Konya
°C
Yeni Meram

"Sen gül ol da, uğruna ötmeyen bülbül utansın!"

"Sen gül ol da, uğruna ötmeyen bülbül utansın!"-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
04.11.2016 10:57
0
9553
ABONE OL
Gül olmak, gül tabiatlı olmak, güzel huylu olmak, çevresine güven ve huzur sunmak, insanlara hoşgörüyle davranmak, seven bir kalbe sahip bulunmak, güle atfedilen meziyetlerdir. Gül olduk da, dalımıza, yaprağımıza bülbül mü kondu, bir kere ilaç için öttü mü diyenler dediler ki;  Kime ne iyilik yaptıysak, karşılığını göremedik, dost bildiklerimiz, dost dediklerimiz düşman çıktılar, hısımlarımız hasım oldular. İyilikten maraz doğarmış demişlerdi, meğer ne kadar da doğruymuş! Sonrasında da, anlayışı, hoşgörüyü, uzlaşmayı bıraktılar! Diken oldular, kara çalı oldular, çiçekleri güzel ancak içi zehirli zakkum oldular. Sarmaşığın bile gidip zehirli olanından medet umdular! Lafları dahi zehir-zemberekti! Diken olmak en kolaydı, en kestirme işti. Sabırsızların, hazımsızların, gurur ve kibrin sarhoş ettiği ruhların vazgeçilmeziydi. Diken, dışı kara, içi kara, dokununca yaralamadığı yer kalmayan, yollara, bellere, dağlara, tepelere, en olmadık, en beklenmedik yerlere tuzak kuran bir avcı gibiydi. Diken tabiatlılar, can acıtmaya, baskı kurmaya, insanlara tahakküm etmeye, üstünlük sağlamaya, ezmeye, hayatı cehenneme çevirmeye, dediğim dediktir felsefesini yerleştirmeye, kendisi gibi düşünmeyenlere hayat hakkı tanımamaya meyleden bir yaradılışa sahip olanlardan oldular. Bu yolu seçerken bir an bile olsun tereddüt etmediler! Gül tabiatlılar; munistiler, naziktiler, nezaket ehliydiler, iyi huyluydular, alıngandılar, kırılgandılar, hassastılar, duyguluydular, kırmamaya, incitmemeye, seslerini yükseltmemeye çalışan bir ruh haline sahiptiler. Affetmek, hoş görmek, yapılan yanlışın üzerinde durmamak, hataların telafisi için bir kaç kez fazla şans vermek o tabiatın özünden gelen hal ve hareketlerdi. Diken tabiatlıların sabırları da yoktu, afları da. Merhametleri göstermelik, acımaları keyfekeder, hoşgörüleri çıkarları doğrultusundaydı! Gül olmak, gül gibi olmak, gül gibi davranmak dillerinden düşmese de, diken olan tarafları en küçük bir olumsuzlukta kendini göstermekten geri durmadı. İsteseler de gül olamazdılar zaten! Niyetleri yoktu çünkü. Keşke olsaydı! O bülbül gelecek, bizim dalımızda da ötecek, gül diye de bizden başkasını bilmeyecek diye neler yapmadılar neler! Hiç kimse de demedi ki,  gül oldunuz, gül olmaya meylettiniz, gül olmak için tövbeler, yeminler ettiniz, sözler verdiniz de, bülbül gelipte konmadı mı dalınıza, kapınıza, omzunuza? Diken'in dalına; içten pazarlıklılar, içi fitne-fesatlar, dedikodu kumkumaları, laf taşıyanlar, haber uçuranlar,  insanları birbirine düşürenler, küstürenler, yuvaları söndürenler, ocaklara ateşler düşürenler, ayrılıklara sebep olanlar, bu işlerden haz duyanlar, sevinçten ağzı kulaklarına varanlar, karga tabiatlılar, kuzgun tabiatlılar konar-kalkardı! Ey gönlü çıfıt çarşısı misali karmakarışık, içi fitne fücur, diken tabiatlı olmanın büyük erdem olduğuna kendini inandırmış olan! Kendini ne kadar allayıp-pullayıp, boyayıp, güle benzetsen de, gülü en muazzam kalabalıklar arasından bulup-tanıyan bülbül konar mı sanırsın senin dalına? "Zorla güzellik olmaz!" dememiş mi büyükler? Bülbül, gülün sahtesini, kendini gizlemişini, yalancısını, boyanmışını bilmese, tanımasa bülbül vasfına haiz olmaz zaten! Kendini güle benzetenin, gül diye yutturmaya kalkanın, ben gülüm diye dayatanın, gül arıyorsanız, aradığınız gül benim diyenin cakasına, fiyakasına, nağmesine, havasına onun için aldırmaz, kanmaz! Gülü her neredeyse arayıp bulandır bülbül. Gül budur diye, ben gülüm diyen oyun bozana, tuzak kurana, gül sensin diye konmaz, hem niçin konsun ki? Dikenler arasında gül tabiatlı olmaya meyledip, pişmanlık içinde yüzeni, dikenlikten kurtulduğu an, filizlenip, yaprak açanı, gül olmaya doğru boy vereni, tomurcuklanıp açmaya karar verenleri de, bilir bülbül! Gül olmaya meyletmek, geri dönüştür aslında, aslına rücudur, özüne, sözüne sadakattir, yanlışlardan, hatalardan dönmektir "Sen gül ol da, uğruna ötmeyen bülbül utansın!" diyen Hz. Mevlana, gül olmaya meyledene, gül olma yolunda yürüyene, ümitler ve müjdeler veriyor. Görevi, gül olanın dalına konmak olan bülbül, utanır da, konmamazlık edemez gül tabiatlının yolundan yürüyenin dalına diyor, yüzyıllar ötesinden!        
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.