Konya
°C
Yeni Meram

“ YÜREĞİMİZ KIYMET BİLENE EMANET!”

“ YÜREĞİMİZ KIYMET BİLENE EMANET!”-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
27.04.2018 00:38
26.04.2018 16:39
0
11867
ABONE OL
Kadir kıymet bilmek, semtimizden geçmez bizim. Kıymetini bilemedik diye dövündüklerimiz, cenaze namazını kıldıklarımız ve mezarlığa defnettiklerimizdir. Mezarlık sonrasında ruhuna el Fatiha denilen merhum yada merhume için çok çok face sayfalarında “Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun” denilir ve mevzu kapanır. Öldükten sonra kıymetlerini bilmeye kalktığımız, Sağlıklarında kapısını açmadıklarımız, Ne derdi var diye sormadıklarımız, İhtiyaçlarını merak dahi etmediklerimizdir onlar. İnsanların sağlığında, yaşarken hakkını teslim etme konusunda konuştuklarımızı toplasanız kim bilir kaç cilt kitap olur? O konuşanlar dahi, her ne hikmetse uyarıcılık görevine yanaşmazlar! Neden yanaşmazlar? Yarın ne olur ne olmaz, üzerime kalır babından endişeleri olabilir mi? Endişe bir yana! İnsanlık öldü mü diye sorabilirsiniz? İnsanlık henüz ölmedi! Ancak, aşırı bencilleştik! Önce ben, sonra ben, daha sonra yine ben diye başlayan ben histerileri bir türlü şu kadar sıra sonra sen diyemiyor. Bir ömürlük misafir olduğumuz dünyada, Tavan yapan egoların, kendini idolleştirme eğilimlerinin, kıymeti bilinmesi gerekenlere bir desteği olabilir mi? Bu kıymet bilmezlere… Neyi paylaşamadıklarını , Neyi bölüşemediklerini, Neden insanları engellediklerini, Neden gözükmesinler, görünmesinler, kimse bilmesin diye perdelediklerini, Kenara aldıkları nice takdir ve kıymet edilmesi gerekenlerin durumunu, Neden, niçin, nasıl gibi sorularla sormayacak mıyız? Ne zaman anlatacağız, bu kıymet bilmezlerin yanlışlarını? Ey kıymet bilmemeye yemin etmişler! Elinizde övündüğünüz neler var? Güç mü? Kudret mi? Hırstan kuleler mi? Ayrıcalığınız ne? Kendinizi bulunmaz Hint kumaşı saymanız nereye kadar? Benim dediğiniz her ne varsa, siz bu dünyadan gittiğinizde yalan oluyor, talan oluyor. Bilmiyor musunuz? Söyleyin! Sahibi olduğumuz ne var? Makam kalıcı değil! Mevki durucu değil! Mal ve mülk anlayana emanet! Para geçici bir saadet! Ey kıymet bilmeyen, kıymet bilmemek için her kıymetliye kulplar takan! Ne oldu? Sanki, senin kıymetini bilen mi oldu? Bilen mi olacak? Yarın en güvendiğim, en çok sevdiğim dediğin kimse, ilk önce o seni unutacak! Mevlana, o dönemde kime içerlemiş, kime gönül koymuşsa, kefenleyip gömmeliyim kelimeleri, cümleleri, mısraları demiş! Demiş lakin; Gönül erlerine, konuş denmiş, anlat denmiş! Susmak onların lugatında yok! Aşığın yüreği, Sevenin yüreği, Aşk ile söyleyenin, O aşığı söyletenin yüreği Kıymet bilene emanet edilmiş. Kıymet biliyormuş gibi görünenlere değil! Kıymeti bilinmesi gerekenler yerine, kıymetsizlerin, değersizlerin, göz boyayanların, yalancıların, yağcıların, yalakaların kıymetinin bilinmesi kıymet kavramına ihanet değilse nedir? Kıymet bilmek keşke laf ile anlatıldığı kadarıyla kolay ve basit bir şey olsaydı. Kıymet bilmek, kıymeti bilinmesi gerekenin emanet edildiği kişidir, toplumdur, kurumdur. Kıymet bilmek, vefa göstermektir. Emanete sahip çıkmak, emanete hıyanet etmemektir. Kıymetini bilemediklerimiz vah…vah…tüh…tüh… denilerek uğurlanır oldular! Bütün bu görüntülere rağmen yapılan yanlışlardan dönülmek istenmeyişi ise anlaşılamayan bir hicran yarasıdır. Bütün olumsuzluklara rağmen, bu dünyada kıymet bilenler tarihin her döneminde var olmuş ve var olmaya da devam edecekler. Hz. Mevlana, işte onun için serzenişte bulunmuş şu sözüyle. Diyor ki; “Susmalıyım belki de.! Kefenleyip tüm kelimeleri ,cümleleri, öylece mısraları gömmeliyim. Ne sahibim bu yerde! Ne de kiracı! Sadece bir ömürlük misafirim ben. Yüreğimiz kıymet bilene emanet.”
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.