklar bayram töreni için Alaaddin çevresi ve İstasyon, Anıt alanına, oradan da Mevlana Meydanı’na dek sürecek olan Cumhuriyet Bayramı kortejini izlemek için hazırlanır, en güzel ve yeni giysilerimizi giyer kalabalık içine karışırdık. Atatürk Cumhuriyeti’nin kurduğu fabrikalarda üretilen mallar, arabalarla şehrin sokaklarında süzülürdü. Pırıl pırıl yıkanmış, bayraklarla süslenmiş arabalar, traktörler, içlerinde çocuklar, köylüler, kentliler üretilen malları halka atarlar ve herkes Osmanlı’dan görmediği üretimi ve ürünlerini büyük bir mutlulukla kapışırdı. Türkiye Zirai Donatım Kurumu, Köy Hizmetleri, Tarım Kredi Kooperatifleri, bunların tanıtımlarını taşıyan ve Devlet Üretme Çiftliklerinde yapılanlar, üretilenler halka dağıtılır, çocuklara şekerler, simitler, Sümerbank Fabrikaları’nda üretilen mini elbiseler, kumaşlar, çarşaflar atılırdı. Konyalı, siyasi parti liderleriyle değil üretilen Türk Malları ile gurur duyar, zafer turları atardı. Devletin valileri, halkın belediye başkanları, sadece kendine oy verenleri adam yerine koymak, onlara hizmet götürmek, bağlı olduğu siyasi partinin papağanlığını yapmak yerine Türk Milleti’nin, Atatürk ‘Ün Kurduğu Cumhuriyetin belediye başkanı olduğunun bilinciyle davranırlardı. NATO subayı olmayan komutanlarımız, Konya halkının bayramını gururla kutlarlar ve hangi siyasi partiden olduğunu hiç bilmediğimiz valilerimizi, başkanlarımızı, bayramlarımızı kutlayan devlet yetkililerimizi, çılgınca, gururla alkışlardık. Hey gidi günler hey! 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı sözünün değerini bilmeyenler, bu bayramın kutlanmasının yasaklanmasına ses çıkarmayanlar unutmasınlar! Türk Milleti sadece işgal eden emperyalist devletlere değil, tek adam egemenliğine de karşı çıkarak egemenlik hakkını TBMM’yi açarak yeniden elde etti. Yasama, yürütme ve yargıyı meclis eliyle kendi seçtiklerine bıraktı. Devrimleri tek adamın emriyle yapmadı. TBMM kararlarıyla devrimleri gerçekleştirdi. Tek adamlardan kurtulmanın, 600 yıl süren esarete, kulluğa, itilmişliğe, ezilmişliğe baş kaldırmanın bayramıydı 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramımız. Tek adamların şanlarına şan katmak uğruna, Anadolu insanının Suriye, Irak, Trablusgarp, Yemen, Arabistan çöllerinde can vermesine, Anadolu insanının sadece vergide ve savaşta hatırlanmasına, kadınların adam yerine bile konmadan nüfus sayımında bile sayılmadığı, tarım, hayvancılık, sanayileşme şöyle dursun okuma-yazma bilen insan sayısının yok sayılacak kadar az olduğu bir yönetimden, kurtulmanın bayramıydı. Egemenliğini elde etmiş, seçme ve seçilme hakkını elde etmiş, yobazlıktan, gericilikten uzaklaşarak, aydınlanma çağına, batının şaşkın bakışları, Amerika denen karıştırıcı katil devletin şüpheli bakışları üzerindeyken, hızla devrimleri gerçekleştirmiş bir milletin, yirminci yüzyılın modern devletini kurma onuruna ulaşmasının bayramıydı. Sulandırmak, yok saymak, ‘egemenlik sizin neyinize?’ der gibi sadece çocuk bayramına çevirmek için ellerinden geleni yaptılar. Dünyada hiçbir millete nasip olmayan bir zaferdi Türk Kurtuluş Savaşı. Utanmadan, sıkılmadan, tarihini bilmeyen, bilen ama hala din adamlarının ülke yönetiminden ellerinin çektirilmesini içine sindiremeyen, hala devrimlere karşı isyan eden, devrimlere düşman isyancılarla gönül bağlarını koparamayan ve modern Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşadığımız yüzyılda torunlarına bile kabul ettiremeyeceklerini bile bile, Kürt-İslam Cumhuriyeti’ne çevirme heveslileri, İstanbul’un fethini görkemle kutluyorlar. Kurtuluş Savaşı kazanılmasaydı, nefret ettikleri, adını anmaya tenezzül etmedikleri Mustafa Kemal olmasaydı, ortada ne İstanbul kalacaktı ne de Çanakkale ve nimetinden tepe tepe yararlandıkları Türkiye Cumhuriyeti toprakları! İşin ilginç yanı da hepsinin çocukları Amerika’da, Avrupa devletlerinde yaşıyor, okuyor, sefa sürüyor. Hey gidi günler hey! ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ demişti ATATÜRK. İşte onun için 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramını öylesine coşkuyla kutlardık Konyamız’da… Heyecanı aylar önce başlardı. Milli Eğitim Müdürlerimiz vatan kurtaran kahramanın okul duvarlarından resimlerini, adam olmak için, Türk Milleti’ne çağdaşlığı anlatmak için söylediği sözleri silmekle uğraşmaz, öğrencilerin ve okullarının törende en iyi kutlama yapması için çalışırlardı. Traktörlerin römorklarında, tuvaletlerle, süslü elbiselerle, başlarında taçlarla genç Türkiye Cumhuriyeti’ni canlandıran kızlar, meslekleri temsil eden ilk okul öğrencileri ‘hakimler, doktorlar, mimarlar, mühendisler, öğretmenler, işçiler, boyacılar, simitçiler, belediyelerin temizlik işçileri, itfaiyeciler…’ Efeler, her yörenin folklor ekipleri ve yavrukurtlar trampetleri ile halka büyük bir coşku yaşatırlardı. Konyalı anne ve babalar gururla izlerlerdi çocuklarını. Çocukluğum bu coşkuyla geçti. Konya halkının ve Türk Milleti’nin belediye başkanı olduklarını unutmayan, Kurtuluş Savaşı’nı özümsemiş, Atatürk hastalığına ve kompleksine tutulmamış başkanlarımız ve devletin valileri gece fener alayları düzenlerler, Mehmetçiğimiz şehir meydanında marşlar çalardı. Gençliğimin Konyalısı ise bir başkaydı. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı etkinliklerinde orta okulda ve öğretmen okulunda, liselerde okuyan gençler delikanlılar, kız öğrenciler şortlarla, marşlar söyleyerek sokaklardan geçerken, Konyamız’ın namuslu, şerefli onurlu, milliyetçi esnafı bizleri evlatları olarak görürlerdi. Kızları, bacıları, olarak gördükleri gençleri alkışlarla seyrederler ve gösterilerimizi büyük bir keyifle izlerlerdi. Konya sokaklarında Atatürk’ün özlü sözlerinin yazıldığı taklar kurulurdu. Gece fener alayları yapılır, tüm Konya halkı sokaklarda gece yarısına dek bayramı kutlardı. Gençler kendilerini Cumhuriyetin koruyucusu olarak görürlerdi ve asla Cumhuriyetin kazanımlarını kimseye vermeyi düşünmezlerdi. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını da, Ulusal Egemenlik Bayramını ve Zafer Bayramını da feda ettiniz. Cumhuriyet, ulus devlet, üniter yapı, TBMM elimizde kalan ve her an kaybedeceğimiz değerler. Millet olarak sahip çıkılmaz, millet olarak korunmaz ise sonumuz Irak, Suriye, Filistin gibi olur. Amerika göçmen ülkesi ve eyaletlerle yönetiliyor. Şu anda Türkiye göçmen ülkesi konumuna getiriliyor. Üç milyon Suriyeli yakında beş milyon olacaklar. Dünyanın dört bir yanından, göç alınıyor. Sonu nereye varacak? Amerika, yakında eyalet diye bastıracak. Engel; Ulus devlet. En büyük engel ise üniter devlet yapımız ve Atatürk İlke ve Devrimlerini benimsemiş milliyetçi, Türk Milleti. Sahip çıkın bayramlarımıza. Korkaklara, yüreksizlere, tabansız ve vatansızlara inat sahip çıkın. Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız; Atatürk’ün 19 yaşında başlayarak 57 yaşına kadar uyumadan, dinlenmeden, kişisel çıkar gözetmeden savaş meydanlarında verdiği uğraşı gören, Türkiye ve Türk insanı için gecesini gündüzüne katarak Türk Milleti’nin gelişmesi için yaptığı çalışmaların değerini bilen, bu ülkede yaşamayı hak eden, nankör, vefasız olmayan herkese kutlu olsun..
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.